Son Mühür/Merve Turan- Son Mühür Televizyonu'nda yayımlanan Sıcak Bakış programına konuk olan Birlik Sağlik Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, sağlık sektörü ile ilgili Tunç Erciyas'ın sorularını yanıtladı.
Bozyaka Hastanesi’ne veda...
Sağlamlaştırılsın mı, yıkılsın mı, yıkılmasa daha mı iyi olur? diye çok tartışılan ancak geçen hafta yıkım kararı nedeni ile boşaltılan hastane için Doğruyol, Şehir hastanelerinin bir kurbanı olduğunu vurguladı. "Biz hiçbir zaman Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ya da depreme dayanıksız hiçbir kurumun yıkılmaması yönünde konuşmadık. Elbette bu kurumlar yenilenebilir, elbette yıkılabilir; ama her zaman şunu söyledik. Bozyaka 1995 yılında hizmete girmiş bir bina.
2012 yılında yıkımı gündeme gelmiş bir bina. Yani 17 yıl sonra hizmete girmiş bir binanın yıkımının gündeme gelmesi çok acı... Bozyaka binası illa yıkılmasın demedik, poliklinikler devam etsin dedik ama bir türlü beceremedik. Karşıyaka Devlet Hastanesi yıkıldıktan sonra 12–13 yıldır neden oraya bir bina yapmadık? Şu an Karşıyaka ilçe sınırları içerisinde bir tane devlet hastanesi yok. Balçova ilçe sınırları içerisinde bir tane 112 istasyonu yok. Yani Balçova Belediye Başkanı ve Balçova Kaymakamı bunlara müdahale etmeli. Biz STK olarak bunları dillendirmeye çalışıyoruz ama maalesef sesimiz belli bir yere kadar çıkıyor.
Bu hastanenin hizmet vermesi en az 5 yıl sürecek; belki de hiç hizmete girmeyebilir, belki hiç yapılmayabilir. Tabii bunların hepsi bir öngörü ama o bölgedeki vatandaşlara yazık... "
Personelin durumu...
"Şu an Bozyaka’da bulunan, en son kalan personellerimizin kadroları Bozyaka’da olmak üzere değişik hastanelere gönderildi. Arkadaşlar, Bozyaka açıldığında tekrar geri dönecekleri yönünde bilgiler var."
Hastalar ne olacak?
Doğruyol, hastaların durumunun sıkıntı yaratacağını belirtti.

"En yakın hastane, Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi zaten şu an %100 dolulukla çalışıyor. Bozyaka hastalarının da oraya gittiğini düşünürsek orasının kaldırma şansı yok. Geçen gün 112’deki arkadaşlar ifade ediyorlar: “Hasta götürüyoruz, 2-3 saat orada beklediğimiz oluyor.” Tabii bunlar ciddi bir sıkıntı."
Asgari ücretli ve emeklinin durumu...
Asgari ücret açıklandı. Şimdi memur emeklilerinin ve memurların da ufak bir zam beklentisi var. Doğruyol bu konuda çok büyük beklentiler içinde olunmaması gerektiğini vurguladı.
"Bizim açıklanan enflasyon rakamlarımız zaten gerçekçi değildir. %31 enflasyon açıklanıyor, asgari ücrete verilen zam %20. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına göre bile verilse sonuçta daha yüksek olmalıydı. Şu an asgari ücretle geçinen vatandaşlarımızın hepsi açlık sınırının altında. Çünkü açlık sınırı 30.655 TL, yoksulluk sınırı ise 94.913 TL. Bunun altında kalmak demek, bu insanların zorunlu giderlerini karşılayamaması demek. Yani yapılan zamların hiçbir hükmü yok.
Toplu sözleşme masasında yetkili sendikalar siyasete karşı kafasını kaldırabiliyor, hak arayabiliyorsa söyleyecekleri tek bir şey var: “Enflasyon artı zam.”
Yılbaşından sonra da memur arkadaşlara söylüyorum, çok bir şey beklemesinler. Zaten toplu sözleşmenin de bir manası kalmadı. Cumhurbaşkanımız %13 ya da %15 derse, ne derse o olacak. Zamlar böyle belirlenecek. O yüzden memurların kendilerini sorgulaması lazım... 16-17 bin TL maaş alan emekliler var ve bu rakama ev kirası bile yok.
Bu insanlar ne yapacak? Geçen bir vatandaş aradı; bilgimiz oldu. 15 bin TL kirası var, 18 bin TL emekli maaşı varmış. Geriye 3 bin TL kalıyor.
Bizim ülkemizde yaklaşık 12 trilyon TL vergi toplanıyor. 12 trilyon verginin toplandığı bir ülkede 16–17 bin TL emekli maaşı vermek doğru değil. En azından asgari ücreti enflasyon oranında verin.
Mesela yıllar önce Turgut Özal döneminde büyüklerimiz hatırlar. Rahmetli Turgut Özal hep şunu derdi: Gelir seviyesi piramidinde orta gelirli kesimin %60–70 pay alması gerekir. Piramidin tepesinde zenginler, altında fakirler, açlık sınırının altındakiler olur; ama orta kesimin büyütülmesi yönünde çabalar vardı. Bugün geldiğimiz noktada maalesef aradaki kesim kalmadı. Verdiğiniz zamların hiçbir manası yok, hatta durum daha da kötüleşiyor."
Sağlıklı Hayat Merkezleri...
Sağlıklı Hayat Merkezleri var, tüm ülkeye yayıldığını çok faydalı olduğunu söyleyen Doğruyol, personelin zorla Cumartesi günü zorla çalıştırılmayacağını hatırlattı.
"Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz var; ilçe sağlık müdürlüklerine bağlı. Aslında hizmet güzel. İzmir’de mesela Basmane’de, İzmir Eğitim Diş Hastanesi’nin yakınında var; Buca’da belli yerlerde var. Randevu sistemiyle çalışıyorlar, hizmet güzel. Ancak Cumartesi günü de çalışacağız diyerek personeli zorlamak olmaz. Öncelikle personele yazılı talimat verilmeden hiçbir personelimiz hafta sonu bir binada tek başına çalışamaz.
Bu personelin can güvenliğini kim, nasıl sağlayacak? O personel hangi usul ve yetki ile hareket edecek? Sorumluluk kimde olacak? Cumartesi günleri çalışma talimatı verilirken mesai kaydırma nedir? Ne demektir? Devlet memurlarının mesaileri kanununla belirlenmiştir. Hafta sonları tatildir. Mesai saatleri dışında kalan tüm çalışmalar fazla mesaidir. Nöbettir. Ancak, olağanüstü durumlarda (savaş, pandemi, doğal afet vb.) mesai saatleri değiştirilebilir. Elbette bizde istiyoruz ki, vatandaşlarımız Sağlıklı Hayat Merkezleri'nde meslek gruplarımızdan maksimum hizmet alsınlar. Ancak bunun yolu, yapılacak olan uygulamanın artısını eksisini hesap etmeden, ben yaptım oldu mantığıyla olmamalıdır.
Her zaman olduğu gibi sağlık çalışanlarımızın yanındayız. Üyelerimiz olan hiçbir çalışanımız yazılı talimat olmadan cumartesi göreve gitmeyecek. Yazılı talimat verilen üyelerimiz de en kısa sürede hukuki süreci başlatacaktır.
Sıkıntılar bitmiyor!
Doğruyol, bazı hastanelerde yaşanan problemlere de değindi.
"Isıtma-soğutma ile ilgili özellikle Ege Üniversitesi’nde çok sorun yaşadık. Hatta birkaç kez gündeme geldi. Ege Üniversitesi’nin bazı servislerinde kışın arkadaşlarımız donuyor, yazın yanıyor. Bu ısıtma-soğutma sorununa mutlaka çözüm bulunması gerekiyor. Son Mühür'ün ortaya çıkardığı Torbalı Devlet Hastanesi'nde de benzeri bir olay var. İhale süreci denince problemler çıkıyor. Herkes yönetici arkadaşları çekiştiriyor. Beni tanıdık ihaleyi alsın gibi... İdareci bu konularda rahat bırakılmalı...
Rapor verirken dikkat!
"Rapor alırken başkasının kanı ile temiz raporu alanlar olduğunu belirten Doğruyol, buradan Sağlık Bakanlığımıza ve yetkili mercilere istirham ediyoruz: Kan verme aşamasında, hastanın doktora gidip kan verene kadar geçtiği bölümlerde mutlaka güvenlik tedbiri olması lazım." dedi
Aile hekimine gidin!
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Aile hekimine gidilmezse hekimin ve hemşirenin maaşından kesinti yapılma olayının hala devam ettiğini, başarı kriterinin değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.





