9 Eylül kutlamaları öncesi Milli Mücadelenin en önemli dönemlerinden birinin öncesi ve sonrasını konunun gerçek uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Engin Berber Son Mühür Tv’de izleyicileriyle paylaştı. Yunanistan kaynakları üzerine çalışma yapan ilk Türk akademisyen olan Berber Hasan Tahsin Kocabaş’ın sorularını yanıtladı.

İşte Engin Berber’in açıklamalarından öne çıkan detaylar…

İşgal dönemiyle ilgili çok sayıda çalışma vardı ancak karşı tarafın Yunanistan’ın durumuyla ilgili eksiklik vardı. Genç bir akademisyen adayıyken Yunanistan hükümetinden araştırma bursu aldım. Bir doktora bursuydu, dört yıllıktı. Ne yazık ki bu bursun iki yıllık bölümü sonrası geri dönmek zorunda kaldım. Çok değerli malzemeler topladım. Ben hem bizim hem karşı tarafın kaynaklarını kullanarak içeriği daha kaliteli tez çalışması ürettim. Bu Afet İnan ödülü aldı. Ne yazık ki bu çalışmam bazı meslektaşlarımı rahatsız etti. Danıştay kararıyla doçent olabildim. Yunanistan tarafında da rahatsızlık yaşandı. Sadece Marksist tarihçiler bunun emperyalizmin oyunu olduğunu söylerler ancak onların sayısı azdır.

Anadolu Rumlarıyla Yunanistan'dakiler aynı değil....

Sosyolojik ve kültürel olarak Anadolu Rumlarıyla Grek Rumlarını bir ve aynı olduğunu kabul etmek mümkün değil. İşgal döneminde Anadolu Rumlarından iş için başvuruları İzmir’deki işgal yönetimi kabul edilmemiş. Trakya’dan gidenler içinde bir kelime Yunanca bilmeyen var.

İşgal yıllarında Yunan ordusunda ciddi bir firar sıkıntısı vardı. Batıda Helen milliyetçiliği etkili olmuş ancak ben bunun tabana çok yayıldığını düşünmüyorum.

Yunanlılar Küçük Asya felaketi der. Kendi içlerinde uzun süre bunu tartıştılar. 80’lere kadar Yunan siyasetinin ana konusu buyken Avrupa Birliği’nin ardından bu konu büyük oranda kapandı. Artık o felaketle ilgili sorumlu aramayı bıraktılar. Sakarya savaşından sonra Yunanlılar 700 kilometrelik savunma önlemi aldığını görüyoruz. Bu yapılabilecek bir şey değil. İngilizler nereye hendek kurulacağını söylüyor. Cephe geniş, geri çekilme yolları arasında düzenleme yapılmamış. Emir komuta zincirinde ciddi problemleri var. Büyük Taarruz öncesi Yunan komutanlar Afyon’da sabaha kadar eğlencedeydi. Böyle bir ordunun zafer kazanması mümkün mü?

Anadolu'daki Yunan ordusunun maliyeti haftalık 300 bin sterlin...

1922 yılı itibarıyla Yunan ordusunun İngiltere’ye bir haftalık maliyeti 300 bin sterlindi. Yunanistan Anadolu’ya giderken de batıktı, dönerken de batıktı. Biz 9 Eylül dönemini iyi bildiğimizi düşünüyoruz bu bir hata. Türkiye’den Yunanistan’a giden ilk tarihçi bendim. Tam 90 yıl boyunca kimse gitmemiş. Türk-Yunan savaşında İzmir savaşı diye bir savaş yok. Sadece Türkçe kaynakları yetmez, karşı tarafın kaynaklarını görürseniz daha objektif olursunuz.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yaptıklarının büyüklüğüne şapka çıkartıyorum. Ne kadar övünsek azdır.

Editör: Bünyamin Dobrucalı