İzmir’in güneydoğusunda konumlanan Ödemiş ilçesi, tarihsel geçmişinin yanı sıra halk anlatılarıyla da öne çıkıyor. İlçenin adıyla ilgili farklı görüşler bulunurken, Türkönü Köyü yakınlarındaki Ayı Taşı efsanesi, bölgenin en çok bilinen mitolojik hikâyeleri arasında yer alıyor.
Ödemiş ismi nereden geliyor?
Ödemiş isminin kökenine dair birden fazla görüş bulunuyor. Yunanca kaynaklarda ilçenin adının Οδεμήσιο (Odemisio) olarak geçtiği ve bu adın Yunanca Eudaimos (mutluluk) ya da Adamis (ana tanrıça) kelimeleriyle ilişkilendirildiği ifade ediliyor.
Fransız oryantalist Vital Cuinet, La Turquie d’Asie adlı eserinde ismin, Teke Türkmenlerine bağlı Ötemiş oymağından geldiğini belirtiyor. Aynı görüşe, Refik Ahmet’in Anadolu Türkmen Aşiretleri adlı kitabında da yer verildiği aktarılıyor.
Ayı Taşı nerede bulunuyor?
Ayı Taşı, Ödemiş–Kiraz karayolu üzerinde, Türkönü Köyü’nü yaklaşık 200 metre geçtikten sonra yolun sol tarafında yer alıyor. Bölgeden geçenlerin dikkatini çeken bu kaya oluşumu, yalnızca konumuyla değil, ardındaki efsaneyle de ilgi uyandırıyor.
Ormanda başlayan hikâye
Rivayete göre dört kız arkadaş, ormanda çalı kesmek için yola çıktı. Günün ilerleyen saatlerinde kızlardan biri yorgun düşerek uyuyakaldı. Arkadaşları onu uyandırmaya kıyamayınca, topladıkları çalıları alarak köye döndü. Akşam saatlerinde uyanan kız ise çalıları sırtına yükleyip tek başına dönüş yoluna çıktı.

“Beni ya taş et ya da kuş et” duası
Ormanda ilerlerken bir ayıyla karşılaşan genç kız, korkuyla kaçmaya başladı. Bir süre sonra ayıdan kurtulamayacağını anlayınca yere çöktü ve Allah’a seslenerek, “Bu ayıdan daha fazla kaçamayacağım, beni ya taş ya da kuş et” diye dua etti.
Ayı Taşı adı buradan geliyor
Efsaneye göre bu duanın ardından kız taşa dönüştü. Ayı ise tam ona ulaştığı anda onunla birlikte taşlaştı. Zamanla bu taşlaşmış şeklin, halk arasında “Ayı Taşı” olarak anılmaya başlandığı anlatılıyor. Kaya oluşumu, bu hikâyeyle birlikte Ödemiş’in sözlü kültüründe simgesel bir yer ediniyor.
Kuşaktan kuşağa aktarılan bir anlatı
Ayı Taşı efsanesi, yazılı kaynaklardan çok, yöre halkının hafızasında yaşayan bir hikâye olarak biliniyor. Bölgeden geçenlerin merakla sorduğu bu taş, Ödemiş’in mitolojik zenginliğini yansıtan önemli anlatılardan biri olmayı sürdürüyor.





