Bu yazımızda son günlerin önemli tartışma konusu, KIDEM TAZMİNATI FONU ve TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ’ni karşılaştırmalı olarak, ele alacağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2022 yılında yürürlüğe gireceğini duyurduğu tamamlayıcı emeklilik sistemi ile  kıdem tazminatının, çalışma dönemi boyunca ödenen primlerle fonlaştırılması ve emeklilik sistemine entegre edilmesi planlanmaktadır. Şu ana dek kanun değişikliğine ilişkin tasarı resmi olarak paylaşılmadı.  Basına yansıdığı kadarıyla, yapılması düşünülen düzenleme ile günümüzde uygulanan sistemi hukuki olarak karşılaştıralım. 

Yürürlükteki olan mevzuat gereği, kıdem tazminatından tamamen işveren sorumludur. Getirilmesi planlanan düzenlemede ise işçinin maaşından her ay yapılacak %3'lük kıdem tazminatı kesintisi fona aktarılacak. İşcinin iş akdi sona erdiğinde de doğacak yük, sadece işverene değil, işçiye ve diğer paydaşlara dağıtılacak. Bir lçüde işçiye külfet yüklenirken, işverenin yükü yarı yarıya azaltılacaktır.

Yürürlükteki olan mevzuat gereği, kıdem tazminatı fesih ile alınması gereken toplu ödeme niteliğindedir.  İşçi, işveren bünyesinde çalıştığı her bir yıl için, 30 günlük ücret almaktadır. Planlanan düzenlemede ise bir yılını tamamlayan çalışan 19 günlük ücretini kıdem tazminatı olarak alacak, kalan 11 gün ise fonda tutulmaya devam edilecek ve  emeklilik sistemine entegre edilecektir.

Yürürlükte olan mevzuat gereği,  kıdem tazminatı, çalışanın fesih tarihindeki son ücreti üzerinden hesaplanmaktadır. Getirilmesi planlanan düzenlemede ise her ay maaşta yapılacak kesintiler fonda biriktirilecektir. Bu da çalışanların kıdem tazminat miktarının düşmesine neden olacaktır.

Yürürlükteki olan mevzuat gereği, işçiye ayni olarak sağlanan sosyal yardım ve haklar da eklenerek, giydirilmiş ücret üzerinden hesaplama yapılmaktadır. Getirilmesi planlanan düzenlemede ise maaş kesintileri üzerinden fona aktarım yapılacağından, bu sosyal yardım ve hakların kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmama riski bulunmaktadır.

Yürürlükte olan mevzuat gereği, işçinin bordro ve sigorta kayıtları gerçeği yansıtmadığı durumlarda, gerçek ücret, mahkemelerce tanık anlatımları ve emsal ücret araştırması ile tespit ediliyor ve kıdem tazminatı öyle hesaplanıyor. Ancak getirilecek düzenleme ile dava süreçlerine son verilmesi planlanıyor. Kurumlara bildirilen ücret, gerçek ücretin altında olursa, çalışanların hak kaybına uğraması söz konusu olabilecektir. 

Yürürlükte olan mevzuat gereği, çalışanlar iş akdinin sona erdiği tarihten başlayarak, bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile kıdem tazminatı alabilmektedir. Getirilmesi planlanan düzenleme ile birlikte, çalışanların yaşadığı uzun dava süreçlerinde önemli bir kazanç sağlayan, faiz getirisi de önemli ölçüde ortadan kaldırılmaktadır.

Yürürlükte olan mevzuat gereği,  işçinin kıdem tazminatına hak kazanmak için muvazzaf askerlik, evlilik, yaş dışında emeklilik koşullarını sağlamak gibi kanuni nedenlerini sağlaması, iş akdini istifa dışında haklı nedenle kendisinin sona erdirmesi veya işverenin iş akdini haklı neden dışında sona erdirmesi gerekmektedir. Getirilmesi planlanan düzenlemede ise; işçinin istifası ya da işçinin haklı nedenle iş akdinin sonlandırılması durumunda dahi, fonda biriken tutarlar korunacaktır.

Yürürlükte olan mevzuat gereği kıdem tazminatına hak kazanmak için 4857 sayılı İş Kanuna dayalı bir çalışan olmak gerekmektedir. Esnaf işletmesinde,  ev hizmetlerinde çalışanlar, çıraklar, sporcular gibi iş kanuna tabi olmayan hizmet sözleşmesi ile çalışanlar  kıdem tazminatı alma hakkı bulunmamaktadır. Getirilmesi planlanan düzenlemede İş Kanununa tabi olmayan çalışanlara yönelik hak sağlanması sağlıklı olacaktır.

Yürürlükte olan mevzuat gereği, kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işveren yanında en az 1 yıl çalışmak gerekmektedir. Ancak getirilmesi düşünülen düzenlemede yılı doldurmamış olsa bile çalışılan gün sayısına göre prim fon hesabında kalmaya devam edecektir.

Yürürlükte olan mevzuat gereği, kıdem tazminatı talebi, iş akdinin feshini izleyen 5 yıl içinde ileri sürülmediği takdirde, alacak zaman aşımına uğramaktadır. Ancak yeni sistemde fona devir sağlandığından zaman aşımı söz konusu olmayacaktır.

Yürürlükte olan mevzuat gereği, her ne kadar kıdem tazminatı imtiyazlı ve öncelikli bir alacak olsa da işverenin batması, iflas etmesi gibi durumlarda alacağın tahsil edilememe riski bulunmaktadır. Getirilmesi planlanan düzenlemede ise devlet garantili fona devir sağlandığından alacağın tahsil edilememe riski bulunmamaktadır.

Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere getirilmesi planlanan sistemin yer yer avantajları, yer yer dezavantajları vardır.