Son Mühür- Dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip ülkeleri arasında yer alan Japonya'da gündem rekor seviyede düşen doğum oranları oldu.
Japonya'da doğum oranlarının giderek azalması ve genel olarak yaşlanan nüfus, dünyanın beşinci büyük ekonomisinin canlılığını tüketme ve sosyal refah sistemini zorlama tehlikesi yaratarak ciddi uzun vadeli riskler oluşturuyor.
Sessiz acil durum...
Başbakan Şigeru Ishiba, bu eğilimi "sessiz acil durum" olarak nitelendirdi ve bunu tersine çevirmeyi gündeminin temel direği haline getirdi.
Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı'nın Çarşamba günü yayınladığı istatistiklere göre, 2024'te Japon vatandaşlarının doğurduğu bebek sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5,7 düşüşle 686 bin 61'e düştü. Bu, kayıt tutmanın başladığı 1899'dan bu yana ilk kez yıllık doğumların 700 binin altına düştüğü anlamına geliyor.
Bakanlık, 18'inci yıldır ölümlerin doğumları geride bıraktığını ve bunun sonucunda net nüfus kaybının 919 bin 237 kişi olduğunu bildirdi.

Asya'da ortak sıkıntı...
Japonya'nın doğurganlık oranı da gerileyerek kadın başına beklenen doğum sayısı 2023'teki 1,2'den 1,15'e düştü. 2,1'lik oran, büyük ölçekli göç olmadan istikrarlı bir nüfus için ikame eşiği olarak kabul ediliyor.
Japonya yalnız değil. Çin ve Tayvan benzer demografik düşüşlerle karşı karşıya kalırken, dünyanın en düşük doğurganlık oranına sahip olma ayrıcalığına sahip olan Güney Kore, geçen yıl Japonya'ya "aşırı yaşlı toplum" olarak katıldı, yani 65 yaş ve üzeri insanlar nüfusun yüzde 20'sini oluşturuyor.
Japonya Başbakanı Şigeru İşiba, Ekim ayında yaptığı parlamento konuşmasında, "Düşük doğum oranı ve bunun sonucunda ortaya çıkan nüfus azalması, ülkenin temellerine yönelik bir meydan okumadır; tabiri caizse sessiz bir acil durumdur." demişti.