İzmir’de 16 yaşındaki bir gencin enerji içeceğini alkolle karıştırarak yaşamını yitirmesi olayı, gözleri bir kez daha bu tehlikeli alışkanlığın sonuçlarına çevirdi. Yaşanan bu trajik vaka, özellikle gençler arasında yaygınlaşan, uyarıcı ve baskılayıcı maddelerin eş zamanlı tüketiminin oluşturduğu ciddi halk sağlığı sorununu gündeme taşıdı. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yüksek miktarda kafein barındıran enerji içeceklerinin alkol, kahve veya benzeri uyarıcılarla birlikte tüketilmesinin sağlık açısından taşıdığı ölümcül tehlikeye dikkat çekti.

Prof. Dr. Aydın, bu kombinasyonun yarattığı kısır döngüyü ayrıntılarıyla açıkladı. Enerji içeceğinin içerdiği yüksek kafein ile uyarıcı etki gösterdiğini, buna karşılık alkolün başlangıçtaki uyarıcı etkisine rağmen zamanla merkezi sinir sistemini sakinleştirerek bastırıcı bir rol üstlendiğini belirtti. İki zıt etkinin aynı anda alınmasıyla maddelerin birbirinin etkisini maskelediğini ve bu durumun kullanıcıyı, beklediği etkiyi alamadığı gerekçesiyle hem alkol hem de enerji içeceği dozunu artırmaya ittiğini ifade etti. Bu kısır döngünün sonucunda, kişinin vücuduna yüksek miktarda toksik kafein ve alkol yüklemesi yaptığını ve bu durumun tek başına bile riskli olan iki maddenin birleşimiyle ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.

Toksik doz sınırı ve kalp üzerindeki ağır baskı

Toksik doz sınırı ve kalp üzerindeki ağır baskı

Prof. Dr. Aydın, her maddenin bir "toksik dozunun" bulunduğunu ve bu doz aşıldığında vücudun geri dönülemez zararlar görebileceğini hatırlattı. Enerji içeceklerinin içeriklerinin marka bazında büyük farklılıklar gösterdiğini ve bir kutunun 80 miligramdan 300 miligrama kadar kafein içerebildiğini belirterek, bu belirsizliğin riski daha da artırdığını söyledi. Enerji içeceklerinde kafein dışında yüksek şeker, taurin ve glukuronolakton gibi bileşenlerin de bulunduğuna ve bu maddelerin alkolle etkileşim potansiyelinin tam olarak bilinmediğine dikkat çekti.

Kalp üzerindeki baskıyı somutlaştıran Prof. Dr. Aydın, eğer bir kişi 300 miligram kafein içeren iki kutu enerji içeceğini kısa sürede tüketirse, bunun 600 miligram kafein anlamına geldiğini; bu miktarın ise yaklaşık altı fincan Türk kahvesine eşdeğer olduğunu belirtti. Bu denli yüksek kafein alımının, alkolle etkileşime girsin veya girmesin, kalpte ciddi ritim bozukluklarına yol açabilecek bir seviye olduğunu ifade etti. Uzman isim, enerji içeceklerinin sadece alkolle değil, kahve gibi yüksek kafein içeren diğer içeceklerle birlikte alınmasının da toplam kafein miktarını bir yetişkin için toksik kabul edilen 700 miligram sınırına kolaylıkla yaklaştırabileceği uyarısında bulundu.

İlk belirtide beklemeyin: Erken müdahale hayat kurtarır

Prof. Dr. Ahmet Aydın, bu tür tehlikeli kombinasyonların yol açtığı sağlık sorunlarına karşı erken müdahalenin kritik önemine değindi. Özellikle alkolle birlikte kullanım sonrası vücudun verdiği ilk sinyallerin genellikle kalp çarpıntısı ve tansiyon yükselmesi olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Aydın, bu semptomları gösteren kişilerin kesinlikle "geçer" diye beklememesi ve zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini vurguladı.

Uzman, bireysel farklılıkların ve genetik yatkınlıkların toksik etkiyi değiştirebileceğini belirterek, kalp fonksiyonlarında bozukluk, genetik yatkınlık, kronik tansiyon rahatsızlığı olanların veya kalp-damar sistemini etkileyen ilaç kullananların bu tür içeceklerden kesinlikle uzak durması gerektiğini sözlerine ekledi. Erken müdahale, doğru teşhis ve tedavi ile hayat kurtarabilirken, ihmal edilmesi durumunda ölümcül sonuçların kaçınılmaz olabileceğinin altı çizildi.

Kaynak: DHA