Son Mühür/ Beste Temel- İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nun (İEKKK) 2025 yılındaki son buluşmasına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, kentin su yönetimine dair devrim niteliğinde stratejiler paylaştı. Temiz su rezervlerinin korunması ve kullanım verimliliğinin artırılmasını birincil öncelik olarak belirleyen Başkan Tugay, İzmir’in tüm dinamiklerini kapsayacak bir "Su Konseyi" kurulacağını ilan etti. Katılımcı yönetim anlayışıyla şekillenecek bu konsey, şehrin su politikasını ortak akılla yönetecek. Öte yandan, kentsel su döngüsünde devrim yaratacak "gri su" projesinin detaylarını aktaran Tugay, bu sistemle İzmir’in toplam su tüketiminin yaklaşık yüzde 30’unun geri kazanılabileceğini müjdeledi.

İEKKK’da 2026 vizyonu: Ortak akıl ve yeni başlangıçlar
Yılın 141. ve son toplantısını gerçekleştiren İEKKK üyeleri, 2025’i geride bırakırken 2026 yılına dair umut dolu bir atmosferde bir araya geldi. Yeni yıl pastasının kesildiği buluşmada konuşan Dr. Cemil Tugay, İzmir’in önündeki dönemin yeni başlangıçlara sahne olacağını belirterek kurulun kent için taşıdığı kritik öneme dikkat çekti. İEKKK Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ise geride kalan yılın tecrübeleriyle, 2026 yılında çok daha verimli ve başarılı çalışmalara imza atmayı hedeflediklerini dile getirdi. Toplantıda su yönetiminden ulaşıma, kentsel dönüşümden gastronomiye kadar şehrin ana damarlarını ilgilendiren pek çok konu başlığı masaya yatırıldı.

Gri su dönüşümü: Atık sudan ekonomi yaratmak
Başkan Tugay’ın gündeme getirdiği en dikkat çekici başlık olan gri su dönüşümü, su kıtlığıyla mücadelede stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor. Lavabo ve duşlardan gelen, tuvalet atığı içermeyen suların sterilize edilerek yeniden kullanıma sunulmasını amaçlayan bu sistem, ilk etapta Büyükşehir Belediyesi binalarında uygulanacak. Sanayicilerin bu sürece dahil olmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Tugay, belediye bünyesinde kurulacak özel bir uygulama ekibinin tüm kente rehberlik edeceğini söyledi. Geri dönüştürülen suların; peyzaj sulamasından yangın söndürmeye, kent temizliğinden rezervuar kullanımına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmesi planlanıyor.

Su yönetiminde havza aktarımı ve bilimsel yaklaşım
Kentin su ihtiyacını karşılamak adına yeraltı rezervlerinin haritalandırılması ve takip mekanizmalarının modernize edilmesi sürecine hız verildi. Kamuoyundaki "suyun başka illerden gelmesi" tartışmalarına bilimsel bir perspektifle yanıt veren Başkan Tugay, bu durumun "havza aktarımı" olarak literatürde yer aldığını hatırlattı. İstanbul ve Ankara gibi metropollerin de benzer yöntemlerle su ihtiyacını karşıladığını belirten Tugay, İzmir’in içinde bulunduğu havzanın imkanlarından en verimli şekilde yararlanmanın kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Bu kapsamda, çevre illerden su transferi projelerinin takviminin erkene çekilmesi için çalışmaların yoğunlaştırıldığı kaydedildi.
Kordon’un geleceği ve ulaşımda modern master plan
İzmir’in vitrini Kordon, mimarların, sivil toplum kuruluşlarının ve bölge halkının katılımıyla yeniden tasarlanacak. Yol ve peyzaj düzenlemelerinin bütüncül bir estetik anlayışla ele alınacağını belirten Tugay, alanın daha fonksiyonel bir kimliğe bürüneceğini müjdeledi. Şehrin en büyük problemlerinden biri olan trafik sorunu için ise kapsamlı bir Ulaşım Master Planı devreye alınıyor. Araç sayısındaki hızlı artışa karşın, önceki planların yetersiz kalması nedeniyle yeni bir yol haritası çiziliyor.
Deprem dirençli kent ve gastronomi turizmi
Kentsel dönüşüm ve deprem hazırlıkları konusunda Dokuz Eylül Üniversitesi ile yürütülen mikro bölgeleme çalışmaları Karşıyaka’nın ardından Konak’ta devam ediyor. Başkan Tugay, tüm kentin bir iki yıl içinde taranarak riskli yapıların dönüştürüleceğini vurguladı. Turizm tarafında ise İzmir gastronomisini Avrupa başkentlerine taşıyacak vizyoner bir proje açıklandı. Fuarların ötesine geçerek, Avrupa şehir merkezlerinde kurulacak tanıtım alanlarında İzmir’in lezzetleri ve tarihi dokusu profesyonel ekiplerce tanıtılacak. Ayrıca, 2025’te yapılamayan Maraton İzmir’in, kentin uluslararası markası olarak 2026 ve sonrasında güçlenerek devam etmesi konusunda kurul üyeleriyle tam mutabakata varıldı.
Yaratıcı ekonomi ve yeşil mutabakat uyumu
Toplantının son bölümünde İzmir’in ekonomik potansiyelini artıracak teknolojik ve çevresel projelere odaklanıldı. "Create in İzmir" platformu üzerinden kentin yaratıcı endüstri ve inovasyon merkezi olması hedeflenirken, İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi ile de sanayicilerin Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu desteklenecek. Özellikle 2026 yılında yürürlüğe girecek sınırda karbon vergisi uygulaması öncesinde, İzmirli ihracatçıların dijital dönüşüm ve sürdürülebilir üretim konusunda teknik danışmanlık alması sağlanarak kentin rekabet gücü korunacak.





