Son Mühür - Bu yenilikçi uygulama kapsamında, İstanbul Havalimanı’ndaki mescitlerde özel olarak yerleştirilen ekranlar, cuma hutbesini işaret dili çevirisiyle eş zamanlı olarak sunmaya başladı. İGA yetkilileri, bu uygulamayla işitme engelli bireylerin sadece ibadetlerini yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda cami içinde gerçekleşen dini içerikli konuşmaları da anlamalarını hedeflediklerini ifade etti.
Havalimanında çeşitli firmalarda çalışan işitme engelli personel ile engelli yolcular, uygulamaya büyük ilgi gösterdi. Birçok kişi, hutbeyi anlama konusunda yaşadıkları zorlukların giderilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Özellikle yolculuk sırasında ibadetlerini yapmak isteyen işitme engelliler için bu sistemin, dini vecibelerini yerine getirmede önemli kolaylıklar sağladığı vurgulandı.
Erişilebilir ibadetin önemi ve toplumsal katılım
İGA yetkilileri, erişilebilir ibadetin sadece dini bir hak değil, aynı zamanda engelli bireylerin toplumsal hayata daha aktif katılımını destekleyen bir adım olduğunun altını çizdi. Bu proje ile engelli bireylerin sosyal yaşama dahil edilmesi ve dini faaliyetlerden dışlanmamalarının sağlanması amaçlandı.
Yetkililer, uygulamanın önümüzdeki dönemlerde cuma hutbesiyle sınırlı kalmayıp, diğer ibadetler ve dini etkinliklerde de kullanılmasının planlandığını açıkladı. Ayrıca, işaret dili desteğinin artırılması ve teknolojik altyapının genişletilmesi için çalışmaların sürdüğü bildirildi.
İstanbul Havalimanı’nda engel tanımayan hizmet anlayışı
İGA’nın engelli yolcu ve çalışanlar için başlattığı bu uygulama, havalimanının “engel tanımayan hizmet” anlayışının somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İstanbul Havalimanı’nda, işaret dili tercümanlarının ve erişilebilirlik teknolojilerinin yaygınlaştırılmasıyla birlikte, engelli bireylerin konforu ve ihtiyaçlarına öncelik verildiği biliniyor.
Uygulamanın önümüzdeki dönemde diğer ibadet yerlerine de örnek teşkil etmesi ve Türkiye genelinde yaygınlaştırılması bekleniyor. Böylece, engelli vatandaşların dini yaşantılarındaki hakları korunurken, toplumsal eşitlik ve kapsayıcılık ilkeleri güçlendirilmiş olacak.
