Ege Denizi'nde meydana gelen peş peşe depremler, İzmir, Aydın ve Muğla illerini tedirgin etti. Özellikle tsunamiden endişe duyan uzmanlar, olası büyük bir depremin ardından Türkiye'nin kıyılarına tsunami dalgalarının bir saat içinde ulaşabileceğine dikkat çekiyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, Ege Denizi'ndeki sismik hareketliliğin giderek arttığını belirterek, büyük bir depremin tsunami yaratması durumunda dalgaların sadece bir saatte Türkiye kıyılarına ulaşabileceğini vurguladı.

Ege Denizi'ndeki depremler, tsunami riskini artırıyor

Muğla'nın Bodrum ilçesine yaklaşık 140 kilometre mesafede yaşanan son depremler üzerine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, "Ege Denizi’nde 7,5 ve 7,7 büyüklüğünde bir depremin tsunami oluşturması durumunda dalgaların Türkiye kıyılarına ulaşması yaklaşık bir saat sürecek" dedi. Özel, bu tür büyük depremlerin oluşturabileceği tsunami dalgalarının deniz seviyesini yarım metre ile bir metre arasında yükseltebileceğini ifade etti. Ayrıca, bu durumun kıyı bölgelerinde ciddi bir tehdit oluşturabileceğini belirtti.

Depremler ve tsunami için uyarılar

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Özel, Ege Denizi’nde son bir hafta içinde yaşanan 1260 depreme dikkat çekti. "Bu depremlerin 100’ü 4 büyüklüğünde ve üzerindeydi" diyen Özel, bölgedeki depremleri 7 gün 24 saat izlediklerini ve tsunami potansiyeli olan yerler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Özel, "Kandilli Rasathanesi olarak sadece deprem değil, eğer orada büyük bir deprem olursa kıyılarımıza ulaşabilecek herhangi bir su yükselmesi, bir tsunami dalgası olabilir mi diye de inceliyoruz" dedi.

Ege Denizi'nde yaşanan depremler, bölgede tsunami riski oluşturacak kadar büyük bir etki yaratma potansiyeline sahip. Özel, 2012 yılından bu yana Kandilli Rasathanesi’nin, Türkiye çevresindeki denizlerde, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’deki deprem sonucu oluşabilecek tsunamiler hakkında 13 ülkeye ve 16 enstitüye mesajlar gönderdiğini belirtti. Prof. Dr. Özel, "Eğer bizim denizlerimizde, Batı kıyılarımızda büyük bir deprem olursa tsunami mesajı Kandilli Rasathanesi’nden üretilecek ve AFAD’a gönderilecektir" diyerek, bu tür felaketlere karşı devletin hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.

Santorini çevresindeki depremler endişe veriyor

Öte yandan, Ege Denizi'nde son günlerde artan depremler Santorini Adası çevresinde yoğunlaşmış durumda. Bu durum, Türkiye'deki bazı uzmanları endişelendirdi. Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, Ege Denizi'ndeki sismik hareketliliği değerlendirdi. Alkan, Santorini çevresindeki depremleri ve bölgedeki volkanik aktiviteleri inceleyerek, "Depremlerin volkanizmadan kaynaklandığını açıkça söyleyebiliriz" dedi. Alkan, 2024 Kasım ayında yayımladıkları bilimsel çalışmada, Ege Denizi'ndeki depremlerle ilgili öngörülerde bulunduklarını belirtti.

Amorgos fayı ve tsunami riski

Alkan, yaptığı açıklamalarda özellikle Amorgos Fayı üzerinde meydana gelen sismik hareketliliğin Ege Denizi’ndeki büyük bir tehlikeyi tetikleyebileceğini söyledi. Amorgos Fayı'nın, Santorini Adası ve çevresindeki volkanik aktivitelerle ilişkili olduğunu vurgulayan Alkan, "Depremler, kalderanın tam merkezinde değil, kuzeydoğusuna doğru yoğunlaşmış durumda" dedi. Bu depremlerin büyük ölçekli olmaması ve belirli bir aralıkla gerçekleşmesinin nispeten olumlu bir durum olduğunu ifade eden Alkan, ancak bu tür deprem fırtınalarının 1-2 yıl sürebileceğini belirtti.

Hamdi AlkanTarihi örneklerden yola çıkarak uyarı yaptı

Alkan, geçmişte Ege Denizi'nde meydana gelen büyük depremleri de hatırlatarak, "1950'li yıllarda bu bölgede 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Eğer benzer bir büyüklükte deprem yaşanırsa, İzmir ve çevresi için ciddi bir tsunami riski söz konusu olacaktır" dedi. Alkan, bu durumda kıyı bölgelerinde büyük yıkımların yaşanabileceğini vurgulayarak, devletin ilgili kurumlarının önleyici tedbirler almasının hayati önem taşıdığını belirtti.

Türkiye'nin kıyı bölgelerinde tsunami tehlikesi unutulmamalı

Alkan, Türkiye'nin kıyı bölgelerinde tsunami tehlikesinin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, "Bugün, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü. Bu büyük depremler, 11 ilimizi doğrudan etkileyerek ciddi yıkımlara ve kayıplara yol açtı. Benzer şekilde, İzmir ve çevresinde 2020'de de bir deprem yaşanmıştı" dedi. Alkan, mevcut deprem fırtınasının tektonik hareketlerle büyük bir deprem ve ardından tsunamiye yol açması durumunda, can ve mal kaybının oldukça yüksek olabileceğini belirterek, bu tür riskleri göz ardı etmeden gerekli önlemlerin alınmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Kaynak: İHA