Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Türk çiftçisinin alın teri dökerek yetiştirdiği meyvenin ve sebzenin karşılığını alamadığını konusunda iktidarı eleştirerek, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Erhan Adem: Ceza yoktu, denetim yoktu; şimdi mi cezayı hatırladınız?
Yayınladığı açıklamasında iktidarın çiftçinin feryadını duymadığının altını çizen ve ithalatçılığın sonunda tarımın büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını hatırlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Bir çiftçi, gece gündüz alın teri dökerek yetiştirdiği domatesi, biberi, meyveyi neden sokağa döker? Bu ülkede hiçbir üretici keyfinden ürününü ziyan etmez. Ürettiğinden kazanamadığı, emeğinin karşılığını alamadığı içindir bu feryat. Ancak bu çığlığı duyması gerekenler çareyi yine baskıda, yine cezada buluyor.
Bugün çiftçiye ceza kesenler, yıllardır bu ülkenin tarım alanlarını ranta, betona teslim ederken neredeydi? Tohumu, gübreyi, mazotu dışarıdan alıp, sonra da ‘üretemiyorsanız ithal ederiz’ diyerek başka ülkelerin çiftçisini desteklerken neredeydi? Bu ülkenin üreticisini sistemli biçimde bitirirken ceza yoktu, denetim yoktu; şimdi mi cezayı hatırladınız?” diye konuştu.
"Çiftçiyi cezalandıran bu anlayışa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz”
Tarım ürünleri döktüğü için çiftçiye ceza kesmenin doğru olmadığını savunan ve çiftçiyi cezalandıran anlayışa kadar sonuna kadar mücadele edeceklerini savunan CHP’li Erhan Adem, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Tarım ürünlerini sokağa döktü diye çiftçiye ceza kesmek; yangına su değil, benzin dökmektir. Üreticinin sesi kısılarak tarım kurtarılamaz. Bu uygulamalarla ne tarımı güçlendirebilirsiniz ne gıda krizini engelleyebilirsiniz. Sokağa dökülen sadece ürün değil, aynı zamanda iktidarın iflas etmiş tarım politikalarıdır.
Buradan açıkça söylüyorum: Üreticiyi değil, üretimsizliği cezalandırın. Çiftçiye ceza kesenler, bu halkın sofrasına ateş düşürdüklerini unutmasın. O cezayı, en ağırını, sandıkta millet kesecektir. Tarımda planlı üretim, maliyet odaklı destekleme, ithalata değil yerli üretime dayalı bir tarım politikası bizim sözümüzdür. Çiftçiyi cezalandıran bu anlayışa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”





