Son Mühür/Gamze Eskiköy- CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İzmir’deki orman yangınlarıyla eş zamanlı olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişilerin durumuna dikkat çekti. İzmir Yeşilyurt Karakolu önünde gözaltındaki bürokratların ailelerini ziyaret eden Bakan, hem fiziksel yangınlara hem de “hukuki yangın” olarak nitelediği sürece dikkat çekti.
"Hem İzmir yanıyor hem adliyede"
Murat Bakan, kentte haftalardır devam eden yangınlara dikkat çekerek, “Hem İzmir yanıyor. İktidarın tercihlerinden dolayı çünkü enerjindeki halklarındaki temizlik yapılmadığı için, kontrol yapılmadığı için, bakım yapılmadığı için İzmir cayır cayır yanıyor. Bu da iktidarın tercihi, özelleştirdiler. Enerji şirketlerine devrettiler enerji işini. Dolayısıyla onlar da kâr amacıyla bakıyor. Dünyada yapılan alınan önlemlerin hiçbiri alınmıyor. Ne sensör, ne yüksek rüzgar ve ısıda elektrik kesintisi, ne altında bir koruma bandı, ne de yine ot temizi vesaire hiçbirisi yapılmamış. Bir taraftan İzmir yanıyor, bir taraftan Adliye'de de bir yangın var. İnsanların ciğeri yanıyor. Kardeşleri, çocukları, evlatları şu an gözaltında. Umuyoruz bu süreç. Hala bu ülkenin vicdanlı hakimleri savcıları olduğuna inanmak istiyoruz. ve arkadaşlarımızın tahliye edilmesini bekliyoruz. Durum budur” dedi.
“Mağduriyetin farkındayız ama...”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan soruşturmayı da değerlendiren Bakan, "Bu davayla ilgili, bu yargılama süreciyle ilgili, bu soruşturma süreciyle ilgili dosyaya vakıf oldukça, dosyanın ne kadar eksik olduğunu, aslında bir gözaltı olmaması gereken, bir operasyon olmaması gereken bir süreç olduğunu görüyoruz. Belki Sayıştay’da yargılanabilecekleri, zimmetten dolayı ve kamu zararı denilen mevzuların da rücu edilerek tahsil edilebileceği bir durum bu. Bunlar bütün belediyelerde olan şeyler. Hatta bazı konularda kamu zararının da bilirkişinin yanlış hesabından kaynaklandığını düşünüyoruz.
Kooperatif konusunda sizin de bildiğiniz gibi Türkiye’de binlerce kooperatif var. Yani hiçbir kooperatifle ilgili de bir operasyon, ne de bir gözaltı süreci yaşanıyor. İstanbul’da 30-40 bin konutluk projelerde benzer durumlar oluyor. Buradaki vatandaşlarımızın mağduriyetinin farkındayız. Ama bu mağduriyetin sebebi, 150 kişinin içine girdiği, İZBETON’un tüm yönetim kurulu üyelerinin gözaltına alındığı bir süreçte giderilemez. Çünkü burada bir kasıt yok” diye konuştu.
"Dolandırıcılık kastı yok"
Bakan şöyle devam etti:
Hüsnüniyetle yapılmış bir proje. Finansmanı halka yaymak ve insanları ucuza konut sahibi yaparken kentsel dönüşüm yapmak amacıyla yapılmış bir proje. Bir dolandırıcılık kastı yok. Kimsenin buradan bir mal edinmesi, para kazanması yok, bir rüşvet yok, insanların zenginleşmesi yok. Tamamıyla hüsnüniyetle yapılmış bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız da dün ifade etti; kooperatifle ilgili sorunları çözeceklerini, bu evlerin teslim edileceğini söyledi. Dolayısıyla aslına bakarsanız Büyükşehir Belediyesi'nin kendi içinde çözeceği, varsa birtakım eksikliklerin de Sayıştay süreciyle, Sayıştay’da yapılacak yargılamayla halledilebileceği işler bunlar. Buraya kadar geldi.
Bu anlayışla baktığınızda, Türkiye’de hiçbir belediye bürokratı iş yapamaz, hiçbir evrağın altına imza atamaz. Tüm belediyelerde; AKP’li, MHP’li belediyelerde yapılan rutin işler bunlar. Burada bir hırsızlık yok, bir yolsuzluk yok, bir ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma niyeti yok. Biz bundan eminiz” ifadelerine yer verdi.