Bazı dönemler ülke tarihlerinde kare leke gibidir. Victoria dönemi de İngiltere için onlardan biridir. Paraya ulaşanın güçsüzü ezdiği, yoksulluğun insanları bezdirdiği, adaletin sağlanamadığı, din adamlarının akıl yoksunlarını sömürdüğü, sağlıksız ve çok güvensiz bir ortam vardı. Cehalet, açgözlülük, kibir, rüşvet, adam kayırma, kural tanımama ülkeyi esir almıştı… Allah Allah! Nedense tüm bunlar bana hiç yabancı gelmiyor… Sanırım siz de yabancılık çekmemişsinizdir… Her neyse o dönemde yaşayan ya

Victoria döneminde ekonomi gibi ahlak da çökmüştü. Dickens böyle bir dönemde yazdığı roman ve öykülerle, yarattığı gerçeğe yakın karakterle, mizah anlayışıyla dünyaca tanındı.

Ona, karakterlerine ve olaylarına yaklaşımdan, yaşanan olaylara karşısındaki tutumundan ve hoş görüsünden dolayı Victoria döneminin “vicdanı” dediler.  

Ama sanırım orada da bağışlarla ayakta duran Kızılay gibi bir kurum olsaydı ve vatandaşlarının en çok ihtiyacı olduğu zamanda çadırlarını ya da yiyeceklerini para karşılığı halkına verseydi, sanırım onun da üslubu farklı olurdu. 

***

İngiltere'nin Portsmouth şehrinde doğan Dickens, babasının borçları yüzünden hapishaneye düşmesi sonrasında fabrikada çalışabilmek için okuldan ayrıldı. Düzgün bir eğitim almamış olsa da erkenden yoksullaşması ona başarıya giden yolda yardım etti. Kariyeri boyunca 20 yıllık bir süre içerisinde haftalık olarak çıkan bir gazeteyi yönetti, 15 roman, 5 uzun öykü, yüzlerce kısa öykü ve kurgu dışı makale yayımlayıp yorulmak nedir bilmeden çalıştı ve çocuk hakları, eğitim ve diğer toplumsal konularda yenilikler için mücadele verdi.


 

Charles Dickens “Büyük Umutlar” kitabında Pip adlı karakterin sürükleyici hayatını anlatır. Roman 19. yüzyılda İngiltere'deki maden köylerindeki yaşama ayna tutar. Romanda köylü ile kentli arasındaki uçurum da büyüktür. Zira Bayan Havisham'ın kibirli tavırları; Estella'nın sosyeteden biriyle evlenmeyi tercih etmesi zamanın toplum yapısını açıklamak için yeterli olabilir. Pip, tanımadığı birine yaptığı yardımın karşılığında büyük bir paraya konunca zenginleşir ve kibirlenir. Geçmişte dostlarıyla arası açılır. Varlığını da aşık olduğu para düşkünü kadın için harcar. 

***

Bugün bu romanı alsanız mutlu sona sahip bir hikaye okuyacaksınız. Oysa Charles Dickens kitabı için farklı bir son yazmış ama bir arkadaşının baskısı üzerine hikayesini değiştirmiştir. Artık Türkiye’de, zor günlerini geride bırakıp umut vadeden günleri görmek, gelecek kaygısından uzaklaşmak istiyor. Umarım biz de hikayenin sonunu değiştirir ve ülke olarak bir mutlu son yazarız. Olamaz mı? Olabilir… 

Bizim de büyük umutlarımız var.