Son Mühür/ Gökmen Küçüktaşdemir- TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşınan ve Buca Eski Cezaevi arazisinin bir kısmını yapılaşmaya açmayı hedefleyen imar planı değişikliğine karşı sert bir açıklama yayımladı. İller Bankası’nın talebi doğrultusunda hazırlanan bu yeni düzenlemenin, kentin geleceği, yargı kararları ve toplumsal beklentilerle açıkça çeliştiği ifade edildi. Yapılan açıklamada, kamusal bir alanın ranta kurban edilme girişiminin İzmir’in şehircilik tarihine yeni bir "kent suçu" olarak geçeceği vurgulandı.
Toplumsal hafıza ve kentsel kimlik yok sayılıyor
Buca Eski Cezaevi’nin sadece betonarme bir yapı değil, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi ve toplumsal hafızasında derin izler bırakmış bir mekan olduğu hatırlatılan açıklamada, 2022 yılındaki yıkım sürecinin hukuki dayanaklardan yoksun ve aceleci bir tavırla gerçekleştirildiği belirtildi. Cezaevinin fiziksel olarak ortadan kaldırılmasının ardından, alanın mülkiyet ve maliyet tartışmalarına hapsedilmesinin kentsel belleği silme çabası olduğu ifade edildi. Uzmanlar, insan hakları ihlalleriyle ve politik yaşanmışlıklarla dolu bu arazinin, ticari kaygılar yerine toplumsal barış ve hafıza merkezi olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
Yargı kararları ve kurumsal tutarsızlık eleştirisi
Daha önce söz konusu alan için hazırlanan yüksek yoğunluklu yapılaşma planlarının, açılan davalar neticesinde yargı tarafından iptal edildiği anımsatıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, daha önce alanı tamamen kamusal park olarak tanımlayan kararından vazgeçme noktasına gelmesi "kurumsal tutarsızlık" olarak nitelendirildi. İller Bankası gibi bir kamu kurumunun, başka bir kamu hizmeti için bedel talep etmesinin ya da alanı ekonomik bir rant unsuru olarak görmesinin kamu yararı ilkesiyle bağdaşmadığı, belediyenin de bu talebe sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
Yapılaşmanın Buca üzerindeki yıkıcı etkileri
Yaklaşık 80 bin metrekarelik bu devasa alanın betona teslim edilmesi durumunda ortaya çıkacak riskler tek tek sıralandı. Mevcut durumda bile felç noktasında olan Buca trafiğinin yeni nüfus yoğunluğuyla tamamen kilitleneceği, altyapı yetersizliklerinin kronikleşeceği ve kentin nefes alabileceği nadir boşluklardan birinin sonsuza dek kaybedileceği belirtildi. Özellikle deprem kuşağında yer alan İzmir için bu alanın hayati önemdeki "afet sonrası toplanma ve geçici barınma" işlevinin yok edilmesinin, bölge halkının can güvenliğini doğrudan tehlikeye atacağı ifade edildi.
Şehir Plancıları Odası’ndan "Geri çekin" çağrısı
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni imar planı değişikliği girişimini derhal durdurmaya ve alanın tamamını kamusal kullanımda tutan orijinal karara sadık kalmaya çağırdı. Tüm kamu kurumlarının sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği belirtilirken, kentsel haklarını savunan tüm vatandaşlara, meslek örgütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına bu haklı mücadelede ortak tavır alma daveti yapıldı.
Hukuki mücadele kararlılığı
Açıklamanın sonunda, mülkiyet hakları üzerinden kamusal alanların gasp edilmesine yönelik her türlü hamleye karşı yargı yoluna başvurulacağı ilan edildi. Mesleki ve toplumsal sorumluluk gereği, Buca Eski Cezaevi arazisinin yapılaşmaya açılmasına yönelik her türlü plan değişikliğine karşı hukuki hakların sonuna kadar kullanılacağı kamuoyuna saygıyla duyuruldu. Şehir Plancıları, İzmir halkının ortak mirası olan bu alanın rant projelerine teslim edilmeyeceğini bir kez daha yineledi.





