Son Mühür- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin ardından kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 11. Yargı Paketi, ceza infaz sisteminde çok kritik değişimleri beraberinde getirdi. Özellikle 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işlemiş on binlerce mahkumu yakından ilgilendiren bu hukuki düzenleme, yargı dünyasında geniş yankı uyandırdı. Yapılan yasal dokunuşlarla birlikte, cezaevlerindeki doluluk oranlarını etkileyecek büyük bir tahliye dalgasının önü açılırken, sistemin işleyişine dair temel taşlar yerinden oynadı.

Hükmü yeni kesinleşenlere infaz avantajı müjdesi
Yeni düzenlemenin kalbinde, infaz hukukundaki "tarih" karmaşasını çözen stratejik bir adım yer alıyor. 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işlemesine rağmen, mahkeme süreci devam ettiği için önceki iyileştirmelerden faydalanamayan hükümlüler için mağduriyet giderildi. Bu madde sayesinde, hükmü belirtilen tarihten sonra kesinleşen yaklaşık 55 bin mahkum, mevcut infaz avantajlarına dahil edildi. Hukukçular ve saha uzmanları, dosyaların infaz savcılıklarınca incelenmesinin ardından kısa süre içerisinde yaklaşık 50 bin kişinin cezaevlerinden tahliye edileceğini öngörüyor. Bu durum, yargı sistemindeki "kesinleşme tarihi" kaynaklı eşitsizliği ortadan kaldıran bir hamle olarak değerlendiriliyor.
AYM kararları ışığında internet yasasında geri adım
Yargı paketinin yasalaşma sürecinde, Meclis çatısı altında gerçekleştirilen revizyonlar dikkat çekti. İlk etapta 38 madde olarak planlanan taslak metin, görüşmeler esnasında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) özgürlükçü yaklaşımı ve iptal kararları doğrultusunda yeniden şekillendirildi. 5651 Sayılı İnternet Kanunu üzerinde yapılması planlanan ve tartışmalara yol açan 30, 31 ve 32'nci maddeler, AYM'nin hukuki çekinceleri gözetilerek tamamen metinden çıkarıldı. Çıkarılan bu bölümlerin yerine, genel kurulda sunulan önergelerle demokratik standartlara uygun 5 yeni madde ihdas edilerek yasaya entegre edildi. Böylece dijital mecralardaki yasal zemin, yüksek mahkemenin çizdiği sınırlar dahilinde kalmış oldu.
Deprem suçluları için infaz indirimi kapısı kapatıldı
Kamuoyunun hassasiyetle takip ettiği "kapsam" tartışmaları, Meclis’teki oylamada net bir sonuca bağlandı. 6 Şubat depremlerinin ardından adaletin tesisi için mücadele eden ailelerin talepleri ve toplumsal beklentiler, yasa yapıcılar üzerinde belirleyici bir rol oynadı. Yapılan görüşmeler neticesinde, deprem felaketinde yıkılan binalardan sorumlu tutulan müteahhitler, teknik personeller ve ilgili yetkililer düzenlemenin tamamen dışında bırakıldı. COVID-19 dönemi izinleri ve denetimli serbestlik iyileştirmeleri gibi avantajlar bu grup için geçerli olmayacak. Bu kararla birlikte, toplumsal vicdanı yaralayan suç tiplerinde herhangi bir ceza indirimine gidilmeyeceği mesajı güçlü bir şekilde verilmiş oldu.
İnfaz savcılıklarında inceleme mesaisi başlıyor
Yasanın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlük kazanmasıyla birlikte, yargı organları için uygulama safhası resmen başladı. İlgili ceza infaz savcılıkları, kapsama giren mahkumların dosyalarını tek tek ele alarak şartlı tahliye ve denetimli serbestlik kriterlerini kontrol edecek. Kanunun getirdiği yeni kriterleri karşılayan hükümlülerin özgürlüklerine kavuşma süreci, bu idari incelemelerin tamamlanmasının ardından hız kazanacak. Önümüzdeki günlerde cezaevlerinden yapılacak tahliyelerin takvimi, yargıdaki bu yoğun mesaiye göre netlik kazanacak.





