Antalya'da yaşayan 42 yaşındaki Hüseyin A., 17 yıllık evliliğini anlaşmalı boşanma ile sonlandırdıktan sonra babalık davası açtı. Adli Tıp Kurumu'nun DNA test sonuçları, Hüseyin A.'nın üç çocuğundan ikisinin biyolojik babası olmadığını ortaya koydu. Hüseyin A., 17 yıllık evliliğini 3 çocuğunun annesi olan Ş.T. ile geçen yıl ekim ayında anlaşmalı olarak sonlandırdı. Ancak, komşularının çocuklar için DNA testi yapılması tavsiyesi üzerine Hüseyin A., Antalya 13'üncü Aile Mahkemesi'ne babalık davası açtı.
Mahkeme, çocuklar E.A., H.A. ve E.A.'nın DNA testlerinin yapılması için Adli Tıp Kurumu'ndan inceleme istedi. Adli Tıp Kurumu'nun biyoloji ihtisas dairesi, çocuklardan alınan örnekleri inceledi ve sonuçlarını mahkemeye sundu. Test sonuçlarına göre, Hüseyin A.'nın sadece en büyük oğlu E.A.'nın biyolojik babası olduğu belirlendi. Diğer iki çocuğu H.A. ve E.A. için ise Hüseyin A.'nın biyolojik babası olmadığı tespit edildi. Hüseyin A., aldığı bu habere şaşkınlıkla karşılık verdi. Sonuçlarla hayatı altüst olan Hüseyin A., sessizliğini bozarak yaşadığı durumu paylaştı. Bu olay, aile içi ilişkilerdeki karmaşık durumların çözümünde DNA testlerinin önemini bir kez daha ortaya koydu.
2 ÇOCUĞUN BABASI O DEĞİL
DNA test sonuçlarıyla 3 çocuğundan 2'sinin biyolojik babası olmadığını öğrenen Hüseyin A., yaşadığı şaşkınlığı ve travmayı paylaştı. Hüseyin A., yıllardır uyumsuz bir evlilik yaşadığını ve sonunda anlaşmalı boşanmaya karar verdiklerini açıkladı. Boşanmanın ardından komşularının önerisi üzerine DNA testi yaptırdığını belirten Hüseyin A., şunları söyledi: "Komşum, yıllardır evime giren çıkan kuzenimin olduğunu iddia etti ve DNA testi yaptırmamı önerdi. Bunun üzerine avukatım aracılığıyla babalık davası açtık ve test sonuçları Antalya Adli Tıp Kurumu'ndan geldi. En büyük oğlum biyolojik olarak benden çıktı ancak kız çocuklarımın babası olmadığım netleşti." Hüseyin A., eski eşinin bu durumu açıklamak için kendisine, çocukların babasının kuzeni M.K. olduğunu söylediğini aktardı.
Yaşadığı durumun ruh sağlığını etkilediğini ifade eden Hüseyin A., eski eşinin önceleri kendisine tecavüz iddiasında bulunduğunu ancak daha sonra yıllardır kuzeniyle dost hayatı yaşadıklarını itiraf ettiğini dile getirdi. Hüseyin A., yaşananların psikolojik olarak kendisini yıktığını ve komşularının uzun yıllar boyunca kuzenin evine girip çıktığını fark etmelerine rağmen, akrabalık ilişkisi nedeniyle bu durumu göz ardı ettiklerini belirtti. Hüseyin A.'nın yaşadığı bu olay, aile içi ilişkilerdeki karmaşık durumların ve DNA testlerinin öneminin bir kez daha vurgulanmasına neden oldu.
''ÇIPLAK FOTOĞRAFLARINI AKRABALARIMA GÖNDERDİ!''
Hüseyin A., eski eşi tarafından kendisine ait müstehcen fotoğrafların akrabalara gönderildiğini iddia ederek yaşadığı durumu anlattı. Hüseyin A., boşanma sürecinde eski eşinin kendisine ait çıplak fotoğraflarını telefonundan alarak tanıdıklara gösterdiğini ve kendisini rezil etmeyi amaçladığını belirtti. Hüseyin A., konuyla ilgili şunları söyledi: "Eski eşim, beni rezil etmek için çıplak fotoğraflarımı bütün tanıdıklara gösterdi. Ayrıca, bazı akrabalarıma da WhatsApp üzerinden göndererek beni rezil etmeye çalıştı." Hüseyin A. ve avukatı, bu durumu özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında ele alarak suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
Yaşanan bu olay, boşanma süreçlerinde yaşanan çekişmelerin ve mücadelelerin ne kadar çetrefilli ve hassas olabileceğini bir kez daha gösterdi. Özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması konusundaki hassasiyetin önemli olduğu vurgulanıyor.
