İzmir’in Dikili ilçesinin güneydoğusunda, Uzunburun mevkiinde yer alan Çamur Ilıcası, adını gösterişten değil doğrudan toprağın kendisinden alıyor. Yer altından 72 derece sıcaklıkta ve saniyede 31 litre debiyle çıkan jeotermal su, herhangi bir işleme tabi tutulmadan yüzeye ulaşıyor. Bu yönüyle Çamur Ilıcası, modern termal anlayıştan çok eski zamanların sade ve güçlü şifa geleneğini temsil ediyor.

Çamurla bütünleşen doğal termal su

Çamur Ilıcası’nı benzer termal alanlardan ayıran en belirgin özellik, sıcak suyun doğrudan tabandan kaynaması. Üzeri kapatılarak oluşturulan havuzlarda su ile toprağın karışması, doğal bir çamur tabakası meydana getiriyor. Bu doğal birleşim, zamanla ılıcanın “Çamur Ilıcası” adıyla anılmasına neden olmuş. Jeotermal alanın sunduğu bu çamurun özellikle cilt yenileyici etkileri, selülit tedavisine katkısı ve yaşlanma karşıtı özellikleriyle bilindiği ifade ediliyor.

Sade imkanlarla sunulan gerçek bir deneyim

Tesiste çıkan sıcak su, yaklaşık 125 metrekarelik açık bir havuz ile farklı büyüklüklerdeki dört termal havuza veriliyor. Havuzlardan ikisi altı kişinin birlikte kullanabileceği kapasitede, diğer ikisi ise iki kişilik daha küçük alanlardan oluşuyor. Ayrıca tesiste, her biri iki yataklı olacak şekilde düzenlenmiş 16 kabin bulunuyor. Bu alanlar, termal sudan sonra dinlenmek ve vücut ısısını dengelemek amacıyla kullanılıyor.

Ziyaretçi yorumları doğallığı ve eksikleri ortaya koyuyor

Çamur Ilıcası’nı ziyaret edenlerin değerlendirmeleri, alanın güçlü yönleri kadar eksiklerini de gözler önüne seriyor. Yaz aylarında yer altı sularının azalması nedeniyle tesisin zaman zaman kapalı olduğu, kış aylarında ise sıcak suyun en doğal haliyle kullanılabildiği belirtiliyor. Yol koşulları, eski yapılaşma ve bakım eksikliği sıkça dile getirilirken, buna karşın sudan kaynaktan çıktığı gibi yararlanmanın verdiği hissin eşsiz olduğu vurgulanıyor. Sessizliği ve kalabalıktan uzak oluşu, doğallık arayan ziyaretçiler için özel bir deneyim sunuyor.

Romatizmadan cilt hastalıklarına kadar destekleyici etki

Ortalama 47 derece sıcaklıktaki termal su, romatizmal rahatsızlıklar ve çeşitli cilt hastalıklarında destekleyici olarak tercih ediliyor. Çamurla birleşen sıcak suyun kan dolaşımını hızlandırdığı, kasları gevşettiği ve ciltte yenilenme hissi oluşturduğu biliniyor. Ziyaretçilerin büyük bölümü, estetik beklentilerden çok bedensel rahatlama ve doğal iyileşme amacıyla burayı tercih ediyor.

Ulaşımı zor, değeri büyük

Çamur Ilıcası’na ulaşım, deneyimin en zorlayıcı yönlerinden biri olarak öne çıkıyor. Dikili’den sanayi sitesi yoluna girilerek, itfaiye mevkiinden sonra yaklaşık 3 kilometre boyunca ilerleniyor. “Ilıca 2 km” tabelasından sağa dönüldüğünde alana ulaşılıyor. Yaz aylarında kullanılan alternatif güzergâh ise toprak yol üzerinden yaklaşık 3,5 kilometrelik bir mesafe gerektiriyor.

İhmal edilen ama vazgeçilmeyen bir termal miras

Yılların yorgunluğunu taşıyan yapısıyla eleştirilen Çamur Ilıcası, buna rağmen sahip çıkılması gereken önemli bir doğal değer olarak görülüyor. Ziyaretçilerin sıkça dile getirdiği “Gidilirse gelişir, gidilmezse kaybolur” ifadesi, alanın geleceğine dair güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.

Doğallığıyla ayakta kalan gerçek bir şifa durağı

Çamur Ilıcası, lüks arayanlara değil; doğayla baş başa kalmak ve toprağın iyileştirici gücünü hissetmek isteyenlere hitap ediyor. Gürültüden uzak atmosferiyle kimi ziyaretçiler için huzurun adresi olurken, kimileri için de ihmal edilmiş bir kamu değeri olarak iç burkuyor. Tüm kusurlarına rağmen Çamur Ilıcası, Dikili’nin toprağından çıkan en gerçek ve filtresiz şifa duraklarından biri olmayı sürdürüyor.

Kaynak: Haber Merkezi