COP30 konferansı sırasında AA muhabirine konuşan Güllü, raporun Türkiye için fırsatlar sunduğunu belirtti.
IEA'nın 2050'ye yönelik öngörülerine göre, temiz enerji teknolojileri hızla yaygınlaşıyor. Güneş enerjisi birçok ülkede en ucuz elektrik kaynağı olurken, elektrikli araçlar, veri merkezleri ve elektrifikasyon teknolojileri küresel elektrik talebini 2035'e kadar yüzde 35-40 artıracak. Güllü, "Enerji artık yeraltından değil, üretim kapasitesi ve teknoloji üstünlüğünden doğuyor" dedi.
Rapora göre, elektrik yatırımları küresel enerji yatırımlarının yarısını oluşturuyor ancak şebekeler geride kalıyor. Petrol ve gazın ardından kritik mineraller yeni stratejik unsur haline geliyor. Güllü, enerji politikalarının tedarik zinciri güvenliğine odaklanması gerektiğini, olası kesintilere karşı çeşitlendirme ve ortaklıkların zorunlu olduğunu ifade etti.
Mevcut politikalar senaryosunda kömür talebi 10 yılda düşmeye başlayacak. Enerji talep artışının yüzde 80'i yüksek güneş potansiyelli bölgelerde gerçekleşecek, bu da kömürün yerini temiz teknolojilere bırakacağını gösteriyor.
Türkiye İçin Fırsatlar ve Öncelikler
Güllü, Türkiye'nin yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 50'ye yaklaşmasıyla güçlü bir çıkış yapabileceğini söyledi. Dışa bağımlılığı azaltan bu avantajı değerlendirmek için dört alanda hızlanma gerektiği belirtildi:
Şebeke modernizasyonu ve esneklik yatırımları: Artan güneş ve rüzgar üretimi şebekeyi zorluyor. Depolama, talep tarafı katılımı, dijital yönetim, yedek kapasite ve bölgesel bağlantılar birlikte değerlendirilmeli.
Kömürden aşamalı çıkış ve adil geçiş: Yerli kömür geçmişte güvenlik unsuru olsa da artık emisyon yoğunluğu, esneklik ve verimlilik ön planda. Kömür bölgelerinde yeni istihdam ve toplumsal destek şart.
Elektrifikasyon ve sanayi dönüşümü: Avrupa'nın karbon düzenlemeleri düşük karbonlu üretimi zorunlu kılıyor. Yeşil hidrojen ve enerji verimliliği sanayi rekabeti için kritik.
Kritik mineraller ve temiz teknolojiler: Bakır, bor ve nikel gibi kaynaklar batarya, kablo ve güneş paneli üretiminde avantaj sağlayabilir. Yerli ekosistem ve geri dönüşüm güçlendirilmeli.
Güllü, asıl ihtiyacın yeşil ve dijital dönüşümün ötesinde yapısal değişim olduğunu vurguladı: Düşük katma değerli, karbon yoğun modelden verimlilik ve teknolojiye dayalı yapıya geçiş, refah, ihracat ve istihdam için kilit.
Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Kafkasya arasında temiz enerji köprüsü olabilir. Elektrik ticareti, yeşil hidrojen ihracatı ve teknoloji üretimi ekonomik ve diplomatik güç kazandırır. Güllü, "Enerji dönüşümünü hızlandırmak bir zorunluluk. Türkiye, yenilenebilir temellerini esnek ve yatırım dostu sisteme dönüştürürse küresel enerji dengesinin kazananı olur" diye ekledi.





