Geçen ay başlatılan proje, deniz tabanından alınacak sediman örnekleri aracılığıyla hem doğal iklim değişimlerini hem de insan kaynaklı kirliliğin jeolojik izlerini ortaya çıkarmayı hedefliyor. Bu çalışma, Marmara Denizi'nin geçmiş iklim kayıtlarını ve güncel çevresel dönüşümlerini belgeleyen ilk kapsamlı girişim olarak nitelendiriliyor ve bilim dünyasında önemli yankı uyandırması bekleniyor.
Proje, Enstitü'nün uzman ekipleri tarafından yürütülüyor. Proje yürütücüsü ve Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Denizhan Vardar, çalışmanın temel amacını şu sözlerle özetledi: "Marmara Denizi, Karadeniz ve Akdeniz arasında stratejik bir köprü konumunda. Burada biriken sediman katmanları, binlerce yıllık iklim tarihini ve çevresel değişimleri saklıyor. Bu proje ile doğal süreçleri insan etkilerinden ayırarak, geleceğin iklim senaryolarını daha doğru modelleyebileceğiz." Prof. Dr. Vardar, özellikle son yüzyıldaki sanayi, tarım ve kentleşme kaynaklı kirliliğin (ağır metaller, plastik mikroparçacıkları ve organik atıklar gibi) jeolojik kayıtlarda bıraktığı izleri tespit etmenin, sürdürülebilir deniz yönetimi için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Enstitü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu ise saha çalışmalarını bizzat yönetiyor. Prof. Dr. Gazioğlu, "Erdek Körfezi, Marmara Denizi'nin en sakin ve birikim açısından zengin bölgelerinden biri. Burada piston corer ve gravity corer gibi ileri teknoloji cihazlarla 10-15 metre derinliğe kadar sediman örnekleri alıyoruz. Bu örnekler, laboratuvarlarda radyokarbon tarihleme, izotop analizi ve mikroskobik incelemelerle değerlendirilecek" dedi. Ekip, multidisipliner bir yaklaşım benimseyerek jeologlar, oceanograflar, kimyagerler ve iklim modelleyicilerden oluşan 20 kişilik bir kadroyla çalışıyor. Araştırma gemisiyle gerçekleştirilen saha operasyonları, hava koşullarına bağlı olarak birkaç ay sürecek.
Projenin Bilimsel ve Çevresel Önemi
Marmara Denizi, son yıllarda müsilaj (deniz salyası) krizleri, oksijen azalması ve biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunlarla gündemde. Bu proje, bu sorunların köklerini tarihsel bağlamda inceleyerek çözüm önerileri sunmayı amaçlıyor. Örneğin:
İklim Geçmişi: Sediman katmanları, Holosen dönemi (yaklaşık 12 bin yıl öncesi)부터 günümüze kadar sıcaklık, yağış ve deniz seviyesi değişimlerini gösterecek.
İnsan Etkisi: 1950'lerden itibaren artan kirlilik izleri (kurşun, cıva, PCB'ler gibi kirleticiler) jeolojik kayıtlarda "antropojenik işaretleyici" olarak tespit edilecek.
Öngörüler: Elde edilen veriler, IPCC benzeri iklim modellerine entegre edilerek Marmara Denizi'nin 2050-2100 yılları arasındaki olası senaryoları (asitlenme, sıcaklık artışı, tür kayıpları) tahmin edilecek.
Proje, TÜBİTAK ve İstanbul Üniversitesi fonlarıyla destekleniyor. İlk sonuçların 2026 baharında uluslararası dergilerde yayımlanması planlanıyor. Prof. Dr. Gazioğlu, "Bu çalışma sadece Marmara için değil, kapalı deniz havzaları için küresel bir referans olacak. İnsanlığın çevreye etkisini somut verilerle belgelemek, politika yapıcılara güçlü bir araç sağlayacak" diye ekledi.





