ALPER TEMİZ - Konut piyasasında üreticinin vergilendirilmesi, ancak tüketicinin vergilendirilmemesi Türkiye'de, uzun bir süredir devam eden ve dönemsel olarak çok tartışılan uygulamalardan birisi oldu. Barınma ihtiyacını karşılayan inşaat sektöründe üretici, pahalı arsayı temin ettikten sonra yüzde 20'lik oranda KDV ödemekle yükümlü. İnşaatın tamamlanmasıyla birlikte aradan geçen zaman diliminde enflasyon karşısında yaşanan zarara, kurumlar vergisinin de eklenmesi, konut fiyatlarında yaşanan artışın en önemli nedenleri arasında gösteriliyor.
Ancak üretici tarafın ödemekle yükümlü olduğu vergilerden, tüketici tarafın sorumlu olmaması, konut piyasasında birçok sorunun çıkış noklarından biri olarak gösteriliyor. Satın alınan bir konutun beş yıl içerisinde bir başkasına satılması ve aradaki fiyat farkından kâr elde edilmesi, 'Değer Artışı Kazancı' olarak nitelendiriliyor ve bu durumda yüzde 40 oranında gelir vergisi alınıyor. Ancak aynı konut beş yıl sonra satıldığı takdirde, herhangi bir vergi uygulaması söz konusu olmuyor.
Haziran ayı içerisinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek' in önerisiyle TBMM gündemine gelecek olan yasa teklifinde ise, gayrimenkul satışlarında ekspertiz raporunun zorunlu olması, satış işlemlerinin gerçek satış bedeli üzerinden vergilendirilmesi ve beş yıldan fazla süreli konut stoklayanlardan da değer artışı vergisinin alınacak olması, yatırım amaçlı konut alanları ve oturum amaçlı konut alma planı olanları endişeye sürükledi. Öte yandan birden fazla konuta sahip olanlardansa katlamalı emlak vergisi alınması da önemli iddialar arasında yer alıyor.
"Piyasa, düzenleme geçene dek hareketlenir, sonra durgunlaşır"
Yeni düzenlemeye dair konuşan ekonomist ve finans uzmanı Naki Bakır "Yeni düzenleme yürürlüğe girmeden önce, konut alım satımı artacaktır ve bu da ilk başlarda konut piyasasını hareketlendirecektir" dedi. Bakır, "Düzenleme yürürlüğe girdikten ve yeni vergilendirmeler uygulanmaya başladıktan sonra, piyasadaki hareketlilik düşecektir. Çünkü satıcı, haliyle vergiyi alıcıya yansıtacak. Alıcı daha fazla miktarda para ödemek zorunda bırakılacak. Konuta erişim daha fazla zorlaşacak. Diğer taraftan da yatırım amaçlı konut alımına yönelik caydırıcı bir etki de olur. Sermayesi olanlar konut yatırımından uzaklaşacaktır. Bir diğer husus ise kiracılık olgusunun artış göstermesi durumudur. Ev alamayanlar kiraya yönelecek, satamayanlar da kiralama yöntemine daha fazla tutunacaktır" dedi.

"Kirada, istisna tutarın sıfırlanması da gündemde"
Konut sahiplerinin konutlarını satmakta zorlanacağını ve bu durumun, barınma ihtiyacının artık her zamankinden daha fazla kira yöntemi ile giderilmesinin önünü açacağını vurgulayan Bakır, "Kirada evi olanların gelir vergisinde ödemekle sorumlu olduğu 'isitisna tutar'ın, sıfırlanması da gündemde" dedi. Bakır, "Vergiden istisnanın kalkması demek, kira fiyatlarının daha fazla artacağı anlamı taşıyor. Yıllık istisna tutarı 2024 yılında 33 bin lira. Bu koşullarda kirada evi olanların vergi dilimlerine göre ödeyeceği yıllık vergi ise iki katına dek artacaktır" diye aktardı.





