İzmir'in Gaziemir ilçesindeki bir alışveriş merkezinde (AVM) yaşanan olayda, o dönemde 14 yaşında olan Hüseyin Çınar Osmay, çocuk parkındaki halat ipleriyle örülmüş oyun alanında oynarken ağır yaralandı. Talihsiz kaza sonucunda Osmay'ın böbreği yüzde 80 oranında işlevini yitirirken, ailesi AVM'ye karşı ihmal gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davası açtı. Mahkemenin dosyayı gönderdiği üç kişilik bilirkişi heyeti, hazırladığı raporda AVM'yi olayın meydana gelmesinde asli kusurlu bulurken, çocuk ve annesinde kusur bulunmadığını belirtti.
Olay, 16 Haziran 2021 tarihinde, Beyazevler Mahallesi Akçay Caddesi'nde bulunan AVM'de meydana geldi. Ortaokul mezunu Hüseyin Çınar Osmay, AVM'nin çocuk oyun parkında bulunan, örümcek ağı şeklinde örülmüş yaklaşık 2,5 metre yükseklikteki oyun alanında oynarken, ayakları halatların arasındaki boşluğa düştü ve ağır şekilde yaralandı. Kazanın dehşet anları AVM'nin güvenlik kameralarına da yansıdı.

Olayın ardından hızla Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Osmay, ilk müdahalesinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Burada bir hafta boyunca solunum cihazına bağlı kalan Hüseyin Çınar'ın böbreklerinden birinin ağır derecede hasar gördüğü tespit edildi. 10 gün boyunca bilinci kapalı kalan genç, iki ay süren yoğun tedavisinin ardından taburcu edilebildi. Yapılan tespitlere göre, sol böbreğinin yüzde 80 oranında çalışamaz duruma geldiği belirlendi. Bu trajik olay sonrası iki çocuk annesi Sevim Pircioğlu (36), sorumluların cezalandırılması ve oğlunun uğradığı mağduriyetin giderilmesi için İzmir 5. Tüketici Mahkemesi'ne başvurarak AVM yetkililerine karşı dava açtı. Dava süreci geçen yıl eylül ayında başladı.
AVM Yönetiminin savunması ve bilirkişi raporunun kesin kararı
AVM yetkilileri, mahkemeye sundukları savunmada, oyun alanının uluslararası standartlara uygun olarak kurulduğunu ve diğer alışveriş merkezleri, park ve bahçelerdeki oyun alanlarından farkı olmadığını iddia etti. Savunmada, "Oyun alanında oynarken belirli bir efor sarf eden çocuk veya gençlerin her zaman için az da olsa bir yaralanma riski bulunmaktadır. Bu durum bahsedildiği üzere benzer bütün oyunlarda da geçerlidir. Yani buraya çocuğunun veya genç evladının çıkıp oynamasına müsaade eden ebeveyn az da olsa belirli bir riski göze almak durumundadır. Bu riskle birlikte çocuk veya genç heyecan duymakta, eğlenmekte hem de fiziksel becerilerini geliştirmektedir. Tüm park, bahçe ve alışveriş merkezlerindeki oyun alanlarının temel mantığı bu şekildedir," ifadelerine yer verildi.
Ancak mahkeme, dosyayı incelemesi için üç kişilik bir bilirkişi heyetine gönderdi. Bilirkişi heyeti, yaptığı detaylı incelemelerin ardından hazırladığı raporda çarpıcı tespitlerde bulundu. Raporda, iş yerleri veya yaşam alanlarında kullanılan tüm ekipman ve cihazların talimatlarının yakınlarında asılı olması gerektiği ve yeterli uyarıların yazılı veya görsel olarak bulunması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, işverenlerin hizmet verdikleri alanlardaki tüm tehlikelere karşı önlem almakla yükümlü olduğu belirtildi. Raporda, Hüseyin Çınar Osmay'ın epilepsi hastalığının bu kazanın oluşması veya şiddetiyle bir ilgisinin olmadığı, herhangi bir başka sağlıklı çocuğun da aynı kazayı geçirebileceği ifade edildi. En dikkat çekici tespit ise, kazanın yaşanmasına rağmen oyun parkındaki ağların sıklaştırılmadığı veya talimatlara, benzer kazaların olmaması için ek maddeler konmadığı yönündeydi. Bu tespitlerin ardından bilirkişi heyeti, "Şirketin olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, çocuk ve annesinin olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı kanaatine varılmıştır," sonucuna ulaştı.

Ailenin acısı ve avukatın hukuki mücadelesi: "Çocuklar sakat kalmasın istiyoruz"
Hüseyin Çınar Osmay'ın annesi Sevim Pircioğlu, yaşadıkları zorlu süreci gözyaşlarıyla anlattı. "Oğlum halatların üzerinde yürürken ayağı kayıyor. Halatlar nedeniyle hayalarına aldığı darbe nedeniyle böbreği zarar gördü. Hastaneye götürdük. İç kanama olduğu tespit edildi. Zorlu günler geçirdik. Başta iç kanamayı durduramadılar. İçinde 12 litre kan birikimi oldu. Akciğerlerine kadar kapattı. Günde 3 kez kan verildi. 4 ameliyat geçirdi. 64 gün hastanede kaldık. Çok acı bir şey. İnsanın evladı, hiçbir şeye benzemiyor. Çok güzel eğitim ve spor yaşamı vardı. Atletizmle ve yüzücülükle ilgileniyordu. Avrupa'da şampiyonlukları vardı. Hepsi bitti. Sol böbreğin başta yüzde 100 işlevsizdi. Yüzde 20'sini canlandırdılar," ifadeleriyle yaşadıkları dramı dile getirdi.
Oyun parkında olası kazalara karşı hiçbir önlem alınmadığını öne süren Pircioğlu, "Hiçbir sağlık ekibi yoktu, görevli yoktu. Hiçbir uyarı levhası yoktu. Hastaneye gittiğimizde o oyun parkından birçok çocuğun yaralanma şikayetiyle başvurduğu söylendi. Çocuk oyun parkı. Böyle bir olay aklıma gelmezdi. Önlem alınsın. Başka bir evladın ve ailenin canı acımasın. Eğitim hayatı olumsuz etkilendi. Başka kimsenin başına gelmesin," diyerek yetkililere seslendi.
Mağdur ailenin avukatı Halil İbrahim Karaağaç ise davanın devam ettiğini belirterek, "Adli Tıp raporuyla müvekkilimin yüzde 14 civarında iş göremezlik raporu var. Bilirkişiler tarafların kusur açısından kazayı inceledi. Hem AVM işletmecisini hem de işletme sahibini yüzde 100 kusurlu buldu. Orada halen birçok kazanın olduğunu öğrendik. Başka canlar yanmasın diye mücadele ediyoruz. Yargının da doğru kararı vereceğini düşünüyorum. Gerekli tedbirler alınır kanaatindeyim. O oyuncak çok tehlikeli. Çocuklar halatın üzerinde oynuyor. Halatların genişliği, çok ciddi şekilde çocukların ayağının kayıp düşmesine olanak verecek şekilde. Bizi endişelendiren bu. İşletmenin biz standartları sağladık kusur sizdedir anlayışı bizi üzüyor. Biz çocuklar sakat kalsın istemiyoruz. Müvekkilimin oğlu okulunu değiştirmek zorunda kaldı, ciddi sakatlıklar geçirdi," sözleriyle hukuki mücadelenin önemine dikkat çekti.





