Saldırıda sol elinden yaralanan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından taburcu edilen 37 yaşındaki Güleç, elinde kırıklar oluştuğunu, alçıya alındığını ve platin takıldığını ifade etti. Güleç, yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Balkondan baktığımda maskeli bir şekilde çocuğu gördüm. Arkasında rahmetli Muhsin ağabey vardı. Bayan polis ‘Amirim, silahlı’ diye uyardı. Seslendim ama duyuramadım. Belki sesim duyulsaydı Muhsin ağabey hayatta olacaktı. Çocuk seslendiğimi fark edince namluyu bana çevirdi. Kendimi yere atmasaydım göğsümden ya da kafamdan vurulabilirdim. Allah’tan diğer polisler sesimi duydu, yön değiştirdiler ve saldırgan etkisiz hale getirildi.”
“Pusuya yatıyordu, gayet soğukkanlıydı”

Güleç, saldırganın hareketlerini gözlemlediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Çocuk koşmuyordu, arabaların arasına saklanarak geri geri yürüyordu. Birini gördüğü anda pusuya yatıyordu. Gayet profesyonel ve soğukkanlıydı. Polisler sesimi duymasaydı onlara da zarar verebilirdi.”
“Herkesin yapacağı bir şeydi”

Yaralı vatandaş, polisleri uyarmasının sıradan bir refleks olduğunu dile getirerek, “Kimse omzunda bayrak taşıyan bir insana zarar gelsin istemez. Onlar bizi koruyan insanlar. Benim yaptığım herkesin yapacağı bir şeydi” dedi. Olayda şehit olan polislerle tanıştığını, sık sık sohbet ettiklerini de sözlerine ekledi.
Sağlık durumu ve tedavi süreci
Sol el tarak kemiklerinde kırık oluşan Güleç’in eline üç platin yerleştirildi. İkinci bir ameliyat olma ihtimalinin bulunduğunu belirten Güleç, doktor kontrollerinin devam edeceğini söyledi. Elindeki hasar nedeniyle bir süre mesleğini yapamayacağını da aktardı.
Babadan ailelere uyarı
Galip Güleç’in babası Zafer Güleç, oğlunun polisleri uyarmasıyla gurur duyduğunu belirtti. Çocukların dijital dünyadaki yönelimlerinin takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Güleç, “Aileler çocuklarının hangi internet sitelerinde vakit geçirdiğini bilmeli. Bu ilgisizlik gençlerin yanlış yollara sapmasına sebep olabiliyor” dedi.





