Zumba Eğitmeni Pelin Çevik: 'Spor salonları sihirli değnek değil' Zumba Eğitmeni Pelin Çevik: 'Spor salonları sihirli değnek değil'

Son Mühür TV’ de yayınlanan Sevinç Öztürk ile Beyin Sizsiniz programının bu haftaki konuğu Psikoloji Uzmanı Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu konuk oldu. Evliliğin temel dinamiklerinin konuşulduğu programda mutluluk ve sevgi üzerine kurulan evlilik, evliliğin özgürlüğü kısıtlamaması, mutlu ilişkilerdeki temel ön koşullardan birinin kişinin kendisi olduğu, farklılıkların kabul edilmesi, eşlerin birbirlerine besleyici ve destekleyici olmaları gerektiği, sağlıklı evlilik ilişkisinin kurulması gibi konular dikkat çekti.

Aşkın ve ilişkilerin evrimini, ilk aşkın zamanla gerçekliğin diliyle değiştiğini, bu süreçte insanların birbirlerini daha gerçekçi bir şekilde görmeye başladığını vurgulayan Elbeyoğlu, çiftlere seslenerek, ilişkilerde aşkın ötesinde kişinin önce kendine olan sevgisine, yalnız vakit geçirebilme olgunluğuna, ardından ilişkilerde anlayışın, sevginin ve bağlılığın önemli olduğu konusunda dikkat çekiyor. İlişkilerde farklılıkların kabul edilmesi ve tolere edilmesinin önemine odaklanıyor ve ilişkiyi birlikte yaşayarak tanımanın önemini vurguluyor. Son olarak, ilişkilerin birçok yönü olduğu ve her birinin özen ve emek gerektirdiği üzerinde duruyor, çünkü sevginin üretildikçe artacağını savunuyor.

Whatsapp Image 2024 05 06 At 12.40.55 (2)

"Evlilik dediğimiz şey yol arkadaşlığıdır"

Birinin sevmenin ön koşulu kendini sevmektir diyen Elbeyoğlu, evliliği şu sözlerle ifade etti: "Mutluluk sevgi üzerine kurulan evlilik bizim gerçekten inşa ettiğimiz, birlikte var ettiğimiz şeyler. Böyle olduğu zaman bir anlam taşıyor, gerçek anlamıyla. Evlilik farklılıklarımızla birlikte farklılıklarımıza rağmen ve onları tolere ederek birlikte yaşama becerisidir. Farklılıkalrımızı kaldırabilme, farklılıklarımızla bir olabilmek. Evlilik özgürce söz verişe dayandığında anlamlı oluyor. Evlilik dediğimiz şey yol arkadaşlığıdır. İktisadi beraberliktir aslında evlilik. Fakat bunun ötesinde esas olan. Birini sevmenin ön koşulu kendini sevmektir. Ben kendimi sevmezsem başkasını sevmem. Yalnız kalabiliyorsan o zaman bir başkasıyla beraber olabilirsin. Bir insanın yalnız kalabilmesi yalnızken de kendini eğleyebilmesi kendi kendine tahammül edebilmesi demektir. Kendimi seviyorum dolayısıyla ben başkasını da sevebilirim verecek bir şeyim var. Oyun oynuyoruz, bu oyunu güzel oynayalım. Ufak dokunuşlar ufak şeyler ama ilişkiyi götürenler bunlar aslında. Büyük hediyeler de değil mesele."

"Eşler birbirini besleyebilmeli"

Hangi kıstaslar üzerine gelmesi gerektiğini konuşuyoruz, karşılıklı güven, sevgi, bağlılık en önemlilerinden bir tanesi. Eşler farklılıkları değiştirmeye kalkmamalı, ben şunu diyebilmeliyim ben seni bu şekilde sevdim sakın değişme, Ben senin değişmeni istemiyorum, senin değişmen için de seni değiştirmek için de sana bir şey yapmayacağım. Çocuk yetiştirme de iki bakış açısı vardır. Biri heykeltıraş diğeri bahçevan bakış açısıdır. Heykel traş bakış açısında şu vardır, önüne gelen varlığı kafasında tasarıma göre şekillendirir. Ama bahçevan o bahçeye çiçekler eker, besler, o bahçenin güzelleşmesi için onu sular ekler biçer süsler ona sadece düzen verir. Onu değiştirmeye kalkmaz. Dolayısıyla eşler de birbirinin heykeltıraşı değil birbirinin bahçevanı olmalı. Birbirini besleyebilmeli.

Evlilik aşkı öldürüyor mu? Sağlıklı evlilik kurumu oluşturmak...

Aşk gerçekten uzun süreli bir şey değildir. Aşk çok yoğun bir tutku. Aşkta saygı yok ama onu söyleyeyim. Aşk edepsiz bir şey. Ve aşkın şöyle bir şeyi var niye aşkın gözü kördür. Çünkü aşık olduğumuzda karşımızdaki kişiyi olduğu kişi gibi görmeyiz göremeyiz. Aşk çok büyük oradan da bir iletişim yoksunluğudur. Aşkın kendine özgü bir dili var. Çünkü biz kendini ifade eden sözcükleri değil aşkın sözcüklerini söylüyoruz. Yok böyle şeyler ama bunları hissedip söylüyoruz. Söylenen sözler aşk sözleri. Bir süre sonra aşk sönmeye başlar. Freud a göre, aşk aslında beni öteki için feda etmektir. Bir anlamda aşk bireyselliğini biz olmak adına yok etmektir. Kim kendi benliğini bir başkasına biz olmak adına feda edebilir, ben olmak esastır. Bir süre sonra hormonlar normale dönmeye başlar ve kişinin dili açılır. Aşkın dili yerini gerçeğin diline bırakmaya başlar. İşte o zaman biz karşımızdaki kişiyi farklılıklarıyla da görmeye başlarız. Oysa ilk döneminde sadece biz varız. Oysa aşk sönmeye başladığında evlilik aşkı öldürür dediğimizde birlikte yaşamaya başladığımızda birbirimizin farklılıklarını görmeye başlarız. Gözümüzün açılması odur.

Sanal dünyanın evlilikler üzerindeki etkisi

 Teknolojinin insan yaşamında insanın var olduğundan bu yana olduğunu belirten Elbeyoğlu, teknolojinin evlilikler üzerine olumsuz yorumlanması konusunda da önemli detaylar paylaştı.

"Evlilik içindeki sıkıntılar, aile baskısı olan insanlar çok çeşitli, sebeplerle dışarıya yöneliyor, dışarıya eskiden de yöneliyordu insanlar, pastanelerde, parklarda buluşuyorlardı şimdi de sosyal medya üzerinden bu emeği veriyor. Sosyal medya seçenekleri çoğalttı ama aslında önemi olan bizim üstünde durmamız gereken şey bu teknolojinin sonucu değil bu şu an da teknoloji ne anlamda kullanılıyor bu bir yardımcı araç haline geldi. Esas konuşmamız gereken şey insanların neden buna ihtiyaç duyduğu, duygusal açlık bunu söylüyoruz. İnsanlar karılarını kocalarını başkaları için çoluğunu çocuğunu yüzyıllardır hep bırakmıştır. Yeter ki duygusal bir yoksunluk yaşamasın. Yeter ki onu kurtaracağını düşündüğü birini bulmasın. Şu an da bu internetten bulduğumuz çiftlerle de çoğalmış durumda ama bu evrensel bir olgu bu sadece orta doğuya Türkiye’ye özgü değil. Bütün insanlar için bütün toplumlar için söyleyebiliriz bunu. Çok baskılı ortamlarda bunlar daha yoğun yaşanabiliyor."

Whatsapp Image 2024 05 06 At 12.40.55 (1)

Evlilik öncesi ve ebeveyn olmadan önce eğitimin önemli olduğunu vurgulayan Elbeyoğlu, böyle bir projeyi hayata geçirmek istediklerini dile getirerek, "Anne baba okulları çok yaygın. Herkes anne baba olmamalı anne baba olacaklar da bunun eğitimini almalı.Ana baba okulunun öncesinde eş olma okulu beraberlik okulu, mesele bu, ben evliliğe hazır değilsem o evliliğe girmeyeyim. Ben eğer bir ilişkiye beni kurtarsın diye giriyorsam girmeyeyim. Sadece onu seveyim dünyada başka kimseyi gözüm görmesin diye giriyorsan orada bir sıkıntı vardır bağımlılığa giriyordur. Eş olabilmek üzerine bir akademi kurmaya niyetimiz var ve bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Evlilikteki en önemli sorunlardan birisi eşlerin aslında birlikte yaşamayı becerememesi. Birlikte yaşamanın bir önemli kıstası farklılıkları birlikte yoğurabilmek ama ikinci en önemli kıstası en önemli sıkıntı kaynağı evliliklerde, benin biz adına harcanması, belediyelerle ortak şekilde yaparız bizim de çok önemsediğimiz bir konu. Böyle bir temelin üzerine oturtmadığın zaman çok da fazla uzun süreli olmuyor. Mutsuz insanlar üretiyor" dedi.

Whatsapp Image 2024 05 06 At 12.40.55

Sağlıklı evlilik kurumu oluşturmak

Eşlerin her şeyi birlikte yapmak zorunda olmadığına dair bir bilgilendirmede bulunan Elbeyoğlu, çiftler her şeyi birlikte yapmayı tercih ediyorlarsa, bireylerin yalnız kalmak isteme özgürlüğüne ve birbirlerine karşılıklı saygı duymaları gerektiğini belirtti. Elbeyoğlu, "Her şeyi birlikte yapabiliriz ama eğer bunu tercih ediyorsak ama yalnız da kalmak istemeli birey ve birbirine karşılıklı saygı duymalılar. Güven gerekiyor. Dolayısıyla ben şunu diyebilmeliyim. Evliliğe giren birisi şunu demeli, ben tek başıma mutluyum ben tek başıma yaşayabilirim ama seninle daha mutluyum seninle daha güzel yaşarım onun için seninle beraber olmayı seçiyorum. Özgürce beraberlik sözleşmemiş bu anlama geliyor. Evlilik aslında bir söz veriştir sevgi de bir söz veriştir, sevgi de bir duruş aslında bir tutum" dedi.

Ekonomik sıkıntı ile başa çıkma arzusu

Programda çiftlerin birlikte sorunları çözebilme yeteneği ve dayanışmasının da önemli olduğunu vurgulayan Elbeyoğlu, çiftlerin ekonomik zorluklarla karşılaşsa bile, birlikte çalışarak bu zorlukların üstesinden gelebileceklerini belirterek,"Ekonominin böyle bir şeyi var evlilikte ilişkiyi zorlayan çünkü çok daha temek fiziksel gereksinimleri öne çıkaran öncelikli karnını doyurma hayatını devam ettirme gayesini tetikleyen bir durum söz konusu, o yüzden tabii ki ekonomik durumu önemli ama gerçek anlamda çok paran olması, evin olması o evlilikteki o beraberlikteki mutluluğun garantisi değil, mesele bu. Hiç paramız olmayabilir, çok az geçinecek paramız olabilir ama biz bunun üstesinden gelebilir diyebilir, birlikte çözüm üretebiliriz" ifadesini kullandı.

"Eşimle ilgili sorunları çözebilecek tek kişi benim"

Türkiye'nin geleneksel aile yapısının evlilik ilişkileri üzerindeki etkisini vurgulayan Elbeyoğlu, Türkiye'de evliliklerin sadece iki kişi arasında değil, aynı zamanda her birinin kök ailesiyle de ilişkili olduğunu söyledi. Bu durumda, çiftlerin kendi aileleriyle ilişkilerinde sorunlar yaşadıklarında, bu sorunları eşleri aracılığıyla çözmeye çalıştıklarını belirtti. Dolayısıyla, ilişkilerdeki problemler, her iki tarafın da kendi ailesiyle olan ilişkilerinden kaynaklanabilir ve bu da çatışmalara yol açabilir diyen Elbeyoğlu, "Evlilik ilişkisi iki kişidir. Ben ve sevdiğim, karı ve koca. Kesişim noktalarından anne babalar ilişkilere sızıyor. İşte aslında evlilik kadının kendi kök ailesine erkeğin kendi kök ailesine hoşça kal diyip merhaba diyerek bir araya geldiği bir şeydir. Büyük bir aile oluşturmak önemli olan. Bu şu demek değil ben sizi bırakıyorum. Bu evlilik ilişkisindeki sorunlar bizim sorunlarımız. Kadın kendi ailesi üzerindeki sorunları kocası üzerinden çözmeye çalışıyor. Erkeğin kendi ailesi üzerindeki sorunları kocası üzerinden çözmeye çalışıyor.  Birbirine giriyor ilişkiler. Benim eşimle ilgili sorunları çözebilecek tek kişi benim" vurgusu yaptı.

"Ürettiğimiz oranda sevgimiz artar"

Paylaşılan her şeyi oyun gibi ve gülümseyerek yapmalı diyen Elberoğlu, Emeksiz hiçbir şey olmuyor emek gerçekten de insan var oluşunun özünde. İnsan üreten bir varlık ve ürettikçe kendi olan kendisini var eden bir varlık. Dolayısıyla sevgiyi de biz böyle üretmeliyiz. Ürettiğimiz oranda sevgimiz artar” dedi.

"Deniz Gezmiş, Hüseyin İnal ve Yusuf Aslan'a selam olsun"

Son olarak Türkiye'de sol hareketin önemli isimleri arasında yer alan 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı unutmayan Sevinç Öztürk şu sözlerle üç fidanı anarak programı noktaladı: "Dünyada 3 tane altın genci üç fidanı gül ağacına astılar. Onlar da bizim duamızdı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnal ve Yusuf Aslan… Onlarda bizim duamızdı, o masumluğu, ülkesi adına, ülkesinin bağımsızlığı, ülkesinin içinde yaşayan bütün halkların kardeşçe yaşayabilmesi adına okullarını, en köklü üniversiteleri bırakıp mücadele etmeyi göze alan o yiğit ağabeyler bize bağımsızlığı miras bıraktı. Tam bağımsız bir Türkiye yoluyla çıktık dediler Samsun’a, Atatürk’ün devrimlerini ışık alarak, onları daha ileri, demokratik bir Cumhuriyetten, daha ileri bir Cumhuriyete götürmek üzere, Atatürk devrimlerinden feyzalarak yola çıktılar, Samsun’a yürüyüş yaptılar, Kimsenin namuslarında paralarında pullarında gözleri yoktu, hırsız değillerdi, ülkesinin bağımsızlığını istediler, bilimin ışığında aydınlık bir Türkiye istediler, onlar bizim ağabeylerimiz, onlara sonsuz saygıyla anıyorum, 6 Mayıs’ın hıdırellezden ziyade böyle bir yanı da var bizim duamız da onlar. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnal ve Yusuf Aslan'a selam olsun diyoruz.

Kaynak: Haber Merkezi