Son Mühür / Arif Enes Durak - İzmir'de 2018 yılında şüpheli şekilde hayatını kaybeden Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne dair açılan davada yeni bir aşamaya geçildi. Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu olan Dorukhan’ın "intihar ettiği" yönündeki resmi söylem, savcılık tarafından yürütülen yeni soruşturma kapsamında çürütüldü. Dosyada yer alan bulgular cinayet şüphesini güçlendirirken, olayla ilgili beş kişi hakkında “kasten öldürme” suçlamasıyla müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Şantiye bekçilerine ağır suçlama, polisler için ayrı dava
Dorukhan Büyükışık’ın ölü bulunduğu inşaat alanında görevli beş şantiye çalışanı — H.K., H.A., T.Ç., B.Ç. ve A.G. — hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kasten öldürme” suçlaması yöneltilirken, olayın ardından görevini kötüye kullandığı iddiasıyla sekiz polis memuru hakkında da ayrı bir dava açıldı.
Ayrıca olayla ilgili 8 polis memuru hakkında da "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla ayrı bir dava açıldı. Bugün İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, iki sanık mahkemeye katılmazken, müşteki Ethem Büyükışık çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Gizli tanıklarımız var, o gece 30'dan fazla polis şantiyedeydi”
Duruşmada konuşan Ethem Büyükışık, gizli tanıklarının olduğunu ve olay gecesi şantiyede 30’un üzerinde polis memurunun bulunduğunu söyledi. Ayrıca daraltılmış baz kayıtlarını mahkemeye sunacaklarını ifade etti.
Olay yerinde görevli polisler: Üzerimize atılı suçları kabul etmiyoruz
Dönemin olay yeri inceleme ekibinde görevli polis memurları tek tek ifade verdi. Aralarında Atakan K., Deniz A., Duygu Ö., Musa E., Fikret S., Halil A. gibi isimlerin yer aldığı memurlar, prosedüre uygun hareket ettiklerini belirterek üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini ifade etti.
“Dorukhan’ı ya polis ya da Tanyer ailesi öldürdü”
Mahkemede söz alan Ethem Büyükışık, oğlunun ölümünün ardından olay yerinde yaptığı gözlemleri paylaşarak, “Ben hayatım boyunca yüzlerce bilirkişilik yaptım, görür görmez öldürüldüğünü anladım” dedi.
Büyükışık, “Oğlumu ya polis öldürdü ya da Münir Tanyer ya da oğlu Taylan Tanyer. İşçilerden biri olsa ilk gün bize teslim ederlerdi” diye konuştu.
“Sahte raporlarla gerçekler örtüldü”
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, olayla ilgili dört kez sahte adli tıp raporu düzenlendiğini, olay yeri inceleme ve muayene raporlarının da sahte olduğunu iddia ederek, “Devletin içinde örgütlenmiş yasa dışı bir çete oğlumu öldürdü ve delilleri kararttı” dedi.
Büyükışık, bu çetenin içinde polislerin, adli tıp uzmanlarının ve bazı yargı mensuplarının da yer aldığını öne sürdü. Görevi kötüye kullanma davası kapsamında ifadesi alınan polis memurları, üzerlerine atılı suçları reddetti. Ancak ifadelerdeki çelişkiler dikkat çekti. Delil niteliğindeki izmaritlerin ve peçetelerin alınmaması, olay yeri şerit çekiminin belirsizliği ve video kayıtlarının eksikliği dava dosyasındaki şüpheleri artırdı.
"Dorukhan, bir melekti ve uçtu gitti”
Duruşma sonrası konuşan Ethem Büyükışık, “Oğlumuzun üzerinde tek bir çizik olmaması, sırtına inşaat demiri izi olmasına rağmen yüksekten düştüğü iddiasıyla Adli Tıp Kurumu tarafından en alt seviyeden en üst kurula kadar dört defa sahte adli tıp raporu üretildi. Yetmedi, sahte olay yeri muayene raporu hazırlandı yetmedi sahte olay yeri inceleme raporu düzenlendi. Bunlar da yetmedi, bu raporların sahteliğini örtmek için bir düzüne daha sahte rapor düzenlendi. Bunların hepsi maalesef kurumlarımız içindeki çeteleşmiş bir avuç suç örgütü tarafından yapıldı. Oğlumuz Dorukhan Büyükışık, bir melekti ve uçtu gitti. Ancak sizlerin evlatları, torunları ve sizler için bu mücadeleyi yürüterek devletin içindeki yozlaşmış, çürümüş ve sadakati başka odaklara olan yasa dışı suç örgütünün unsurlarını birer birer ayıklayacağız. Kanıtların toplanması çok uzun zaman aldı ama hiçbir sanık sunduğumuz kanıtlara tek kelime laf etmedi. Ama hepsinin peşindeyim. Sadece bu polisler değil oğlumu katlettikten sonra sahte rapor hazırlayan adli tıp doktorlarının da peşindeyim. Yine bunlarla birlikte hareket eden ve Ankara’da bu polisleri korumak için sahte ses çözüm raporu hazırlayan jandarma astsubaylarının da peşindeyim. Yine bunlarla birlikte soruşturmada görevlerini kötüye kullanan, suçluyu kayıran başsavcı vekillerinin de peşlerindeyim. Devlet temizlenene kadar peşlerinde koşacağım. Ben ölmeden benim arkamda gelenler canlarını vermeden bu dava kapanmayacak.” ifadelerini kullandı.
Bir sonraki duruşma 10 Ekim’de
İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, davanın bir sonraki duruşmasını 10 Ekim Cuma günü saat 09.20’ye erteledi. Baba Büyükışık’ın kasten öldürme davasının mevcut dosya ile birleştirilmesi talebi ise şu an için reddedildi. Mahkeme, dosyadaki yeni delilleri değerlendirmeye devam edecek.