İki yılda bir Aktiffelsefe Kültür Derneği Sağlık Araştırma Grubu tarafindan felsefe ve sağlık arasındaki bağları ortaya çıkartmak amacıyla düzenlenen sempozyum bu yıl Manisa Celal Bayar Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştiriliyor. Sempozyumun bu yılki konuları, “tıp etiği, tıbbu’r ruhani geleneği, bütünsel tıp, Hipokratik gelenek, felsefeyle iyileşmek” olarak belirlendi.

Sempozyum konuşmacıları Prof. Dr. Çağatay Üstün (Ege Ü. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Etik ABD), Doç. Dr. Cemal H. Güvercin (Dokuz Eylül Ü. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Etik ABD), Prof. Dr. Enver Uysal (Bursa Uludağ Ü., İlahiyat Fakültesi, Felsefe Ve Din BilimleriBöl.), Doç. Dr. Mehmet Ulukütük (Bursa Teknik Ü., İnsan ve Toplumbilimleri Fakültesi), Dr. Filiz Toprak (Bursa Uludağ Ü., İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Böl.), Doç. Dr. Adalet Kutlu (Celal Bayar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi), Dr. Gamze Arpacı, Dr. Mahmut Şansal, Dr. Anıl Aydın’dır.

Bu ufuk açıcı sempozyuma ev sahipliği yapacak olan mekan, etkinliğe ilham vereceğini düşündüğümüz Manisa Hafsa Sultan Tıp Tarihi Müzesi olacaktır.

Ayrıca 10 Haziran’a kadar ekibin hazırlamış olduğu “Bütünsel Tıp Sergisini” gezme imkanı olacaktır. Sempozyuma sadece sağlıkçılar değil, sağlık ve felsefe ile ilgilenen herkes davetlidir.

Detaylı bilgi ve kayıt için : www.felsefevesaglik.comadresini ziyaret edebilirsiniz.

Bütünsel Tıp Sergisi

Bu sergi Aktiffelsefe bünyesinde felsefeler, sanatlar, bilimler ve inançlar üzerine yaptığımız karşılaştırmalı incelemenin bir meyvesi olarak ortaya çıkmıştır.

Tıp biliminin başladığı zaman ile ilgili farklı görüşler olsa da pratik olarak başlangıcının insanın başlangıcı ile aynı olduğunu söyleyebiliriz, başka değişle insanın var olduğundan beri hastalıklar ve tedavileri vardır. İnsanlığın tarihi göz önünde tutulduğunda modern tıp bu uzun tarih sürecinde çok kısa bir geçmişe sahiptir, öyleyse günümüze gelinceye değin binlerce yıldır doktorlar hastalıklar için yeterli ve etkin tedaviler uygulamışladır.

Bununla beraber tek bir tıp vardır, fakat farklı tıp yöntemleri mevcutur. Modern tıp da bunlara dahil olmak üzere hepsi bir sağlıkçının elindeki aletler gibidir ve her biri bir diğerinin açıkta bıraktığı boşluğu doldurabilir.

Modern tıp ve diğer tıp yöntemlerinin ilişkilerini tanımlayan pek çok kavram gündeme gelse de en çok üç kavram üzerinde durulmaktadır. Bunlar;

Cumhuriyet Anaokulu öğrencileri 32 ülkenin kültürünü Tatvan'da buluşturdu! Cumhuriyet Anaokulu öğrencileri 32 ülkenin kültürünü Tatvan'da buluşturdu!

Geleneksel tıp: Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre “geleneksel tıp”, fiziksel ve ruhsal hastalıklardan korunma, bunlara tanı koyma, iyileştirme veya tedavi etmenin yanında sağlığın iyi sürdürülmesinde de kullanılan, farklı kültürlere özgü teori, inanç ve tecrübelere dayalı -izahı yapılabilen veya yapılamayan bilgi, beceri ve uygulamaların bütünüdür. Tarihsel kökenini aldığı toplumda yer edinmiş olan geleneksel tedaviler, bir anlamda uzun yılların tecrübesine dayalı geleneğin güvencesi altındadır.

Tamamlayıcı tıp: Modern tıp ekseninde ilerletilen bir tedaviyi desteklemek ya da tedaviden kaynaklanan yan etkileri gidermek için mevcut tüm yöntemlerin devreye sokulmasıdır. Bu konu ülkemizde özellikle modern tıbbın fitoterapi ve besin destekleri ile tamamlanması şeklinde uygulanmaktadır.

Bütünsel tıp: Bu tanımda yöntemden önce yaklaşım ön planda tutulur, bütünsel tıbba göre insan hastalıklar her ne kadar bir organda veya sistemde bulgu verse de sorun tüm vücuda aittir ve zihinsel, duygusal ve bedensel yönleri vardır. Zİhin, duygular ya da bedenden herhangi birisindeki sorun diğerlerinde de yankı bulur. Bu görüşe göre hastalık sistemin içinde bulunduğu çevresel durum ile uyumlulaşma çabasıdır.

Dünya Sağlık Örgütü başkanı Dr.Margaret Chan’ın ifade ettiği gibi “Köklü, kültürel olarak kabul gören ve yararlı bir geleneksel tıp, şefkatli bir tedavi ve şifa sanatı olarak iyi eğitim almış, tecrübeli ve lisanslı kişiler eliyle uygulanırsa daha zor istismar edilecektir” Bu görüşü destekliyor ve tüm tıp yöntemlerinin çalışma alanının tıp fakülteleri olması gerektiğini düşünüyoruz. Geniş bir bakış açısı ile yetişmiş doktorlar bu alanları şarlatanların elinden geri alacaktır.

Editör: Yaren Karaaslan