Üniversite öğrencilerinin çocuklarda artan ekran bağımlılığına dikkat çekmek amacıyla başlattığı Sürdürülebilir Teknolojik Adaptasyon Projesi (SETAP), ebeveynlerle buluştu.
Proje ile hedeflenen, çocukların online ve offline yaşam dengesini kurmasını sağlamak, yasaklamak yerine doğru yönlendirme ile sağlıklı alışkanlıklar kazandırmak.
Projenin akademik koordinatörü tekno-sosyolog Prof. Dr. Altan Kar, “Çocukluğun ekran karşısında heba edilmesine seyirci kalmamak için buradayız” dedi.
Ebeveynler için “Dikkati yeniden kazanmak” semineri

SETAP Projesi’nin ebeveyn ayağı, Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Dikkati Yeniden Kazanmak” semineriyle başladı.
Yeditepe Üniversitesi ve Ataşehir Belediyesi iş birliğinde yürütülen proje, Kasım–Aralık ayları boyunca dört farklı noktada sürdürülecek.
“Hedefimiz ekran dengesi”

Prof. Dr. Altan Kar, pandemiyle beraber ekran süresinin çocuklar için kritik bir sorun haline geldiğini söyledi. “Çocukların ekran süreleri günümüzde çok önemli bir problem haline geldi.
Pandemiyle birlikte eğitimin, iletişimin ve eğlencenin ekran üzerinden yürütülmesi ekran süresinin zarar vermeye başlamasına neden oldu. Ekran dengesini kurmayı, yani online ve offline hayatı dengelemeyi hedefliyoruz.”
Kar, yasaklamanın çözüm olmadığını, sağlıklı yönlendirmenin esas alındığını vurguladı: “Ekran yerine fiziksel aktiviteler, aile etkinlikleri ve parklarda oynanabilecek oyunları teşvik ediyoruz.”
“Ekran yerine hareket”

SETAP ile çocuklara 10 hafta boyunca süren deneysel atölye programları uygulandı. Her hafta ekran süresinin yerine konabilecek farklı fiziksel aktiviteler planlandı.
Kar, programın etkilerini şu sözlerle aktardı: “Ekran süreleri yüksek olan öğrenciler için her hafta fiziki bir aktivite hedefi belirlemelerini istedik. Zamanla aileleriyle daha çok vakit geçirmeye başladılar ve farklı etkinliklerle ilgilendiler.”
Aile–çocuk bağı güçlendi: “Ekransız aile zamanları”
Atölye sürecinde çocukların aileleriyle kurduğu iletişimde de önemli değişimler gözlemlendi. Kar, bu süreci şöyle anlattı: “Kutu oyunları oynayanlar, geleneksel oyunlara yönelenler oldu.
Mutfakta annesiyle yemek yapan, babasıyla spor yapan çocuklar vardı. Daha önce yarım bıraktığı spor ve sanatsal etkinliklere dönen öğrenciler oldu.” Ekransız aile zamanlarının ekran süresini azaltmada en büyük etken olduğuna dikkat çekildi.
“Sorun ekran değil, farkındalık”
Prof. Dr. Kar, ebeveyn farkındalığının en kritik nokta olduğunu belirterek şunları söyledi: “Sorun ekran değil, farkındalık eksikliği.
Ebeveynler çocuklarının ekranda ne yaptığını bilir ve yönlendirebilirse ekran süresinden çok içeriğin kalitesi önem kazanır.”
Küresel uyarı: “Ekran bağımlılığı artıyor”
Ekran bağımlılığının dünya genelinde yükselen bir sorun olduğunun altını çizen Kar, ABD ve Çin gibi ülkelerde bu konuda yıllar önce merkezler kurulduğunu hatırlattı.
“Son 10 yılda dikkat dağınıklığı ve ekran bağımlılığı ciddi artış gösterdi. Türkiye’de farkındalık ise yeni yeni yükseliyor.”
Oyunun önemi: “Vicdan ve değerler oyunda gelişir”
Proje bulguları, çocukların ekrandan uzaklaştığında ne yaptığına odaklanmanın önemini ortaya koydu. Kar, “Oyun çocuğun vicdanını geliştirir ve ona toplumsal değerleri öğretir.
Kutu oyunları, geleneksel oyunlar gibi etkinlikler iletişimi güçlendirir. En önemli şey oyun oynayarak kaliteli zaman geçirmek” dedi.
Ebeveyn görüşü: “Çocuklarıma ne verebilirim diye düşündüm”

Seminere katılan Çiğdem Billur Yıldız ise programın kendisine yeni bir perspektif kazandırdığını belirtti: “Kızlarım var. Onlara ne verebilirim, ne kazandırabilirim diye düşünerek bu seminere katıldım. Çocuklarımla oyun oymanın değerini bir kez daha anladım.”





