Yaz mevsiminin daha başında İzmir, ciğerini yakan yangın haberleriyle sarsıldı. Karaburun’un Mordoğan Mahallesi yakınlarında başlayan orman yangını, kısa sürede büyüyerek hem doğayı hem de bizi korkuya sürükledi. Alevler, 2 uçak, 6 helikopter ve çok sayıda kara ekibiyle kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Karadan müdahale devam ederken, gökyüzü dumanla örtülü. Üstelik zaman geçtikçe müdahale daha da güçleşiyor...
Henüz Karaburun'daki yangınla mücadele sürerken, bir başka haber de Foça’dan geldi. Gerenköy Mahallesi’nde, Bueno Beach’in hemen yanında başlamış yangın, 5 helikopter ve 16 arazözle söndürülmeye çalışılıyor. Yangının bu kadar kısa sürede yayılması, akıllara bir kez daha “önlem” sorusunu getirdi.
Sezen Aksu’nun evi de varmış
Yangının çıktığı bölgenin, ünlü sanatçı Sezen Aksu’nun yazlığına yakın olduğu da iddialar arasındaydı. Ancak burada asıl mesele, sadece bir sanatçının değil, doğanın, hayvanların ve orada yaşayan herkesin tehlike altında olması. Ağaçların, kuşların, sincapların evi cayır cayır yanarken, kimse sadece “kimin evi” diye düşünmemeli.
Geçen yazı unutmadık...
Geçen yaz Çiğli’de çıkan yangınları unutamıyorum. O korkunç manzaralar hala gözümün önünde… Alevlerin altında kavrulan ormanlar, dumanın boğduğu gökyüzü ve kaçışan canlılar… Şehrin büyük bir bölümü tahrip olmuştu. O yangınlar sadece ağaçları değil, içimizi de yakmıştı.
Bugün yaşananlar farklı değil. Değişen tek şey, koordinatlar. Acı aynı, ihmal aynı, sorumsuzluk aynı...
Yangınlar kader değil, sonuçtur...
Her yıl aynı tabloyla karşılaşıyoruz ve her yıl aynı cümleleri kuruyoruz. Ama çözüm? O gelmiyor. Her yangın, sadece doğa değil, aynı zamanda yönetim krizidir. Denetimsiz bırakılan piknik alanları, cam şişeler, atılan izmaritler...
Unutmayalım ki Orman yangınları çoğunlukla doğal afet değil, insan eliyle gelen felakettir.Yangınları söndürmek elbette önemli ama asıl olan onları çıkmadan önlemektir. Ormanların korunması için daha sıkı denetimler, caydırıcı cezalar ve sürekli kamu bilinci şart. İzmir gibi bir doğa harikasında, bu kadar sık yangın yaşanması tesadüf değil; ihmal zincirinin bir sonucudur. Sadece söndürmek yetmez, korumak gerek...
İzmir’in artık yanmaya değil, yeşermeye ihtiyacı var. Bizimse artık alışmamaya… Her yaz alevlere teslim olan şehir görüntüsünden kurtulmamız gerek. Bu şehir, doğasıyla, insanıyla, tüm canlılarıyla daha fazlasını hak ediyor.
Yandığımız değil, yeşerdiğimiz bir yaz olsun. Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalın.