Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olan tromboz, yani kan pıhtılaşması, uzmanlar tarafından modern zamanların en yaygın ve ölümcül sağlık tehditlerinden biri olarak gösteriliyor. Dünya genelinde ise bu sayı yıllık 30 milyona ulaşıyor. Doruk Sağlık Grubu Nilüfer Hastanesi’nde görevli Hematoloji Uzmanı Dr. Zafer Serenli Yeğen, bu çarpıcı verileri paylaşarak toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. Dr. Yeğen, "Milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen damar tıkanıklıklarına karşı halkımızı bilinçlendirmemiz hayati önem taşımaktadır. Tromboz kaynaklı ölüm vakalarının sayısı, ne yazık ki meme ve akciğer kanserinden ölen hastaların toplam sayısını geride bırakmaktadır," ifadelerini kullandı. Uzmanlar, kan pıhtılaşmasının yaş, cinsiyet veya ırk gözetmeksizin herkesi etkileyebileceğini ve özellikle uzun süreli hareketsizliğin, pıhtı oluşumu için kritik bir risk faktörü teşkil ettiğini belirtiyor.
Tromboz riskini tetikleyen faktörler ve erken tanının önemi
Dr. Zafer Serenli Yeğen, trombozun önlenmesinde erken teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin yaşamsal bir rol oynadığının altını çizdi. Uzman hekim, günlük yaşam alışkanlıklarımızdan tıbbi durumlara kadar pek çok etkenin tromboz riskini artırdığını belirterek bu faktörleri detaylandırdı. Yeğen’in sıraladığı risk unsurları arasında; fiziksel aktiviteden uzak durmak, kilo fazlalığı (obezite) ve dengesiz beslenme alışkanlıkları öne çıkıyor. Ayrıca sigara kullanımı, yakın zamanda geçirilmiş büyük cerrahi müdahaleler ve uzun süreli hastane yatışları da önemli risk kategorisinde yer alıyor. Kanser hastalıkları ve bu hastalıkların tedavi süreçleri, ileri yaş ve bazı genetik yatkınlıklar da pıhtılaşma olasılığını ciddi ölçüde yükseltiyor. Özellikle kadınlarda gebelik dönemi, hormon replasman tedavileri ve östrojen içeren doğum kontrol haplarının kullanımı da risk artırıcı faktörler arasında sayılıyor.

Pıhtılaşmaya karşı korunma yolları: Sağlıklı yaşam anahtar rol oynuyor
Peki, bu denli tehlikeli bir sağlık sorunu olan trombozdan korunmak mümkün mü? Araştırmalar, pıhtıya bağlı ölümlerin en az yarısının basit önlemlerle engellenebileceğini gösteriyor. Dr. Serenli Yeğen’e göre, korunmanın temelini sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek oluşturuyor. Uzman hekim, öncelikle düzenli fiziksel aktivite yaparak durağan bir yaşamdan kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Beslenme düzeninde bol sebze ve meyve tüketimine ağırlık vermek, şeker ve tuz alımını makul seviyelere çekmek ve yeterli miktarda su içmek büyük önem taşıyor. Sigaradan kesinlikle uzak durmak ve uzun seyahatler veya masa başı çalışmalar gibi durumlarda uzun süre hareketsiz kalmamaya özen göstermek de alınması gereken başlıca önlemler arasında yer alıyor. Ayrıca, ideal vücut ağırlığının korunması ve kilo kontrolü de riskin düşürülmesinde kritik bir rol oynuyor. Dr. Yeğen, aile geçmişinde erken yaşta kalp rahatsızlıkları, ani ölümler, diyabet veya yüksek kolesterol gibi durumlar bulunan bireylerin mutlaka bir hekime başvurarak kişisel risk değerlendirmesi yaptırmaları gerektiğini sözlerine ekledi.





