İzmir başta olmak üzere Ege bölgesinde etkili olan orman yangınlarında, iş makinesi operatörleri kritik bir rol üstleniyor. Özellikle sarp ve ulaşımı güç alanlarda görev yapan operatörler, yangının kontrol altına alınması ve alevlerin yayılmasının önlenmesi için zorlu bir mücadele veriyor. Devlet Su İşleri (DSİ) bünyesinde görev yapan ekipler, iş makineleriyle ormanın iç bölgelerinde yollar açarak hem arazözlerin ulaşımını sağlıyor hem de soğutma çalışmalarına destek veriyor.

Dozerlerle alevlerin önüne set çekiyorlar

Yangın bölgelerine intikal ettikleri andan itibaren yoğun bir mesaiye başlayan operatörler, zaman zaman alevlerle yüz yüze geliyor. Rüzgarın yön değiştirmesi gibi ani risklere karşı sürekli irtibat halinde olan ekipler, hem kendi güvenliklerini hem de kullandıkları makineleri korumak için hızlı kararlar almak zorunda kalıyor.

Şehit operatör İbrahim Demir unutulmadı

İzmir'in Ödemiş ilçesindeki yangın söndürme çalışmalarında görev yaparken şehit olan dozer operatörü İbrahim Demir, mesai arkadaşlarını derinden etkiledi. Demir’in vefatı, yangın sahasında görev yapan ekipler için hem bir acı hem de daha büyük bir sorumluluk kaynağı oldu.

“Yangın bir anda arkamızdan gelebilir”

DSİ Afyonkarahisar Şube Müdürlüğü'nde görevli 42 yaşındaki iş makinesi operatörü Arif Kalkan, Manisa’nın Ahmetli ilçesindeki görevinden sonra İzmir’in Buca ilçesindeki yangın müdahalesine katıldığını belirtti. Kalkan, şu ifadeleri kullandı:

“Dozerlerle yolu olmayan, sarp bölgelerde çalışıyoruz. Bazen alevlerle karşı karşıya kalıyoruz. Riskli alanlarda itfaiye ve sağlık ekipleriyle sürekli temas halindeyiz. Rüzgarın yön değiştirmesi en büyük riskimiz. Bu durumda yangın bir anda bulunduğumuz noktaya ulaşabiliyor. Hem kendi güvenliğimiz hem makineler için hızlı ve doğru kararlar almak zorundayız.”

Yangının yayılmasını engellemek için çevresine şerit açtıklarını belirten Kalkan, bu sayede hem alevlerin önü kesildiğini hem de arazözlerin güvenli şekilde bölgeye ulaşabildiğini vurguladı.

“Gözümüz hep arkada, çıkış yolumuz olmuyor”

Manisa’daki görevinden sonra Buca’da yangın söndürme çalışmalarına katılan Mehmet Uluağaç da, sarp arazilerde görev yapmanın zorluklarına değinerek şunları söyledi:

“En çok korktuğumuz şey, yangının dolanarak arkamızdan gelmesi. Çünkü girdiğimiz bölgelerde çoğu zaman çıkış yolumuz olmuyor. Devamlı bir gözümüz arkada.”

“Ateşten korkmuyoruz, buradayız çünkü bu vatan cennet”

Bilecik’teki yangının ardından Buca’daki çalışmalara katılan Eray Acar ise gönüllülük bilinciyle görev yaptığını belirtti. Acar, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Biz ateşin karşısındayız. Arazözlere yol açıyoruz. Ateşten korkmuyoruz çünkü buraya, yangını söndürmek için geldik. Bu doğayı, bu yeşili korumak zorundayız. Türkiye cennet bir vatan, bu yüzden burada gönüllü olarak çalışıyoruz.”

Bilecik’te 48 saat boyunca uyumadan görev yaptığını söyleyen Acar, aynı özveriyle İzmir’de de çalışmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber Merkezi