“Sen önce İsrail’le ticareti kes, Kürecik’i kapat”

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Gaziantep’te aday tanıtım programı düzenledi. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın da katıldığı aday tanıtım programı bölgesel düzeyde yapıldı. Programda Gaziantep’in yanı sıra Kilis, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa ve Diyarbakır adayları da tanıtıldı.
BTP lideri Hüseyin Baş programda yaptığı konuşmada şunları söyledi;

Yaşadıklarımıza değil, duyduklarımıza, okuduklarımıza oy veriyoruz
“Bugünlerde çok güzel bir haber okudum onunla başlamak istiyorum. Ülkede israf, enflasyon almış başına gitmiş, döviz fiyatları artmış, gereksiz yerlere para harcanmaya başlanmış, dolayısıyla hükümet, ‘artık siyasi partilere seçim yardımını kaldırıyoruz, artık partileri gönüllüleri destek olarak ayakta tutacak’ demiş… ama Arjantin'de! Türkiye'de aynı durum var ama sonuçları aynı değil. Bizde ne kadar para varsa partilere veriliyor, sizin hakkınızı, sizin kazancınızı, sizin cebinizde olması gereken parayı partiler sahada kocaman kocaman reklamlarla büyük büyük afişlerle harcıyorlar. Biz de oturuyoruz bakıyoruz cebimizde para yok, eve getirecek ekmek yok ama eve giderken yolda ‘ekonomimiz uçtu’ diye kocaman bir pankart görüyoruz ve ona inanıp yine aynı insanlara oy veriyoruz. Ülkemizde yaşadığımız en temel problem; biz duyduklarımıza oy veriyoruz, okuduklarımıza oy veriyoruz ama yaşadığımıza oy vermiyoruz.

Gaziantep'te dolu felaketi: Hayat durdu! Gaziantep'te dolu felaketi: Hayat durdu!

“İsrafı bitirdik demek için israf yapıyorlar”
İsrafı bitirdik pankartları ve reklamları için 1,2 milyar lira para harcanıyor, israfı bitirdik demek için! O parayla İstanbul'u depreme hazırlayabilirdik. Bunu yapmak yerine israf yapıyoruz. İsrafı bitirdik. Nasıl? İsraf yaparak! Sizi boş işlerle oyalıyorlar sonra dönüp sizden oy alıyorlar. Sistem ülkede bunun üzerine kurgulu. İşte bu kardeşiniz bütün adaylarıyla birlikte yola düştü. BTP’nin, o bol yıldızlı partinin, yıldızlar topluluğu partinin bütün adayları Türkiye'nin her yerinde sahalarda, vatandaşına hizmet getirmek için, gerçekten israfı önlemek için, aklı, bilimi, tekniği, teknolojiyi Türkiye'de hayata geçirmek için sahalarda.  Biz bu seçimde bütün adaylarımızla bütün vatandaşımızın önünde hizmete hazır ve talibiz. Bakın gençlerin bir isyanı var ne diyorlar, ‘geçmişi çaldınız ama gelecek bizim’ diyorlar. O geleceği onlara bırakmayacağız, geleceğimizi de satmalara müsaade etmeyeceğiz, buna hazırız değil mi?

“Sen önce İsrail’le ticareti kes, Kürecik’i kapat”
İktidar partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, ‘Gazze'ye yardım edilmesini istiyorsanız bize oy verin’ diyor. Yahu sen devlet olarak yapamadığın yardımı Büyükşehir Belediyesi olarak mı yapacaksın? Ne diyorlardı önceden, ‘Biz düşersek Kudüs düşer’ diyorlardı. Halbuki bunlar iktidarda olduğu için bugün Gazze işgal altında. Gazze'de masum vatandaşların üzerine bomba yağarken, insanlar orada can pazarında hayatlarını kurtarmakla mücadele ederken hükümetin ve hükümet yanlılarının ticaret gemileri hala İsrail'le ticarete devam ediyor, hala İsrail istihbaratını bizim topraklarımızda kurmuş olduğu Kürecik Radar Üssü’nden alıyor. Bunların hiçbirini yapmadan, ‘Gazze'ye yardım gitmesini istiyorsan bize oy verin’ diyorlar.

“Tehditle oy isteyen bir Cumhurbaşkanı var”
Sadece, ‘Gazze’ye yardım gitmesini istiyorsanız mı bize oy verin’ diyorlar? Yok… Cumhurbaşkanı da, ‘bize oy vermezseniz hizmet gelmez’ diyor. Sana oy verdi bu millet yüzde 50’den fazla 23 senedir. Ne hizmet gördük? Sana oy verince hizmet mi aldık? Mesela sana oy vermeyince, biz doğalgaz evimize bağlandı da faturasını ödeyecek paraya mı sahip olduk? Ne oldu da sana oy vermemiz gerekli hale geldi? Halkı tehdit ederek belediyeye oy isteyen bir Cumhurbaşkanımız var. Bu ülkemiz adına bir utançtır. Biz bu utancı silmek istiyoruz. Bizim vergilerimizle bize hizmet edilmiyorsa, bizim kaynaklarımız başkalarına peşkeş çekiliyorsa buna dur demek siyasetçinin işi değil halkın işidir.

“Biz kazandığımızda hiç kimse kaybetmeyecek, herkes kazanacak”
Her türlü fikrimiz var ülkede. Hepimiz bir şeyleri sahipleniyor ve yaşıyoruz. Önümüze konulan yelpazede siyasilere bakıyoruz; birisi iktidar olursa sadece milliyetçiler iktidar olacak, artık ulusalcılar, muhafazakarlar, solcular, Aleviler tehdit altında. Ya da bir başkası iktidar olursa sadece solcular iktidar olmuş olacak, bir başkası sadece muhafazakarlar, bir başkası sadece ulusalcılar... Ama bu ülkede bütün fikirleri iktidar edebilecek bir fikir var, bütün ideolojileri sahiplenen, hepsinin güzelliklerinden faydalanan ve toplumda hepsine yaşama imkanı veren bir fikir var, o Bağımsız Türkiye Partisi fikridir, o bizlerin fikridir. Ben hep söylüyorum, biz iktidar olduğumuzda hiç kimse kaybetmeyecek, Türkiye kazanacak. Biz belediye aldığımızda hiç kimse kaybetmeyecek bütün Türkiye kazanacak. Türkiye'nin ihtiyacı olan fikir bu, Türkiye'nin ihtiyacı olan ideoloji bu.

“Bizi kavga ettirmeye çalışanlara lanet olsun”
Kardeşimiz dediğimiz insanlarla bugün bizi kavga ettiren bir siyasi iklimin ortasındayız. Ben soruyorum, madem ben bugün Şanlıurfa'dan buraya gelen adayımla, O’nun akrabasıyla, eşiyle dostuyla, Diyarbakır'dan buraya gelen adayımla, eşiyle dostuyla, akrabasıyla kavga edecektim, Çanakkale'de omuz omuza niye çarpıştım bu vatanı kurmak için? Madem bizi kavga ettireceklerdi, madem birbirimize düşecektik, biz niye canımızı ortaya koyduk ve bir vatan inşa ettik? Bizi kayıkçı kavgasıyla birbirimize düşürüyorlar. Bu ülkenin tek bir çıkar yolu var, o da bütün bir milletin kardeşliğidir, bütün bir milletin ortak akılla, ortak idealle yarınlara yürümesidir. Ama birisi Güneydoğu'nun partisi, birisi Güneybatı'nın partisi… Lanet olsun ikisine de… Eğer bizi kavga ettiriyorlarsa, yok olsunlar…

“Bizim kavgamız..”
Bağımsız Türkiye Partisi, oy verdiğiniz için sizin çocuklarınıza mahcup olmayacağınız adrestir. Biz size kavgayı değil barışı getirecek adresiz. Biz, sizin oy verdiğiniz için gece başınızı yastığa koyduğunuzda huzurla uyabileceğiniz adresiz. Bizim derdimiz, tasamız; millet kavga etmesin, millet birbirine düşmesin, bu millet kardeş olsun ayıranlara da kalleştir desin. Bizim kavgamız bu. Bizim kavgamız Erzincan İliç’teki madenlerimizin peşkeş çekilmesi. Bizim kavgamız Artvin Murgul’daki bakırın peşkeş çekilmesi. Bizim kavgamız Atatürk'ün 1937 yılında Batman'ın Raman dağında çıkardığı petrolün bugün yabancılara peşkeş çekilmesi. Biz bunu kabul etmiyoruz, biz bunu kabul etmeyeceğiz.

“SEKA’yı kapattılar şimdi kağıt ithal etmek için dolar arıyorlar”
SEKA vardı kapattılar şimdi kağıt ithal ediyoruz ve fıldır fıldır dolar arıyoruz. Şeker fabrikalarımız vardı kapattılar, şimdi şeker ithal ediyoruz ve fıldır fıldır dolar arıyoruz. Market raflarında şeker yok. Bütün bunları, bunun gibi yüzlerce fabrikamızı kapattılar. İş kalmadı diye insanımız yurt dışına göç etti, şimdi çalışsın diye Suriye'den adam ithal ediyoruz. Bakın Türkiye'de idare sorunu yok, Türkiye'de irade ve akıl sorunu var! Siz iradesi olan aklı başında insanları ülkenin yönetimine getirin, Siz BTP’yi ülkenin yönetimine getirin, siz yıldızlar topluluğu logosu olan Bağımsız Türkiye Partisi'nin adaylarını belediyelerin, ülkenin yönetimine getirin, yemin ediyorum dünyanın en güçlü ülkesi oluruz. Bana, ‘nereden biliyorsun dünyanın en güçlü güçlü ülkesi olacağımızı’ diye sorun. Hiç size bunu ispat etmeye uğraşmayacağım sadece bir şey söyleyeceğim; biz dünyanın hasta adam dediği ülkeyken Atamızın etrafında birleştik ve yedi düveli titrettik. Biz bunu dün yaptık bugün de yaparız, vallahi yaparız billahi yaparız.”

Kaynak: BÜLTEN