Millî Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan ÇEDES Protokolü çerce-vesinde okullara “Manevi Danışman” adı altında imam, vaiz gibi din görevlileri atanmasının hemen arkasından, kız okulları açılabileceğinin belirtilmesini laik, çağdaş ve bilimsel niteliğine saldırı olduğunu belirten İKKB Başkanı Özkan şunları söyledi:

“Her eğitimcinin bildiği üzere, kız çocuklarının okullaşması, karma eğitimden vazgeçilerek sağlanamaz. Öncelikle yoksulluğu ortadan kaldırmanız, fırsat eşitliği sağlamanız, kamucu, laik, parasız,

Nitelikli, bilimsel eğitimi sağlamanız gerekmektedir. Karma eğitimi korumakla görevli Milli Eğitim Bakanının, onu hedef alması kabul edilemez. Öğrenci velilerinden bu yönde talep var söylemi, yasaları çiğnemeye gerekçe olamaz. Kaldı ki bu yöndeki taleplerin, kız çocukların okumasına karşı olan tarikatlardan geldiği kamuoyunun malumudur. Tarikatların tepkileriyle konserleri, festivalleri yasaklayan zihniyet, aynı tepkiler ile eğitimi dinselleştirmeye çalışıyor. Tarikatların, cemaatlerin

Dayatmalarıyla eğitimin laik ve bilimsel karakterinin aşındırılmasına ve dinselleştirilmesine yönelik uygulamalar kabul edilemez. Karma eğitim, laik, bilimsel ve çağdaş eğitimin başlıca koşuludur. Demokratik toplum yapısının ve toplumsal barışın en önemli göstergesi ve güvencelerindendir. Amacı, cinsiyet ayrımı olmaksızın kız ve erkek öğrencilerin okuma, yazma, oynama, öğrenme ve yasama unsurlarını eşit koşullarda gerçekleştirmek ve çoğulcu toplumsal yaşama onları eşit olarak hazırlamaktır.”

EĞİTİMİN BÜYÜK SORUNLARI VAR

Eğitimin büyük ve gerçek sorunlarını çözmek yerine, karma eğitimi bir sorun olarak gören ve

göstermeye çalışan yaklaşımı reddettiklerini belirten ÖZKAN, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Karma eğitimin karşıtı, haremlik selamlık eğitimdir ve bu eğitim ile çocuklarımıza ve ülkemize aydınlık bir gelecek oluşturulamaz. MEB’in görevi kız çocuklarını yaşamdan ve erkeklerin bulunduğu ortamlardan izole etmek değil, kız çocuklarının eğitime erişmesinin önündeki her türlü engeli kaldırmak, yoksulluğu ve fırsat eşitsizliğini gidermek, çocuklarımıza parasız, kamucu, nitelikli, bilimsel eğitimi sunmak, çocuğunu okula göndermeyen aileleri ikna etmek, çocuk evlilikleri engellemek, velilere karma eğitimin çocukların pedagojik gelişimi ve sağlıklı bir toplumsal yapı için önemini anlatmaktır. Milli Eğitim Bakanımızı karma eğitimi hedef almaktan vazgeçerek onu korumaya çağırıyoruz”

Editör: Yaren Karaaslan