Son Mühür / Arif Enes Durak - Avukat Esra Coşkan, hakaret davalarının, kişisel onuru korumaktan çıkıp bir ‘kazanç sistemine’ dönüştüğünü söyledi. Son yıllarda hakaret davaları sayısındaki ciddi yükselişine dikkat çeken Coşkan, 2024 yılında bu tür davaların adliyelerdeki toplam iş yükünün %20’sini oluşturduğunu ifade etti.
Coşkan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.125/1’in ilk cümlesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somu bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” ifadeleri yer aldığını ancak son dönemlerde bu suçun kazanç aracı haline getirildiğini söyledi.
Sosyal medya yorumları suç sayılıyor
Hakaret suçunun sınırlarının belirsizleştiğini ve sosyal medya üzerinden kullanılan ifadelerin suç sayılmasının muhtemel olduğuna vurgu yapan Coşkan, “Tweet atarak; ‘onursuz’, ‘değersiz’, ‘akılsız’, ‘cahil’, ‘aşağılık’, ‘utanç kaynağı’ gibi ifadeler kullanmanın hakaret suçunu oluşturduğu açıktır. Bunun yanı sıra, sosyal medya (İnstagram, Facebook, X vb.) üzerinden paylaşılan resimlere yapılan bazı olumsuz yorumlar da hakaret suçu teşkil edebilmektedir. Özellikle resimlerde kişiye isnat edilen somut olgu kişinin mevcut fiziksel veya psikolojik bir özelliğine vurgu yapsa bile hakaret suçunu oluşturur. Örneğin, kilolu bir kişiye “şişko” ya da yaşlı birine “bunamış” şeklinde ifadeler kullanmak, internet üzerinden hakaret suçunun oluşmasına neden olabilir. İnternet üzerinden hakaret suçunu teşkil eden fiiller, sözle işlenebileceği gibi yorum, yazı, şekil ve görüntü ile de işlenebilir. Örneğin, bir kişiye çöp kutusu görseli altında “senin yerin burası” şeklinde yapılan bir yorum, internet yoluyla hakaret suçunun oluşmasına sebep olabilir” dedi.
“Kasıtlı hakaretle para kazanıyorlar”
Bazı fenomen, sanatçı, spor camiası ve medya içerisindeki kişilerin, kasıtlı olarak kendilerine hakaret ettirip dava açtığını belirten Coşkan, “Söz konusu paylaşımlar, genellikle kullanıcıların yoğun tepkilerine ve hakaret içeren yorumlarına sebebiyet vermektedir. Ardından, bu kişiler, hakaret içerikli yorumları yapan kullanıcıları tespit ederek toplu şikâyet başvurularında bulunmaktadır. Adeta bir rant kapısına dönüştü. Kendilerine hakaret ettirerek dava açıp para kazanmaya çalışan kişiler, Türkiye’nin adliye ve emniyet birimlerini adeta kilitlemiş durumda” ifadelerini kullandı.
50 bin - 100 bin TL arası gelir kapısı
Uzlaştırma süreçlerinde genellikle şikayetçi ile avukatın parayı yarı yarıya bölüştüğünü dikkat çeken Coşkan, “Uzlaştırma sürecinde, şikâyetçi taraf genellikle 50.000 TL ile 100.000 TL arasında değişen miktarlarda tazminat talebinde bulunmaktadır. 2023 yılı verilerine göre, bu tür davaların yaklaşık %85’i uzlaşma ile sonuçlanmakta ve şikâyetçiler için önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Elde edilen tazminat, şikâyetçi ile vekili arasında genellikle eşit oranlarda paylaşılmaktadır. Geliri yarı yarıya paylaşıyorlar işin yükü polise, savcıya kalıyor” dedi.
“Adalete olan güven zedeleniyor”
Hakaret davalarının artık bir bireyin onurunu korumaktan çok para kazanma yöntemine dönüştüğünü söyleyen Coşkan, şu ifadeleri kullandı:
“İlk bakışta hakaret davaları, bireylerin onurunu koruma çabası gibi görünebilir. Ancak, kasıtlı olarak hakaret ettirip ardından dava açmak, hem etik hem de hukuki açıdan ciddi bir sorun teşkil ediyor. 2024’te bu tür davaların adliyelerdeki toplam iş yükünün %20’sini oluşturduğu tahmin ediliyor. Bu, yalnızca adli sistemin değil, toplumun adalete olan güveninin de zedelenmesine yol açıyor”
Yeni yasa, şikâyet süresini kısalttı
2024’te yürürlüğe giren 7531 sayılı yasa ile şikâyet süresi 2 yıla indirildi. Ayrıca bazı hakaret suçları uzlaştırma kapsamından çıkarılıp önödeme sistemine dahil edildi.
“Önödeme mağdurun hakkını engelliyor”
Yeni düzenlemelerin bazı mağdurlar için olumsuz sonuç doğurduğunu belirten Coşkan, “Suçun önödemeye tabi olması mağdurun bu imkanını ortadan kaldırarak, kendi iç huzurunu sağlama hakkını da elinden almıştır” dedi.
Coşkan, Önödeme kapsamında suçun basit halinin cezasının 9.000 TL’den başladığını, alenen işlenmesi durumunda ise bu rakamın 10.500 TL’ye çıktığını ifade ederek, bu bedelin ödenmesi halinde kamu davası açılmadığını hatırlattı.