İzmir’in Gaziemir ilçesinde eski bir kurşun fabrikası sahasında bulunan nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceğine ilişkin kamuoyu bilgilendirme hakkı kazanıldı. Egeçep Hukuk Kurulu üyesi Arif Ali Cangı, nükleer atıkların temizlenmesi süreciyle ilgili detayların şeffaf bir şekilde paylaşılmasını talep etti ve bu talebin reddedilmesi üzerine konuyu mahkemeye taşıdı. Ankara 20. İdare Mahkemesi, Cangı’nın talebini haklı bularak, ticari sır niteliğindeki bilgiler dışındaki tüm bilgi ve belgelerin paylaşılmasına karar verdi.
Gaziemir’deki nükleer atık sorunu yıllardır bitmedi
2007 yılında İzmir’in Gaziemir ve Karabağlar ilçeleri arasında bulunan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası sahasında, kurşun atıklarının yanı sıra nükleer atıkların da bulunduğu ortaya çıkmıştı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yapılan incelemelerde, söz konusu nükleer atıkların Europium 152 (EU 152) izotopu içeren nükleer çubukların ergitilmesiyle oluştuğu belirlenmişti. Bu nükleer tehdit kamuoyundan gizlenmiş, ancak 2012 yılında Radikal Gazetesi’nden Serkan Ocak’ın haberinin ardından gündeme gelmişti.
Bilgi edinme başvurusu ve reddedilme süreci
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Hukuk Kurulu üyesi Avukat Arif Ali Cangı, nükleer atıkların nasıl temizleneceği ve bu süreçte alınacak önlemlerle ilgili bilgi edinme başvurusu yaptı. Cangı, EKOVAR AŞ adlı şirketin bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetine ilişkin yetkilendirildiğini belirterek, bu sürecin detaylarının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurguladı. Ancak, başvurusu Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından ticari sır gerekçesiyle reddedildi.
Mahkemenin kararı
Cangı, bilgilendirme talebinin reddedilmesinin ardından Ankara 20. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, ticari sır niteliğindeki belgeler hariç tüm bilgi ve belgelerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğine hükmetti. Bu karar, kamuoyunun nükleer atıkların temizlenmesi süreci hakkında bilgi edinme hakkını güvence altına alıyor. Mahkeme kararının ardından açıklama yapan Arif Ali Cangı, "Nükleer Düzenleme Kurulu’nun bu bilgileri saklama çabasının, radyoaktif bulaşıklı atıkların ayrıştırılması ve bertarafı projesini bağımsız bilim insanları ve kamuoyu denetiminden kaçırmak anlamına geldiğini düşünüyoruz. Ancak şeffaf bir süreç içerisinde bu faaliyetin teknik ve hukuki bakımdan denetlenebileceğini ve EGEÇEP olarak tüm sürecin takipçisi olacağımızı belirtmek isterim" dedi.
Gelişmeler umut verici
EGEÇEP, Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası gibi kurumların yaptığı gözlemler, nükleer atıkların çevresel ve sağlık üzerindeki etkilerini gün yüzüne çıkardı. 2021 yılında dönemin Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda'nın “duran adam” eylemiyle kamuoyuna duyurulan bu mesele, EGEÇEP ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından yakından takip ediliyor. Geçtiğimiz yıl bölgede yapılan radyasyon ölçümlerinde, normal değerin 7 bin katı kadar yüksek değerler (832,3 ve 833,6 mikrosievert) tespit edildi. Nükleer atıkların tespit edildiği andan bu yana, bu atıkların bertarafına yönelik somut bir adım atılmamış, sadece bölgenin tel örgülerle çevrilmesi gibi geçici önlemler alınmıştır. Nisan ayında EGEÇEP’in düzenlediği basın açıklamasında, tel örgülerin söküldüğü ve bölgenin çocuklar ve hayvanlar tarafından kullanıldığı gözlemlenmişti. Mahalle halkı, atık sahasından gelen koku ve yağmurlu havalarda yükselen duman nedeniyle rahatsız olduklarını ve komşuları arasında kanser vakalarıyla düşük vakalarının arttığını ifade etmişti.
Ankara 20. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar, nükleer atıkların bertaraf sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ve kamu sağlığının korunması için gerekli bilgilerin paylaşılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu gelişme, nükleer atıkların temizlenmesi sürecinin daha dikkatli ve denetlenebilir bir şekilde yürütülmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.





