Son Mühür / Yağmur Daştan - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), merakla beklenen Ekim ayı enflasyon verilerini duyurdu. Buna göre ekimde enflasyon aylık bazda yüzde 2.55 yıllık 32,87 olarak gerçekleşti. Ekonomist Prof. Dr. Yaşar Uysal, enflasyon verilerini değerlendirdi. Enflasyonun yapışkan hale geldiğini, gerilemesinin günden güne daha da zorlaştığını belirten Prof. Dr. Uysal, yeni bir ekonomik programa ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
“İhracatı güçleştiriyor”

Açıklanan yeni rakamlarla birlikte Orta Vadeli Program ve Merkez Bankası’nın yılbaşı hedeflerinden oldukça uzaklaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Uysal, “Bu da OVP ve Merkez Bankası’na olan güveni zayıflatıyor. Ekim ayında enflasyonun geldiği düzey, Orta Vadeli Programda yüzde 16 olarak öngörülen 2026 yılı tüketici enflasyonu hedefinin yakalanmasını da güçleştiriyor. Döviz kurlarındaki artışın enflasyonun gerisinde kaldığı, böylece TL’nin iç değeri düşerken dış değerinin arttığı anlaşılıyor. Bu şu demek, ulusal para ülke için yüzde 32 para değer kaybederken, dolardaki artış yaklaşık yüzde 21 ila 22 düzeyinde kalıyor. Kısacası bu durum, ihracatı güçleştirirken ithalatı cazip hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
“Para politikaları yetersiz kalıyor”

“50 yıldır dünya geneline göre çok yüksek enflasyon yaşayan ülke konumumuz devam ediyor” sözleriyle devam eden Uysal, “28 aydır devam eden enflasyonla mücadele programının yeterince başarılı olamadığı ve yeni bir ekonomik programa ihtiyaç doğduğu anlaşılıyor. Maliye politikaları ve yapısal önlemlerle desteklenmeyen para politikalarının enflasyonla mücadeleye yetmediği görüldü. Enflasyona mücadelede sadece talep enflasyonu varmışçasına yapılan mücadelenin doğru olmadığı maliyet ve beklentisel enflasyonla da eş zamanlı mücadele edilmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. Tarım ve gıda meselesinin enflasyonla mücadeledeki kritik konumunu koruduğu, uygun maliyetlerle tarımsal üretimin artırılmasına öncelik verilmesi gerektiği anlaşılıyor. Zira, gerek ekim ayı ve gerekse son bir yılda gıda fiyatlarındaki yüksek artış enflasyon üzerinde çok belirleyici oluyor. Yine gıda yanında vatandaşı en fazla etkileyen harcama kalemi kiralar. Nitekim Ekim ayı itibariyle kiralardaki yıllık artış yüzde 66,28. Dar ve sabit gelirli vatandaşlar adeta kira ve gıda için çalışır hale geldi. Bu durum sürdürülebilir olmaktan çıktı.
TÜFE alt endekslerinde mal ve hizmet fiyatlarındaki artışın ayrı ayrı hesaplanması sözkonusu. Ekim ayında mal fiyatları yüzde 2.94, hizmet fiyatları ise 1.79 artmış. Yıllık olarak baktığımızda ise mal fiyatlarındaki artış yüzde 27.65, hizmet fiyatlarındaki artış yüzde 44.44 olarak karşımıza çıkıyor. Tüketici enflasyonunda hizmet fiyatlarındaki artış yıllık bazda yüksekliğini koruyor ama aylık bazda daha az artıyor. Bu da hizmet sektöründeki yavaşlamayı ortaya koyuyor” diye konuştu.





