Son Mühür/ Gamze Eskiköy- İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, eczacıların ekonomik darboğaza sürüklendiğini belirterek, ilaç krizinin hastaları da mağdur ettiğini söyledi. Euro kuruna bağlı ilaç fiyatlandırma sisteminin iflas ettiğini söyleyen Sayılkan, “Eczacılar artık daha fazla kazanç için değil, hayatta kalmak için mücadele ediyor” dedi. SGK ile yapılması gereken anlaşmaların aylarca ertelendiğini hatırlatan eczacılar, “Bu gidişle eczaneler birer birer kapanacak” diyerek uyarıda bulundu.

30 bin eczacı dar boğazda

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, basın açıklaması öncesinde eczacıların yaşadığı sorunlara dikkat çekerek eyleme çıkma sebeplerini anlattı. “Türkiye genelinde yaklaşık 30 bin eczacı, il merkezlerine kadar yayılmış durumda görev yapıyor. Ancak yüksek enflasyon ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle büyük zorluklarla karşı karşıyalar” dedi.

“Euroya bağlı sistemden çıkılmalı”

İlaçların erişilebilir olması gerektiğini ancak tasarruf politikaları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek, “2004 yılından bu yana ilaç fiyatlandırmasının euro kuruna bağlı. Geçen yıl yalnızca yüzde 25 oranında zam yapıldı, "Bu sistemle eczacılar giderek daha büyük ekonomik darboğaza sürükleniyor. Artık euroya bağlı sistemden çıkıp, Türkiye'nin ekonomik gerçeklerine uygun ve yılda birkaç kez güncellenen bir modele geçilmesi gerekiyor. Özellikle ithal ilaçlarla ilgili büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bugün ilaç pazarının yüzde 52’sini ithal ilaçlar oluşturuyor.

Ancak bu ilaçların fiyatlandırılması gerçekçi değil. Yabancı firmalara 38-39 lira fiyat biçilirken, SGK tarafından sadece 21,5 lira veriliyor. Bu durum, ilaç krizini derinleştiriyor ve hastaların ilaca erişimini zorlaştırıyor" ifadelerini kullandı.

Hayati öneme sahip ilaçlara ulaşmak neredeyse imkansız

Kanser ilaçları, yeni nesil hormon ilaçları, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar ve organ nakli ilaçları gibi hayati öneme sahip ilaçların bulunamadığını belirten Sayılkan, hastaların çareyi kapı kapı dolaşarak ilaç aramakta bulduğunu söyledi. "Eczacılar da bu çaresizliğin içine itiliyor," dedi.
SGK ile yapılan sözleşmelere de değinen Sayılkan, "Her yıl imzalanan ve 85 milyon vatandaşa ilaç hizmeti sunan anlaşma, Ekim ayında süresini doldurdu. Ancak üzerinden dört ay geçmesine rağmen hâlâ yeni bir sözleşme imzalanmadı," diyerek bu durumun eczacıları zor durumda bıraktığını dile getirdi.

"Eczacılar artık daha fazla kazanç için değil, hayatta kalmak için mücadele ediyor"

Sağlık alanında tasarruf anlayışının değişmediğini belirten Sayılkan, birçok eczacının personel sayısını azaltarak, hatta banka kredileriyle ayakta kalmaya çalıştığını söyledi. "30 bin eczane, ekonomik sıkıntıyı derinden hissediyor. Bizim eylem sürecini başlatmamızın temel sebebi de bu. Eczacılar artık daha çok kazanmak için değil, ayakta kalmak için mücadele ediyor," diye konuştu.

“Eczanelerdeki kan kaybı görmezden geliniyor”

Basın açıklamasını okuyan Eczacı Odası Yönetim Kurulu üyesi Yonca Sokullu Tıraş, “Biz eczacılar, hastalarımızın ihtiyaç duydukları ilaçlara en güvenilir ve en hızlı şekilde ulaşmalarını sağlayan, en yakın sağlık danışmanlarıyız. Ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin vaz geçilmezi, birinci basamak sağlık hizmetininde ayrılmaz bir parçasıyız. Ancak, mevcut ekonomik koşullar ve artan maliyetler karşısında eczanelerimizi koruyan, onları ayakta tutan gerçekçi önlemlerin alınmadığı bir noktadayız. Haklı taleplerimizi defalarca dile getirmemize, her platformda ısrarla ifade etmemize rağmen eczanelerdeki kan kaybı görmezden gelinmiştir” dedi.

“Gerekli önlemler alınmazsa 2025 yılı karanlık olacak”

 2024 yılı hem hastalar hem de eczacılar için zor geçtiğini belirten okullu Tıraş , “30 bini aşkın eczanemiz, sunduğu ilaç ve eczacılık hizmetlerini sırtındaki mali yüklerle boğuşarak sürdürebildi. Sesimiz duyulmazsa, gerekli önlemler alınmazsa 2025 yılı daha da karanlık bir yıl olarak anılacaktır. Eczanelerimizin ışığının karardığı, sağlık kapısının kapandığı bir yıl... İlaç fiyatlarını belirleyen euroya dayalı sistem ilaca ulaşımı zorlaştırdığı gibi eczanelerdeki ekonomik sorunları da artırmaktadır. Güncelliğini yitirmiş ve ilacın bulanabilirliğini güçleştiren ilaç fiyat kararnamesi acilen değiştirilmelidir. Enflasyon atışına dayalı ve yılda 3-4 kez fiyatları güncelleyen yeni bir yöntem ilaca ulaşımın önündeki engelleri kaldıracaktır. Eczanelerdeki artan işletme giderleri ilaç-eczacılık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır” ifadelerine yer verdi.

"Eczaneler protokol krizinin gölgesinde"

Bu nedenle ilaç fiyat kararnamesinde eczacı kar oranları ve baremler günümüz koşullarına uygun şekilde artırılmalı, fiyat artışlarında baremlerin de aynı oranda artışı sağlanarak her fiyatlandırma döneminde eczanelerin kayıplara uğraması engellenmelidir” diyen Sokullu Tıraş , “Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki İlaç Temin Protokolü 1 Ekim 2024 tarihinde sona ermiştir. 4 aydır yeni bir protokol üzerinde mutabakat sağlanamamıştır. Yeni bir protokol imzalanamamıştır. Buna rağmen, eczanelerimizde ilaç eczacılık hizmetleri kesintiye uğramadan, büyük bir özveriyle sürdürülmektedir. Eczanelerimizin ilaç ve eczacılık hizmetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebileceği, günün ekonomik koşullarına uygun bir protokolün ivedilikle hayata geçmesini hem kendimiz hem de hastalarımız adına talep ediyoruz. 30 bini aşkın eczanemizin ayakta kalması, hastalarımıza hizmet sunumuna devam edebilmesi, ancak gerçekçi koşullarda ve tam bir mutabakatla imzalanacak protokole bağlıdır” diye konuştu.

“Sessiz kalırsak eczaneler birer birer kapanacak”

Sokullu Tıraş sözlerini şöyle noktaladı:

“Bölge Eczacı Odalarımızın Başkanları ve Türk Eczacıları Birliği yöneticileri yaşadığımız bu zorlukları konunun yetkililerine, siyasi partilerin değerli temsilcilerine defalarca aktarılmış, ancak ne yazık ki ne hastalarımız ne de meslektaşlarımız adına kalıcı ve gerçekçi bir çözüme henüz ulaşılmamıştır. Bugün sessiz kalırsak, hastalarımız ilaçlarına erişimde çok daha büyük sorunlar yaşayacak. Bugün sessiz kalırsak, eczanelerimiz birer birer kapanacak.

İlaç ve sağlık hizmetlerinde bilginin, emeğin ve güvenin ilk adresi olan eczanelerimizin bu şartlarda ayakta kalması mümkün değildir. Acil önlemler alınmazsa eczane iflaslarının başlaması an meselesidir. Bu talebimiz sadece meslek grubumuz adına yapılan bir çağrı değildir! Bilinmelidir ki, ülkemizde halk sağlığı sisteminin etkinliği ve sürdürülebilirliği ancak bu şekilde mümkündür”

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY