Değerli okurlarım bugün
 " Öğretmenler Günü. "

24 Kasım, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.

Atatürk'ün doğumunun
100. yılı olan 1981 yılından itibaren 40 yıldır, 24 Kasım günü "Öğretmenler Günü" olarak kutlanmaktadır.

Dilerseniz...
Tarihin ibresini biraz geriye alalım.
Millet Mekteplerinin kuruluşuna gidelim.

Peki...
Nedir Millet Mektepleri ?

Kısaca hatırlayalım :
1 Kasım 1928 'de yeni harflerin kabulünden sonra, çok düşük olan okuryazarlık oranını artırmak amacıyla dört ay süreli hizmet veren halk eğitimi kurumlarıdır.

Şimdi de...
Millet Mekteplerinin açılış sürecine bir bakalım :

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey "Millet Mektepleri Talimatnamesi"ni hazırlar...
Yönetmelik 11 Kasım 1928 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanır...
24 Kasım 1928'de Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından
Mustafa Kemal Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanı verilir.


Millet Mektepleri, 1 Ocak 1929 tarihinde açılır ve büyük ilgi görür.
Kursa katılım için yaş sınırı 14-45  yaş olarak belirlense de her yaştan vatandaş katılır.
Bir yıl içinde yaklaşık 600 bin kişi okuryazar olup, diplomasını alır.
1936 yılında kadar devam eden yedi yıllık süreçte, okuryazar sayısı 2.5 milyonu aşar.

O yıllarda ülke nüfusunun 16 milyon civarında olduğu düşünüldüğünde, bu sayının oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Bu bağlamda...
Topyekün eğitim seferberliğinin ilk adımıdır Millet Mektepleri...

Geçen yıl "Öğretmenler Günü" için kaleme aldığım yazımın küçük bir bölümünü kısaca hatırlatmak  istiyorum :

" (...)  Bir kelime...

Öğretmen mesela..

Saydım...

Tam sekiz harf...

Peki manası ?

O kaç harften oluşuyor ?

Seksen ...

Sekiz yüz...

Sekiz milyon...

Ya da ciltler dolusu kaç kitaptan ?

Sayamadınız  değil mi ?

Ne yalan söyleyeyim, ben de sayamadım.

Kısaca diyorum...

Özetle...

"Karşılıksız seven" olabilir mi ?

Öğreten...

İşleyen...

Şekil veren...

Yol gösteren...

Örnek olan...

Vefakar...

Cefakar...

Ne dersiniz ?

Hepsi mi ?

Bence de...

Hatta çok daha fazlası... "

Evet...
Böyle yazmıştım önceki yazımda...
Uzatmadan...
Kısaca...

Ve yazımı şöyle bitirmiştim :

" (...) Öğretmenlik  hayatın ta kendisidir."

Peki...
Başöğretmen Atatürk' ün eğitim ve öğretmen ile ilgili görüş ve düşünceleri nelerdi ?

Hatırlayalım dilerseniz :

" Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır."

" Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmenlerdir."

" Öğretmenler! Yeni nesli ; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizlerin eseri  olacaktır."

" Öğretmenler! Cumhuriyet ; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir."

" Yeni kuşak en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."

" Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."

" Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi, siz öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız."

" Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır."

Hepimiz Başöğretmen Atatürk'ün her bir sözünün altına imzamızı atarız.

Yazımıza Atatürk'ten bir anı ile devam edelim :

Atatürk döneminin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, Atatürk’e şu soruyu sorar :

Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar olsun ?

Atatürk’ün cevabı hazırdır :

" Öğretmen maaşlarını geçmesin."

Bu vesileyle Başöğretmen Atatürk'ü bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.

Naçizane kendi yazdığım bir şiirim ile, yazımı sonlandırmak istiyorum.


BEN HATIRLIYORUM ÖĞRETMENİM

İlk dersinizi hatırlıyorum öğretmenim :

''Çocuklar! Sizleri çok seviyorum,sizlere

güveniyorum'' deyişinizi.

''Başarmak için, önce inanmak gerekir''

 deyişinizi de...


Çanakkale Savaşlarını...

Başkomutanlık Meydan Savaşını...

Kurtuluş Savaşını anlatışınızı hatırlıyorum.

Anlatırken nasıl da heyecanlandığınızı...

O günleri adeta yaşadığınızı....

Hepsini hatırlıyorum öğretmenim...

Hepsini hatırlıyorum.


Atatürk'ü anlatışınızı hatırlıyorum :

''Çocuklar ! Atatürk öyle büyüktür ki

Kitap sayfalarına sığmaz'' deyişinizi...

Bir bir hatırlıyorum öğretmenim

Bir bir hatırlıyorum...


Bizler başardıkça ...

Bizlerle nasıl da gururlandığınızı...

Göz pınarlarınızdan süzülen

Saklamaya çalıştığınız sevinç

gözyaşlarınızı...


Hepsini , ama hepsini...

Dün gibi hatırlıyorum öğretmenim

Dün gibi hatırlıyorum...

Mübarek ellerinizden...

Ellerinizden öpüyorum öğretmenim


Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü
kutlu olsun.

Yüzünüzdeki gülümseme, yüreğinizdeki sevgi ve içinizdeki umut her daim var olsun efendim.

Sağlıkla kalın...