Son Mühür/Gamze Eskiköy- Zorlu Holding’e bağlı Vestel Beyaz Eşya’da çalışan bir işçi, fabrikada artan baskı ve mobbing iddialarını ve sendikal usulsüzlükleri gazetemize anlattı. Çalışanın ifadesine göre üretim bandında iş yükü her geçen gün ağırlaşıyor, molalar yetersiz kalıyor ve işçilerin taleplerine kulak asılmıyor. Üstelik sendikal temsilde de büyük sorunlar yaşandığı belirtiliyor.
“Molalar yetmiyor, kişisel ihtiyaçlarımızı bile gideremiyoruz”
İddiaya göre, üretim bandındaki hız ve ürün çıkarma baskısı işçilerin üzerinde sürekli bir stres kaynağı oluşturuyor. Vestel işçisi A.Y “Yemek molalarımız 30 dakika. Yemekhanede sıra beklerken bu sürenin yarısı bitiyor. Dinlenmeden, aceleyle yemek yiyip hemen iş başına dönüyoruz. Lavabo ve kişisel ihtiyaçlarımızı çoğu zaman yemek ya da çay molasında gidermek zorunda kalıyoruz. Mola dediğimiz şey dinlenmek değil, ihtiyaçlarımızı koşturarak gidermek anlamına geliyor” diye konuştu.
Sürekli ‘hadi hadi’ baskısı”
İşçinin iddialarına göre üretim postabaşları, işçilere sürekli sert sözlerle “hadi hadi” diye baskı uyguluyor dedi. A.Y “Bu durum bizi aşırı yoruyor. Kimse arkamızda durmuyor. Zamanında Türk Metal Sendikası gelirse rahat ederiz diye umut etmiştik ama işler daha da kötüleşti” dedi.
“Türk Metal geldi ama temsilciler patron yanlısı”
Vestel’de Türk Metal Sendikası’nın örgütlenmesinden sonra da sorunların çözülmediğini belirten işçi, sendika temsilcilerinin çoğunun patron yanlısı olduğunu ileri sürdü:
“Temsilciler ya vardiya amiri ya da büro çalışanı. Üretimde bizimle aynı koşullarda çalışmamış kişiler. Şikayet ettiğimizde dinliyorlar ama ‘hallederiz’ deyip geçiştiriyorlar. Çünkü temsilcilerin çoğu yöneticilerle yakın arkadaş”
“Sendikada usulsüzlük iddiaları”
A.Y, sendika içinde de ciddi usulsüzlükler yaşandığını öne sürerek , “Sendika şube başkanı bile seçimle gelmedi. Patron ve Vestel İK personeliyle anlaşarak Suat Bey’i atadılar. Delege seçimleri de gizli yapıldı. Seçilen delegeler, yine temsilcilere yakın isimlerden oluştu. Bu kişiler eğitim adı altında tatil ve otel gezilerine gidiyor, bizim ödediğimiz aidatlarla zaman geçiriyor ama işçinin arkasında duran kimse yok” ifadelerine yer verdi.
“25. maddeyle işten çıkarıldık, kimse sesini çıkarmadı”
A.Y son olarak, kendisinin ve arkadaşlarının İş Kanunu’nun 25. maddesi (kod 25) gerekçe gösterilerek işten çıkarıldığını söyledi. “İşten çıkarılırken kimse sesini çıkarmadı. Bitmeyen usulsüzlükler, insan yerine konmamak devam ediyor ve edecek” dedi.