Büyük Kardıçalı Hanı, İzmir’in ticari ve mimari tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında inşa edilen yapı, hem kullanılan yapı teknolojisi hem de kent ekonomisine katkısıyla öne çıkıyor. Günümüzde sanat merkezlerine ev sahipliği yapan han, geçmiş ile bugünü aynı çatı altında buluşturuyor.
İzmir’e uzanan bir göç hikâyesi
Rivayetlere göre Kardıçalı ailesinin kökleri, 1700’lü yıllarda Yunanistan’ın Kardiça kasabasına dayanıyor. Ailenin bilinen en eski ismi Halil Onbaşı olarak kayıtlara geçiyor. Torunlardan İbrahim Bey, 1910 yılında İzmir’e göç ederek ticaret hayatına Pasaport Limanı’nda satın aldığı bir bina ile adım attı. Bu adım, ilerleyen yıllarda kentin önemli yapılarından birinin doğmasına zemin hazırladı.
Tütün ticaretiyle büyüyen bir girişim
İzmir’in ilk Türk tütün tüccarları arasında yer alan İbrahim Bey, satın aldığı eski otel binasını tarım ürünleri ticarethanesine dönüştürdü. Tütünün yanı sıra incir ve üzüm alım satımı da yapan İbrahim Bey’in ticari hacmi kısa sürede büyüdü. Artan faaliyetler, daha büyük ve işlevsel bir yapı ihtiyacını beraberinde getirdi.
Han 1928 yılında tamamlandı
Bugünkü 2. Kordon ile Mimar Kemalettin Caddesi’nin kesiştiği noktada yükselen Büyük Kardıçalı Hanı, İbrahim Bey tarafından inşa ettirildi ve 1928 yılında hizmete açıldı. Yapının mimarlığını, Cumhuriyet döneminin önemli isimlerinden Mehmet Fesçi Bey üstlendi. Dönemin kaynaklarında yapı, “Kardıçalı İbrahim Bey Apartmanları” adıyla anıldı.
Türkiye’nin ilk betonarme yapılarından biri
Büyük Kardıçalı Hanı, Türkiye’deki ilk betonarme yapılar arasında gösteriliyor. Yapım sürecinde kullanılan kerestenin İtalya’dan, demirin Almanya’dan, çimentonun ise Romanya’dan getirildiği biliniyor. Bu özellik, yapının dönemi için ne denli iddialı ve yenilikçi olduğunu ortaya koyuyor.
Mimari yapısıyla öne çıkıyor
Yaklaşık 2 bin metrekarelik alan üzerine kurulan han, Birinci Ulusal Mimari Akım’ın dikkat çeken örnekleri arasında yer alıyor. Yapının Mimar Kemalettin Caddesi ve 2. Kordon’a bakan köşelerinde metal yalancı kubbeler bulunuyor. İkinci kattaki sivri kemerli pencereler, çini panolar ve bitkisel motifli kabartmalar yapıya estetik bir kimlik kazandırıyor. Pencerelerin her katta farklı mimari özellikler taşıması, yapının detaycılığını gözler önüne seriyor.
Koridorlar gün ışığıyla aydınlanıyor
100’den fazla odaya sahip olan hanın yüksek tavanlı koridorları, çatından zemine kadar uzanan cam örtülü açıklık sayesinde doğal ışık alıyor. Üst katlara iki ayrı merdivenle çıkılırken, doğu yönündeki merdiven boşluğunda geçmişte kullanılan asansör, bugün ikinci katta korunarak sergileniyor.
Mülkiyet yapısı zamanla değişti
İbrahim Kardıçalı’nın 1952 yılında vefat etmesinin ardından yapıdaki dükkânların bir kısmı satıldı, bir kısmı ise kiraya verildi. Günümüzde hanın yaklaşık 20 varisi bulunuyor. Zamanla bakımsız kalan yapı, 2003 yılında tadilattan geçti. Ancak özgün mimari özelliklerinin korunması için kapsamlı bir restorasyona ihtiyaç duyduğu ifade ediliyor.
Günümüzde sanatın merkezi konumunda
Büyük Kardıçalı Hanı, bugün özel sanat merkezlerinin faaliyete geçmesiyle bir sanat kompleksine dönüşmüş durumda. Han bünyesinde opera, bale, müzik, resim, heykel, telli çalgı tamiri ve kukla atölyeleri yer alıyor. Ayrıca TOBAV İzmir Şubesi de yapıda hizmet veriyor. Ticaretle başlayan yolculuk, sanatla devam ediyor.