Son Mühür/ Gamze Eskiköy- İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Yeniköy Mahallesi’nde yapılmak istenen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, bölge halkının tepkisiyle gerçekleşemedi. Köylüler, STK temsilcileri ve muhtarlar, taş ocağı projesine karşı çıkarak toplantıyı terk etti. İzmir İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ekipleri, toplantının yapılamadığına dair tutanak tuttu.
Proje tanıtım dosyasına göre, 30 hektarlık alanda faaliyet gösterecek şirket, ocak sahası, malzeme depolama, pasa ve bitkisel toprak stok alanları oluşturmayı planlıyor. Sahadan çıkarılacak malzeme, yaklaşık 2.6 kilometre uzaklıktaki bir kireç fabrikasında hammadde olarak kullanılacak.
"Torbalı da bizimle hem fikiriz"
Taş ocağının doğaya ve yeraltı sularına zarar vereceğini belirten köylüler, projeye kesinlikle karşı olduklarını vurguladı. Yeniköy Mahalle Muhtarı Mehmet Soykan, “5 köy ve dahası Torbalı’nın yer altı suları, patlatılan dinamitlerce yön değiştirecek. Bu bölgede zeytin ağaçları yoğun. Tozdan dolayı bu ağaçlarımız etkilenecek. Biz köyümüze kurulması istenen ocağa karşıyız. Burada ayrıca Metropolis Antik Kenti’miz var. 270 sayfalık ÇED dosyasında bu alandan ‘Kale kalıntıları’ denilerek geçilmiş. Burada 2 imparatorluk yaşanmış. Biz bu projeye karşıyız. Torbalı da bizimle hem fikiriz” diye konuştu.
"Ya biz yok olacağız ya da taş ocakları"
Özbey Muhtarı Şemsettin Kanza ise, “Burada iki seçenek var. Ya biz yok olacağız ya da taş ocakları. Yeterince taş ocağı mahallelerimizde var. Özbey olduğu gibi taş ocağı. Hatırlıyorum, 6 metreden su çekerdik. Şimdi 200 metreden su alamıyoruz. Suların yönü değişti. Yok oldu gitti. Taş ocaklarının merkezinin dibinde zeytinlikler var. Türkiye’nin dört bir yanına bu bölgeden sebze meyve gidiyor” diyerek tepki gösterdi.
“Ülkenin her toprağı karış karış talan ediliyor”
TOKSED Başkanı Hayri Aktaş, taş ocaklarının tarım alanlarını ve tarihi dokuyu yok ettiğini belirterek, bu durumun sadece kısa vadeli kazanç sağladığını, ancak uzun vadede büyük kayıplara yol açacağını söyledi. Aktaş, “Ülkenin her toprağı karış karış talan edilmekte. Tarım alanı olan Yeniköy ve çevresindeki köyler yeni bir işgale açılmakta. İzmir, İstanbul gibi büyükşehirlerin karnını bu topraklar doyuruyor.
Bir taraftan bu tarım alanları bir taraftan Metropolis gibi tarihi bir zenginliğimizin var olduğu bir yerde taş ocakları gibi ranta dayalı geçici süreli kar amacıyla yapılan işletmelerin bir işe yaramadığını, taşla toprakla karnımızın doyamayacağını anlayacağız ama iş işten geçmiş olacak. Bu bir devlet politikası olmalı. Tarım alanlarına ve turistik bölgelere daha çok önem verilmesi gerekiyor. Kısa günün karı diyerek her türlü ranta açık olan, aslında kapitalizmin bir sistemi olan sömürücülüğe geçilmekte ve köylerimizdeki talan edilmekte. Bunun önüne bir an evvel geçilmeli” ifadelerine yer verdi.