Son Mühür / Yağmur Daştan - İzmir’in Seferihisar ilçesinde, HBTM Enerji Tarım İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından hayata geçirilmesi planlanan jeotermal kaynak arama projesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci resmen başlatıldı. İzmir Valiliği’ne sunulan Proje Tanıtım Dosyası (PTD), Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 16. maddesi kapsamında incelenerek sürecin başlatılmasına karar verildi. 1 adet sondaj kuyusu açılması planlanan jeotermal kaynak arama çalışmasının, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre “Tarım Alanı” statüsünde bulunan bir bölgede gerçekleştirileceği belirtildi. Çalışmalar, toplam 864,87 hektarlık ruhsat sahası içinde yer alan 123 ada, 3 parsel üzerindeki yaklaşık 960 metrekarelik alanda yapılacak. Projede, çıkarılacak jeotermal suyun sera ve/veya kaplıca tesisi amacıyla kullanılabileceği belirtilirken, jeotermal enerji santrali kurulmasının planlanmadığı özellikle vurgulandı. Kuyuda yapılacak verimlilik ve sıcaklık testlerinin ardından, kullanım amacının netleşeceği açıklandı.
Bölge halkı daha önce tepki göstermişti
Aynı şirketin Seferihisar'da yürütmek istediği jeotermal faaliyetler, daha önce bölge halkının tepkisini çekmişti. Geçtiğimiz haziran ayında, özellikle Gölcük Köyü çevresinde planlanan jeotermal enerji santrali çalışmalara karşı köylüler bir araya gelmiş, düzenlenen toplantıda firma yetkililerinin konuşmasına izin vermemişti. Toplantıda, “Jeotermal istemiyoruz, tarım istiyoruz” sloganları atılmış; köylüler tarım alanlarının zarar göreceği endişesiyle projeye karşı olduklarını dile getirmişti.
Başkan Yetişkin: Bu tarz girişimleri istemiyoruz!
Daha önce de benzer projelerle ilgili köylülerle bir araya gelerek “Toprağımızı koruyacağız” mesajı veren Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, yeni projenin ÇED sürecinin başlatılmasıyla ilgili Son Mühür’e konuştu. Başkan Yetişkin, “Bir ‘süper izin’ yasası çıkartılıyor, bununla birlikte ne ÇED ne de imar tanınıyor. Bunları durdurmak mümkün değil. Halkla birlikte hareket ederek mücadele vermemiz gerekiyor. Ne yazık ki hem tarım ve mera alanları söz konusu. Ancak sermaye dinlemiyor kendi kazancını düşünüyor. Deneme ya da kuyu suyu diye başlanıyor daha sonra Aydın’da da bazı örneklerini yaşadığımız gibi kötü şekilde sonuçlanıyor. O bölgeler Seferihisar’ın hem yemekleri üzümleri açısından hem de şaraplık bağları açısından çok önemli bir bölge. Daha yeni aldığımız uluslararası bağ rotasına katıldık. Bu bağcılığın yapılması en önemli rotalardan bir tanesi. O yüzden bölgemizdeki bu tarz girişimleri asla istemiyoruz” mesajı verdi.