Son Mühür- Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde en çok eleştirildiği konular arasında yer alan ''Mühürsüz oy'' konusunda bu kez AK Parti eski Milletvekili Şamil Tayyar'dan dikkat çekici bir hatırlatma geldi.
''İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin İstanbul’daki iptal kararının, Ankara’da 15 Eylül'deki kurultay iptal davasını kökten etkileyeceği aşikardır.'' diyen Tayyar, seçim sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu'nun inisiyatifinde değerlendirildiğine dikkat çekti.
''Bu silsile böyle devam ederse, Özel dönemi bitecektir.
Bu yorumu dün paylaşmıştım.
Sürece dair, kişisel kanaatimi belirtmek isterim.'' diyen Tayyar, 2017'deki mühürsüz oyların sayıldığı referandumun da tartışma konusu olabileceğine işaret etti.
Şamil Tayyar mesajında şunları söyledi.
Hukukçular da bölünmüş durumda...
Sorunun hem hukuki hem siyasi boyutu vardır.
Hukuk tarihinde emsali olmadığı için sadece siyasiler değil hukukçular da bölünmüş vaziyette.
Fakat, genel olarak seçim hukuku, Yüksek Seçim Kurulu’nun inisiyatifinde değerlendirilir.
Bir de hukuk güvenliği var. Yani kazanılmış hakların korunması.
Misal, zaman aşımı, varsa suçu ortadan kaldırmaz ama kazanılmış hakkı korur.
Eğer, sulh hukuk mahkemesi üzerinden seçim hukuku oluşturulur, hukuk güvenliği korumasız hale getirilirse, her seçim kararı tehdide maruz kalabilir.
Mühürsüz oylarla ilgili tartışma...
Misal, 2017 referandumundaki sandıklar açılmadan mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin seçim kurulu kararı, yarın bir sulh hukuk mahkemesince kaldırılırsa, ne olur?
Veya kıran kırana geçen bir belediye veya milletvekilliği seçiminde yıllar sonra benzer bir durumun yaşanmayacağını kim garanti edebilir?
Ayrıca siyasi açıdan da yaşananların cumhur ittifakına hiçbir faydası yoktur.
Önerim şudur;
CHP meşru zeminde mücadelesini sürdürmeli, iktidar burada hukuki boşluk varsa tartışmaları sona erdirecek adımlara katkı sunmalıdır.