Son Mühür- Silivri ziyareti sonrası konuşan Özel, toplumda iktidar değişimine dair beklentinin güçlendiğini savundu:
“Türkiye’de bir iktidar değişiminin artık sadece gün meselesi, süre meselesi olduğuna herkes inanmış durumda” dedi.
CHP’nin kurultay sürecinin cezaevindeki tutuklular tarafından da yakından takip edildiğini belirten Özel, Parti Meclisi’ndeki değişimi “vefa ile yenilenmenin birlikte yapılması” olarak tanımlayarak, içerideki tutuklu siyasetçilerin de bu tabloyu umut verici bulduğunu söyledi.
‘Bu yürüyüş hem mücadele hem yönetme yürüyüşü’
Özel, CHP’nin bundan sonraki sürecini “iktidar yürüyüşü” olarak nitelendirirken ikili bir hat izlediklerini vurguladı:
“Bize savaş ilan ettiler. Bize oturduğumuz masada balta çektiler. Biz de savaş ilan edilmiş bir parti kendisini, seçtiğini, üyesini, ülkesini nasıl korursa onunla mücadele ediyoruz” dedi.
Bu mücadelenin yanında, “yönetme” iddiasına da dikkat çeken Özel, yenilenen kadrolar ve parti programıyla Türkiye’yi yönetmeye talip olduklarını söyledi.
‘İddianameyi yargılanmak için değil, yargılamak için bekliyorduk’
İmamoğlu ve diğer tutuklular hakkında hazırlanan iddianameyi sert sözlerle eleştiren Özel, aylarca yazılmayan metnin sonunda ortaya çıkan tabloyu şöyle değerlendirdi:
“Bu iddianameyi yargılanmak için değil, yargılamak için bekliyorduk. Şu anda da Sayın Erdoğan’ın da arkasından çekildiği bir iddianameyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet savcısının, Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndan (HSK) izin almadan, yargılama aşamasında iddianameyi savunan açıklamalar yaptığını belirten Özel, savcının şüpheliler hakkında sanki kesinleşmiş mahkeme kararı varmış gibi konuştuğunu söyledi.
AK Parti cephesinde iddianameyi savunacak kimse kalmadığını savunan Özel, “Somut delil gelecek” söylemlerinin boşa çıktığını vurguladı.
Gizli tanık üzerinden ‘dizi oyuncusu’ benzetmesi
Özel, iddianamede yer alan gizli tanık tartışmasına özellikle dikkat çekti. Aynı ifadenin iki farklı gizli tanığa yazıldığını söyleyerek süreci şöyle eleştirdi:
“Gizli tanığın ifadeleriyle Ahmet Başkanı tutukladılar, sonra gizli tanığın adını değiştirdiler. Bu ancak dizi filmde oyuncu değiştirirken olur. Senaryoyu kimin oynadığının önemi yok ki. Aynı ifadeleri başka bir gizli tanığa yazdılar. Demek ki tanıklığın hakikatle değil, siparişle alakası var.”
Bu durumun hukuki değil, siyasi bir kurgunun ürünü olduğunu savunan Özel, “Oyuncu değiştirir gibi gizli tanık değiştirilmesini” eleştirerek, bu iddianameyi AK Parti milletvekillerinin de savunmakta zorlandığını dile getirdi.
‘Çıksın karşıma Erdoğan, canlı yayında konuşalım’
İddianame ve gizli tanık tartışmalarının ardından Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a canlı yayın çağrısı yaptı:
“Çıksın karşıma Sayın Erdoğan’la canlı yayında konuşalım. Oyuncu değiştirir gibi futbol maçında gizli tanık değiştirmeyi, iddianame yazılırken yapılanları konuşalım” dedi.
Başsavcının iddianameyi savunmak için basın toplantıları yaptığını söyleyen Özel, bu tabloyu “araç giydirip otobüs üstünden iddianame propagandası yapılacak” bir noktaya geldiğini iddia etti ve “Çağlayan’ın önüne otobüsü çekip bizim gibi 100 bin kişiyi toplasın da görelim” sözleriyle meydan okudu.
‘Arkadaşlarımız Erdoğan nasıl yargılandıysa tutuksuz yargılanmalı’
Özel, tutuklu belediye başkanları ve İBB çalışanları için bir an önce mahkeme gününün ilan edilmesini ve tutuksuz yargılama sürecine geçilmesini talep etti:
“Aynı suçlardan Erdoğan nasıl tutuksuz yargılandıysa, aynı suçlamalarla arkadaşlarımızın da tutuksuz yargılanmasını bekliyoruz” dedi.
Tensip zaptının açıklanmasının ve mahkeme gününün makul bir tarihe çekilmesinin “adalet beklentisi” açısından zorunlu olduğunu vurguladı.
T‘Sözlerinin arkasında durmuyorlar’
Özel, davanın TRT’den canlı yayınlanması konusunda daha önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen destek açıklamalarını hatırlatarak, TBMM’deki oylamada Cumhur İttifakı milletvekillerinin canlı yayın önerisine ret vermesini eleştirdi:
“Sayın Bahçeli ‘Doğrusu budur’ diyor, Sayın Erdoğan ‘Ben de destekliyorum’ diyor ama grubundaki milletvekilleri canlı yayın önergesini reddediyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok” dedi.
CHP’nin verdiği önergeye karşı çıkılıyorsa, Cumhur İttifakı’nın kendi teklifini getirmesi gerektiğini belirten Özel, “Bu yargılamayı tüm kanalların, TRT’nin kesintisiz yayınladığı bir süreç olsun, biz destek verelim” çağrısında bulundu.
İddianamenin arkasında duramayanların, sözlerinin de arkasında duramadığını savunan Özel, HSK’nın toplanarak, aylarca gerçek dışı iddiaları ekranlardan servis edenlere yönelik adım atması gerektiğini söyledi.
‘İkili hukuk’ ve ‘Aktrolller’ çıkışı
Özel, eleştirilerinin bir bölümünü de medyadaki hedef gösterme pratikleri ve “ikili hukuk sistemi” iddiasına ayırdı. Gerçek dışı bilgiyi alenen yayma suçunun, bazı gazeteciler için uygulanırken, iktidara yakın isimlere uygulanmadığını savundu:
“Yaz boyunca bütün yalan bilgileri her akşam televizyonda savunan kişiler sorguya dahi çağrılmıyor. Bu gazetecilik faaliyeti ise o da gazetecilik faaliyeti. O suçsa bu da suç. O yüzden ikili hukuk yapıyorlar” dedi.
Özel, bu tabloyu “Aktrolller çetesi” ifadesiyle tanımlayarak, asıl müdahalenin bu yapıya yapılması gerektiğini söyledi.
‘Düşman hukukunun daniskası’
CHP lideri, gazeteci Fatih Altaylı hakkında verilen cezaya da sert tepki gösterdi. Altaylı’nın sözlerinin “Cumhurbaşkanı’na fiili saldırı ve tehdit” gibi yorumlanmasını kabul edilemez buldu:
“Fatih Altaylı’ya yapılan bu uygulama düşman hukukunun daniskasıdır” diyen Özel, Altaylı’nın silahı, örgütü, fiili saldırı niyeti olmadığı halde tutuklu yargılanmasının ağır bir hukuksuzluk olduğunu savundu.
Benzer suçlamalarla yargılanan terör örgütü mensuplarının bile Yargıtay aşamasında tutuksuz bırakıldığını hatırlatan Özel, “Haksız bir ceza verdiniz, bari bir üst mahkeme tarafından denetlenmesini bekleyin” çağrısı yaptı.
‘Bu tartışmadan ekmek çıkmaz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Cesareti varsa cellat görmek istiyorsa aynaya baksın” sözleri hatırlatılınca Özel, tarih ve güncel siyaset üzerinden yanıt verdi:
“Bu tartışmadan Erdoğan’a ekmek çıkmaz” diyen Özel, tarih üzerinden CHP’yi hedef alan açıklamaları hatırlatıp, “Çanakkale’de dedeler omuz omuzaydı, tarihten husumet çıkarmaya çalışmak beyhude” değerlendirmesinde bulundu.
Özel, kendi sözlerinin amacının baskı dönemlerinin muhalif seçmen üzerindeki etkisini anlatmak olduğunu, Erdoğan’ın bu tartışmadan siyasi çıkar devşirmeye çalıştığını savundu.
‘CHP çözümün, demokratik Türkiye’nin tarafında duruyor’
Özel, dokuz yıldır HDP’nin/DEM Parti’nin eş genel başkanlarının cezaevinde tutulduğunu, AİHM kararlarının uygulanmadığını, kayyum pratiğinin devam ettiğini hatırlatarak, CHP’nin önerdiği komisyon ve demokratik çözüm perspektifinin arkasında durduklarını söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi önerdiği komisyonda duruyor, çözümün tarafında duruyor” dedi.
Kayyum uygulamalarının da “seçmen iradesinin gaspı” olduğunu vurgulayan Özel, Kürt seçmeninin oy verdiği yöneticiler yerine kayyumların atanmasını eleştirdi.
Kurultay, Erdoğan’ın eleştirileri ve ‘iktidar yürüyüşü’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP kurultayıyla ilgili “Gidin önce içinizdeki yolsuzlukları ayıklayın” sözlerine de yanıt veren Özel, son olağan kurultayın siyasi partiler yasasının gereği olarak yapıldığını hatırlattı:
“Kurultay gibi kurultay yaptığımızdan bayağı alınmış görünüyor. Bundan önceki iki olağanüstü kurultayı biz yapmadık, Tayyip Bey’in hazımsızlığı yaptırdı” dedi.
CHP’nin kurultayını “Türkiye’ye örnek bir demokratik iç süreç” olarak niteleyen Özel, “Biz iktidar yürüyüşümüze devam ediyoruz. Tayyip Bey ister kıskansın, ister kıskançlıktan çatlasın” ifadelerini kullandı.
Partisinin moral, motivasyon ve toplumsal enerjiyi elinde tuttuğunu savunan Özel, “Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük, moral üstünlüğü ve çoğunluk enerjisi Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir, birleşik muhalefettedir. İktidar değişimi için geri sayım vardır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.