Son Mühür- Milli Savunma Bakanlığı (MSB), gerçekleştirdiği haftalık olağan bilgilendirme toplantısında, son günlerde savunma ve güvenlik gündemini meşgul eden önemli olaylara açıklık getirdi. Bakanlık, özellikle 23 Aralık tarihinde Libya heyetini taşırken kaza kırıma uğrayan özel jete ilişkin yürütülen çalışmaların detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
Yapılan açıklamada, kazanın arka planındaki tüm etkenlerin devletin ilgili kurumları tarafından, Libya makamlarıyla koordineli bir biçimde ve yüksek hassasiyetle mercek altına alındığı vurgulandı. Türkiye’nin savunma diplomasisi ve bölge güvenliği açısından büyük önem taşıyan bu soruşturmanın, hiçbir soru işareti bırakılmayacak şekilde titizlikle sürdürüldüğü ifade edildi.
Kara kutu bulundu: Teknik inceleme süreci hız kazandı
Libya heyetini taşıyan uçağın radar temasının kesildiği andan itibaren arama kurtarma birimlerinin süratle bölgeye intikal ettiğini belirten Bakanlık yetkilileri, enkaz alanındaki çalışmaların meyvesini verdiğini duyurdu. Uçağın düşüş nedenine dair en somut verileri barındıran kara kutunun (flight recorder) ele geçirildiği ve uzman ekiplerce teknik analizin başlatıldığı bildirildi. Uçuşun son anlarına ait verilerin incelenmesiyle kazanın mekanik bir arıza mı, yoksa dış etken kaynaklı mı olduğu netlik kazanacak. Teknik inceleme sürecinden elde edilecek bulguların, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek kritiklikte olduğu belirtiliyor.
Balıkesir ve Kocaeli’de bulunan İHA’lar inceleme altında
Toplantının bir diğer önemli maddesi ise Balıkesir ve Kocaeli sınırları içerisinde düşmüş halde bulunan İnsansız Hava Araçları (İHA) oldu. Milli Savunma Bakanlığı, söz konusu hava araçlarının menşei ve düşüş nedenlerinin tespiti için incelemelerin sürdüğünü kaydetti. Elde edilen verilerin analiz edilmesinin ardından sonuçların şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılacağı sözünü veren Bakanlık, bu tür vakaların modern güvenlik mimarisinde karşılaşılan yeni nesil sınamalar olduğunun altını çizdi.
Hava savunmasında zafiyet iddialarına yanıt
Hava sahası kontrolünde zafiyet yaşandığına dair ortaya atılan spekülasyonlara da açıklık getiren MSB, Türkiye’nin hava savunma kapasitesinin tam randımanla çalıştığını belirtti. Küçük boyutlu ve düşük irtifada seyreden yeni nesil İHA’ların, yalnızca Türkiye için değil, Avrupa ülkeleri dahil tüm küresel güçler için hibrit bir tehdit oluşturduğu ifade edildi. Bu tür hedeflere karşı icra edilen operasyonlarda, sivil hava trafiğinin emniyeti ve can güvenliğinin her zaman öncelikli kriter olarak kabul edildiği, müdahalelerin ise en uygun askeri enstrümanlarla gerçekleştirildiği hatırlatıldı.
Ukrayna-Rusya Savaşı’nın bölgesel yansımaları
Milli Savunma Bakanlığı, yaşanan olayların bir savunma açığından ziyade, Ukrayna ve Rusya arasında devam eden sıcak çatışmalar nedeniyle bölgede artan yoğun İHA trafiğinin bir yansıması olduğunu değerlendiriyor. Türkiye’nin bu tehditlere karşı milli teknoloji hamleleri ve müttefik sistemlerle entegre bir şekilde ek tedbirler aldığı vurgulandı. Hava sahasının güvenliğini kararlılıkla koruma azminde olan Ankara’nın, savunma kapasitesini sürekli güncelleyerek her türlü sızma veya kaza riskine karşı teyakkuzda olduğu bildirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştiriyor
Hukuki tarafta ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Libya heyetini taşıyan jetin kazasına yönelik başlattığı adli süreci derinleştirme kararı aldı. Savcılık, uçağın uçuşa elverişlilik durumunun tespiti için bağımsız teknik bilirkişilerden kapsamlı bir rapor talep etti. Soruşturma kapsamında, uçağın en son periyodik bakımlarını üstlenen teknik personelin sorumlulukları ve olası ihmalleri mercek altına alınırken; havalimanı güvenlik kameraları ile kule-pilot arasındaki telsiz diyalogları da delil dosyasına dahil edildi. Her iki koldan yürütülen bu operasyonel ve hukuki süreçle, olayın perde arkasının tamamen aydınlatılması hedefleniyor.