İZMİR HABERLERİ

İzmir’in deprem raporu açıklandı! Bornova ve Bayraklı'da 3.844 konut için tehlike çanları çalıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tamamladığı yapı envanteri çalışmaları, kentin deprem güvenliği açısından önemli veriler ortaya koydu. Bornova’da 2 bin 830, Bayraklı’da ise 1014 yapının, olası bir depremde diğer yapılara göre daha yüksek risk taşıdığı belirlendi. Bu binaların detaylı analizlerle incelenerek, güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gündemde.

Abone Ol

Son Mühür - Seçil Ünlü / İzmir Büyükşehir Belediyesi, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve Bayraklı ile Bornova’da ciddi yıkımlara yol açan depremin ardından başlattığı yapı envanteri çalışmalarını tamamladı. Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerinden biri olan bu süreç, sürdürülebilir yaşam alanları oluşturma hedefiyle çok yönlü olarak yürütüldü.

Yapı envanteri, depremsellik ve tsunami araştırmaları ile mikrobölgeleme etüt çalışmalarını eş zamanlı olarak yürüten Büyükşehir Belediyesi, elde edilen veriler doğrultusunda İzmir’in Deprem Master Planını tamamlamayı hedefliyor.

İki etapta tamamlandı

Depremin ardından en çok zarar gören ilçelerden Bayraklı ve Bornova’da başlatılan yapı envanteri çalışması iki etap halinde yürütüldü. Toplamda yaklaşık 100 bin yapının incelendiği çalışmada, her bir bina için bina kimlik belgesi oluşturuldu. Bu belge sayesinde, binalara ait ruhsat, mimari proje, en yakın toplanma alanı gibi kritik bilgilere hızlı erişim sağlandı.

Saha çalışmalarında yaklaşık 200 inşaat mühendisi görev aldı. Bayraklı’daki çalışmalar 200 gün, Bornova’daki ise 300 gün sürdü. Bu süreçte, yapıların mevcut durumları bilimsel yöntemlerle değerlendirildi ve belgelendi.

İleri analiz gerektiren yapılar tespit edildi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, yapılan çalışmaların sonuçlarını şöyle açıkladı:

“950 binin üzerinde yapı var. Bayraklı ve Bornova’da yapı stokunu inceledik. Yaklaşık 100 bin yapının incelemesini tamamladık. Bu incelemeler hem gözlemsel hem de belediyelerin arşivindeki bilgiler ışığında yapıldı. Çalışmalar kapsamında Bornova’da 2 bin 830 yapı, Bayraklı’da da 1014 yapının, diğer yapılara oranla daha öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirledik. Bu binalarda ileri analiz yapılması gerekiyor.”

Vatandaşlar ne yapmalı?

Çalışmaların ardından, risk açısından öncelikli değerlendirilen binaların bulunduğu ilçe belediyelerine bilgi verildi. Bu sürecin nasıl işleyeceğini anlatan Ayatar, vatandaşlara da önemli uyarılarda bulunarak şöyle devam etti:

“İlçe belediyeleri, o binalarda yaşayan yurttaşlara bu konuda bilgilendirmelerini yapıyor. Apartman yönetimleri de bir araya gelerek çıkan sonuca dair karar verecek. Bizim yaptığımız çalışma, binaların önceliklendirilmesi konusundaydı. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa kapsamında belirtilen analizin birebir aynısı değil. Ama onunla uyumlu bir çalışma. Binaların taşıdığı riskler açısından, yapıların önceliklendirilmesini sağladık. Yaptığımız analizler ve gözlemsel tespitler, öncelikle kendi içerisinde bir sıralamayı ortaya koyuyor. Çalışma kapsamında ‘Bu bina riskli veya değil’ diyemeyiz. Bunu diyebilmemiz için mevzuatta tanımlı yöntemler var. Biz burada hangi yapı daha öncelikli olarak incelenmeli, bunu belirledik. Çalışmanın sonucunda yurttaşların ilgili analizleri yaptırması gerekiyor. Çünkü bir yapının güvenliğinden bahsedebilmek için ana kılavuzumuz Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa.”

Karot alınacak, performans analizi yapılacak

İlgili yasa ve yönetmeliklere göre, belirlenen yapıların güvenliğinin değerlendirilmesi için detaylı teknik analizler gerekiyor. Bu süreçte, yapıdan karot alınarak beton dayanıklılığı belirlenecek. Sonrasında binaya ilişkin deprem performansı analiz edilecek ve yapı, “riskli” ya da “riskli değil” şeklinde tanımlanacak.

Riskli bulunan yapılar için yasal süreçler başlatılacak. Deprem performans analizleri sonucunda, yapıların güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gerektiği netleşecek.

“Yapılar ileri analize tabi tutulmalı”

Ayatar, bu çalışmanın önemini vurgulayarak, vatandaşlara şu çağrıda bulundu:

“Eline belge geçen hemşehrilerimiz ilgili mühendislik bürolarına başvurarak performans analizi yaptırabilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş firmalar da var. Bu firmalara giderek yapılarını 6306 sayılı yasa kapsamında analiz ettirmeleri gerekiyor. Yapı stokumuz oldukça fazla. Deprem yönetmeliklerindeki köklü değişimlerin yanı sıra yapı denetim sisteminin belirli bir tarihten sonra yürürlüğe girmiş olması, mevcut yapılarımızın ileri analizlere tabi tutulması gerektiğini ortaya koyuyor. İzmir deprem kuşağında yer alan bir kent. Bu nedenle yapılarımızı olası bir deprem riskine karşı daha güvenli hale getirmemiz lazım. Yurttaşlarımızdan yaptığımız ön değerlendirme çalışmalarını dikkate almalarını bekliyoruz. Böylece daha güvenli yapılara kavuşacağız.”