ASAYİŞ HABERLERİ

İzmir saldırısı Türkiye’nin DEAŞ dosyasını yeniden açtı

İzmir’de 8 Eylül’de üç polisin şehit olduğu karakol saldırısının ardından yürütülen soruşturma yeni bir aşamaya geçti. Hakkında gözaltı kararı verilen üç isimden biri olan İlyas Aydın’ın Kuzey Suriye’de tutuklu bulunması, saldırının yerel bir radikalleşme eylemi olmanın ötesinde daha geniş bir DEAŞ hattıyla bağlantılı olabileceği değerlendirmelerini güçlendirdi.

Abone Ol

Son Mühür / Yiğit Uzun – İzmir Balçova’daki Salih İşgören Polis Merkezi’ne 8 Eylül 2025’te düzenlenen saldırı, Türkiye’de DEAŞ yapılanmalarına yönelik soruşturmayı genişletirken, kritik bir gelişme daha yaşandı. Saldırıyla bağlantılı olarak hakkında gözaltı kararı verilen üç isimden biri olan Ebu Ubeyde (İlyas Aydın), halihazırda Kuzey Suriye’de SDG kontrolünde bir hapishanede tutuluyor. Bu durum, İzmir’deki saldırı dosyasının yalnızca yerel radikalleşme süreciyle açıklanamayabileceğine işaret ediyor.

Savcılık talimatıyla gözaltı kararı verilen diğer iki isim ise Türkiye’de Selefi yapılanmaların bilinen figürleri Ebu Hanzala (Halis Bayancuk) ve Ebu Haris (Haris Karadağ). Her iki isim sabah saatlerinde düzenlenen operasyonlarla gözaltına alındı.

İlyas Aydın dosyasında yeni soru işaretleri

İlyas Aydın, 2013’ten itibaren Suriye’ye gidip geldiği, dönemin IŞİD sözcüsü Ebu Muhammed el Adnani ile yakın temasta bulunduğu ve örgütün “ideolojik yapılanmasında” görev aldığı iddialarıyla biliniyor.

2019’da Haseke yakınlarında tutukluyken gazetecilere konuşan Aydın:
• Suruç ve 10 Ekim Ankara saldırılarına dair bilgiler paylaşmış,
• Er Sefter Taş’ın kaçırılması sonrası MİT’le görüşmeye giden üç kişilik heyette bulunduğunu iddia etmişti.

İzmir’deki saldırıyla ilgili hakkında gözaltı kararı verilmesi, soruşturmanın uluslararası temas noktalarını da kapsadığı üzerinde duruluyor.

Son Mühür’ün ulaştığı bilgilere göre İlyas Aydın hala Kuzey Suriye, Haseke'de gözetim altında.

Ebu Hanzala hakkında gözaltı kararı sonrası "İzmir saldırısı sadece bireysel radikalleşme değil" iddiası

Gözaltına alınan bir diğer isim olan Ebu Hanzala (Halis Bayancuk), 2008’den bu yana Türkiye’de El Kaide ve IŞİD soruşturmalarının merkezinde yer alan bir figür.

• 2008, 2011, 2014 ve 2015’te birden fazla operasyonla gözaltına alındı.
• Hakkında “IŞİD Türkiye emiri” ve “El Kaide liderliği” suçlamaları yöneltildi.
• 2015’teki toplu bayram namazında yaptığı konuşma kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
• Suruç saldırısı sonrası da yeniden gözaltına alınmıştı.

Bayancuk’un dün İstanbul’daki evine yapılan baskınla gözaltına alınması, İzmir saldırısının arka planında yerel bir “tekil fail” yerine daha geniş bir ideolojik ağ ihtimalinin değerlendirildiğini gösteriyor.

Emniyet kaynakları, “Bayancuk gibi takibi yakından yapılan bir ismin dosyada görünmesinin, saldırının radikalleşme zincirinin sadece son halkası olduğuna işaret ettiğini” belirtiyor.

Ebu Haris ismi.. İzmir merkezli Selefi ağlar mercek altında

Gözaltı kararı verilen üçüncü isim Ebu Haris (Haris Karadağ). İzmir Buca'daki Vasat Kitapevi ve çevresinde şekillenen Selefi yapının uzun süredir takip edildiği biliniyor.

• 2019’da hazırlanan iddianamede, kitapevi hakkında “terör örgütüyle iltisaklı yapı” değerlendirmesi yapılmıştı.
• Ev aramalarında silah ve patlayıcı bulunduğu iddia edilmişti.
• Sosyal medya hesabından şeriat düzeni çağrısı yapan içerikler paylaştığı belirtilmişti.

Karadağ’ın gözaltına alınması, saldırganı Eren Bigül'ün dijital radikalleşme süreciyle bölgedeki Selefi çevrelerin temas ihtimalinin de soruşturma kapsamında ele alındığını ortaya koyuyor.

8 Eylül saldırısının anatomisi, radikalleşme zinciri nasıl başladı?

8 Eylül 2025’te düzenlenen saldırıda iki polis memuru şehit olmuş, üç kişi yaralanmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren 16 yaşındaki Terörist Eren Bigül olay yerinde yaralı şekilde yakalanmıştı.

Aile ifadeleri radikalleşme sürecine işaret etmişti:
• Babası, oğlunun “son dönemde radikal tavırlar sergilediğini” söyledi.
• Annesi, “Şiddet videoları izliyordu, bize ‘kafirsiniz’ demeye başlamıştı” dedi.

Soruşturma kapsamında:
• 6 savcı görevlendirildi,
• Yayın yasağı getirildi,
• olayın hemen ardından 27 kişi gözaltına alındı.

Saldırı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan failin bağlantılarının araştırıldığını açıklamış, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olayın “Türkiye üzerinde oynanan oyunlardan bağımsız düşünülemeyeceğini” ifade etmişti.

8 Eylül–18 Kasım Operasyon zinciri ve İzmir saldırısının gölgesi

İzmir saldırısı sonrası Türkiye genelinde DEAŞ’a yönelik operasyonların artması dikkat çekti.
Son iki ayda:
360–400 şüpheli gözaltına alındı,
• Yabancı uyruklu oranı Kasım’da %50’ye yaklaştı,
• Kamerun uyruklu 4 kişinin yer aldığı “Ana Toplayıcı” finans dosyası öne çıktı.

Güvenlik uzmanları bu tabloyu şöyle yorumluyor:

Eylül: Saldırı bağlantıları ve yakın çevre incelemeleri
Ekim: Uyuyan hücreler, yabancı uyruklu yapılanmalar
Kasım: Finansman trafiği ve uluslararası ağlar

Bu seyir, İzmir saldırısının DAEŞ terör örgütün Türkiye’deki ideolojik, örgütsel ve mali ağlarının eş zamanlı şekilde aktive olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Soruşturma devam ediyor

İlyas Aydın hakkında verilen gözaltı kararı ve Bayancuk–Karadağ ikilisinin gözaltına alınmasıyla birlikte, İzmir saldırısının basit bir bireysel radikalleşme ve yalnız kurt eylemi örneği olmadığı aksine yerel, bölgesel ve uluslararası temasları olan daha geniş bir yapı ihtimalinin soruşturulduğu anlaşılıyor.

Yetkililer, tüm şüphelilerin masumiyet karinesine sahip olduğunu ve soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğünü belirtiyor.