İZMİR HABERLERİ

İzmir Eğitim Diş Hastanesi’nin kolonları kesilmiş, can güvenliği tehlikede!

İzmir Eğitim Diş Hastanesi'nin eski Şifa Hastanesi döneminde kolonlarının kesildiği öne sürüldü. SES Sendikası, "Hastaların ve sağlık personellerinin can güvenliği tehlikede" uyarısında bulundu.

Abone Ol

Son Mühür / Erkan Doğan - 7’den 77’ye günde yüzlerce hastanın hizmet aldığı Basmane’deki İzmir Eğitim Diş Hastanesinin geçmişte kolonlarının kesildiği öne sürüldü. SES İzmir 1 Nolu Şube yönetimi, ‘Hastaneden hizmet alan hastaların ve sağlık personelinin can güvenliğinin tehlikede olduğu’ uyarısına bulundu.

"İzmir Depreminden sonra, ‘Derhal boşaltılmalı’ kararı verildi ama tek bir adım atılmadı!"

İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimi Diş Hekimi Murat Bostan, konu hakkında bir açıklama yapmaktan kaçınırken, Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası (SES) İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Hava Akcan, hastane binasının depreme dayanıksızlığı ile ilgili Son Mühür’e önemli açıklamalarda bulundu. 2020 yılındaki İzmir depreminin ardından İzmir Eğitim Diş Hastanesi hakkında, ‘Derhal boşaltılmalı’ kararı verilmesine rağmen bu yönde bir atım atılmadığını savunan Akcan, “İzmir Eğitim Diş Hastanesi’nde yaşananlar, yalnızca o binada çalışan sağlık emekçilerinin değil, kamusal sağlık hizmetinin nasıl yönetildiğinin de açık bir göstergesi olarak bakmak gerek. Diş hastanesinde çalışan her sağlık emekçisinin ve hizmet alan her yurttaşın can güvenliği askıya alınıyor. Depreme dayanıksız olduğu resmi raporlarla tespit edilmiş bir hastanenin hâlâ hizmet vermeye devam etmesi, siyasi bir tercihtir aynı zamanda . 2020 İzmir depreminden sonra hazırlanan raporları ya görmezden gelinmiş ya da tüm çabalara rağmen yol katedilememiştir. Ta ki 2023 yılında hazırlanan teknik rapora kadar. 2023 yılındaki rapor binanın “derhal boşaltılması’ yönünde olmasına rağmen bu güne kadar bu yönde hiçbir adım atılamadı. Bu yılın başında hastane idaresi ile yaptığımız görüşmede boşaltılması için çalışmaların yapıldığı yönünde bilgiler aldık” dedi.

Sadece Diş Hastanesi değil tüm hastanelerde benzer sorunlar var! Kamusal sorumluluk ertelenmemeli! Göz göre göre gelen bir tehlike var!

Sendika olarak İzmir İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ile de aynı konuda görüşmeler yaptıklarını anlatan Akcan, “Maalesef şu ana kadar somut hiç bir adım atılmadı. Son olarak İl Sağlık Müdürü Doç.Dr. Ayhan Kul ile yaptığımız görüşmede ise sadece diş hastanesi değil diğer hastanelerde de benzer sorunların olduğu buna yönelik Sağlık BakanlığI’nın çalışmaları olduğu ifade edildi. Ancak mevcut durum sağlık çalışanların ve hastaların can güvenliği açısından oldukça sıkıntılı bir durum. Can güvenliği ihmale gelmemeli. Kamusal sorumluluk ertelenmeden bir an evvel yerine getirilmeli. Yüzlerce sağlık emekçisi, binlerce hasta ve hasta yakını her gün riskli bir yapının içine girmek zorunda bırakılıyor. Geçmişte yapılan tadilatlarda kolonlara zarar verildiği bilinen bir binada hizmet sürdürülüyorsa, burada artık “beklenmedik bir felaket”ten değil, göz göre göre gelen bir tehlikeden söz etmek gerekiyor” diye konuştu.

"Bu belirsizliğin bedelini ne bürokratlar ne de siyasetçiler ödüyor! Bedeli sağlık emekçileri ve yurttaşlar ödüyor"

Akcan sözlerini şöyle sürdürdü, “Yeni hastane binası için yıllardır anlatılan projeler, yapılan sunumlar ve verilen sözler var. En son şehir merkezinde bir alanın kamulaştırması yapılmış, imar izni alınmış bir projenin, ihale sürecinde iptali konunun yeniden belirsizliğe sürüklenmesi, sağlık yatırımlarının nasıl plansız ve güvencesiz yürütüldüğünü bir kez daha göstermektedir. Bu belirsizliğin bedelini ne bürokratlar ne de siyasetçiler ödüyor; bedeli sağlık emekçileri ve yurttaşlar ödüyor. Çalışanların ve hastaların can güvenliği, bütçe hesaplarına, ihale süreçlerine ya da idari ihmallere feda edilmemeli. Kamusal sağlık hizmeti, rant ve tasarruf politikalarının değil; insan yaşamının öncelendiği bir anlayışla yürütülmek zorundadır. Riskli olduğu bilinen bir binada hizmet vermeye devam etmek, sağlık hakkının açıkça ihlalidir. Biz sendika olarak bu konuya yaşam hakkı olarak bakıyoruz ve bunun içinde mücadele etmek, bizim sendikal ve sorumluluğumuzdur”.