Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de katıldığı mitingde “Biz nasıl Karabağ'a, Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da (İsrail) yaparız. Sadece güçlü olmalıyız ki bu adımları atabilelim" ifadelerini kullanmıştı. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Saddam'ın İzinden Gidiyor" Dedi ve Tehdit Etti! İsrailli Bakan Katz, kişisel sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Irak'ın devir lideri Saddam Hüseyin'in fotoğraflarını yan yana paylaşarak şunları yazdı: "Erdoğan, Saddam Hüseyin'in izinden gidiyor ve İsrail'e saldırı tehdidinde bulunuyor. Orada ne olduğunu ve nasıl bittiğini hatırlamasına izin verin."
FAŞİST HOLLANDALI FIRSATI KAÇIRMADI
İsrailli Bakan Katz'ın bu paylaşımından hemen sonra Hollandalı aşırı sağcı Geert Wilders'ten de "Türkiye NATO'dan atılmalıdır" paylaşımı geldi. Wilders, şunları yazdı: "İslamofaşist Erdoğan İsrail'i işgal etme tehdidinde bulunuyor. Bu adam tam anlamıyla deli. Türkiye NATO'dan atılmalıdır."
İLK TEPKİ DIŞİŞLERİNDEN
Paylaşımların ardından Türkiye cephesinden de tepkiler gecikmedi. Dışişleri Bakanlığı resmi x hesabından “Soykırımcı Hitler’in sonu nasıl olduysa, soykırımcı Netanyahu’nun sonu da öyle olacak. Soykırımcı Naziler nasıl hesap verdiyse, Filistinlileri yok etmeye çalışanlar da öyle hesap verecek. İnsanlık, Filistinlilerin yanında duracak. Filistinlileri yok edemeyeceksiniz” paylaşımı geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da kişisel sosyal medya hesabından “Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur. Bu haklı sesi bastırmak isteyen, başta İsrail olmak üzere uluslararası siyonist çevreler büyük bir telaş içindeler. Tarih bütün soykırımcılar ve destekçileri için aynı şekilde sonuçlanmıştır” dedi.
KABİNE’DEN KANTZ’A TEPKİLER GECİKMEDİ
Kabine üyeleri, Katz'ın X sosyal medya platformundan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan paylaşımına ilişkin açıklama yaptı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Mazlum ve mağdurların yanında, zalimlerin karşısında duran, her zaman hakkı ve adaleti savunan, tehditlere asla boyun eğmeyen liderdir Recep Tayyip Erdoğan." ifadesini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mazlumun gür sesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Yapılan hadsiz açıklamaların hiçbiri bu haklı ve güçlü sesi bastıramayacaktır. Ellerinde bebek kanı olan işgalci İsrail hükümetinin Dışişleri Bakanı'nın kendini bilmez sözleri ise yok hükmündedir."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise "İşgalci devlet İsrail'in Dışişleri Bakanı Katz'ın hadsiz ve ahlaksız açıklamasını en ağır şekilde kınıyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dünya mazlumlarının hür ve gür sesidir. Hakikati savunma mücadelemizin sarsılmaz iradesidir. Bu coğrafyayı kana bulamanızın karşısında duracağız. Siz, bir avuç katil ve soykırımcısınız." paylaşımında bulundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, açıklamasında şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanımıza dil uzatan, sözüm ona tehdit eden İsrail'in eli kanlı bakanına söylenecek tek şey var, siz mazlumu ezmek, zulmetmek, kan dökmek, sebepsiz yere cana kıymak için el ovuşturan alçaklarsınız. Tarih önünde de uluslararası hukuk önünde de işgalci ve soykırımcısınız. Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı başka devletler ve liderlerle karıştırmayın. Haddinizi aşmayın. Boyunuzdan büyük laf etmeyin. Altında kalırsınız."
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da hastaneleri, sivil kampları, camileri ve okulları bombalayıp binlerce Filistinliyi şehit eden soykırımcı İsrail devletinin, "hadsiz" Dışişleri Bakanını şiddetle kınadığını belirterek, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Filistinli kardeşlerimizin kolu kanadı, haykıran sesi olmuştur. Tüm dünyanın gözleri önünde, annesine, babasına korkuyla sarılan o masum çocuklara bomba yağdıranlar, tarihe kara bir leke olarak geçeceklerdir." ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ da İsrailli bakana tepki gösterenler arasındaydı. Dağ, “Soykırımcı İsrail’in savaş suçlusu bakanının Sayın Cumhurbaşkanımıza dil uzatma cüretinde bulunması eli kanlı bir terör devletinin yaptıklarını gizleyemeyecektir. Dünyanın gözü önünde masum sivilleri katleden bir yapının temsilcisinin sözleri yok hükmündedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, tarihinden aldığı misyonuyla mazlumların sesi ve umudu olmaya devam edecektir. Tarihi olmayan, her geçen gün daha çok insanlık suçu işleyen İsrailli temsilcinin hadsiz söylemleri, bizi Filistin halkının yanında olmaktan alıkoyamaz” dedi.
BAHÇELİ: "KABAHATLERİNİ BİLİYORLAR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail yönetimine tepki göstererek, "Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na panikle saldırması suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. 40 bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığını anımsatarak, Katz'ın siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle asla bağdaşmayan alçak sözlerini nefretle lanetlediğini belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile hükümetinin, hangi kanlı ve karanlık izleri takip ettiğini tüm dünyanın açıklıkla gördüğünü vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na panikle saldırması, suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. 40 bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir. Bu durum sadece sabır ve zaman meselesidir. Türk milleti kenetlenmiş ve soykırımcı İsrail'e karşı kilitlenmiştir. Elbette her türlü senaryo gündemde olmalı; siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıklar tahkim edilerek Türkiye'nin hafife alınacak bir ülke olmadığı isabetle teyit edilmelidir."
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın tarih ve mazlumlar önündeki sorumluluğunu ihmalden süratle kaçınması gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"TBMM'ye davet edilmek, muhatabı için bir şereftir. Bu şerefi taşıyıp taşımama konusu ise Sayın Abbas'ın bileceği ve davranışıyla ispat edeceği bir husustur. Caniyahu'nun ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanması gerçek manada soykırımın ibrası, zulmün ifa ve icrasına rezil bir ikramdır.
Mavi Vatan'a 'masal' diyen kokuşmuş ve emperyalizmin kuklası haline gelmiş devşirme ve DEM'lenmiş siyasi defoların engellemelerine ve kaleyi içten teslim alma girişimlerine rağmen Türkiye ve Türk milleti milli haklarını ve egemenlik hukukunu cansiperane savunmanın yanında mazlumların da sonuna kadar yanında ve yöresinde sarsılmaz yerini alacaktır. Vatana 'masal' diyenlerin yolu batış ve mahvoluş; buna direnen ve tepki gösterenlerin istikameti de Türk ve Türkiye Yüzyılı'dır. Türk düşmanları kaybedecek, zafer meşalesi inanan milli yüreklerin elinde parlayacaktır."