Son Mühür - İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli şehirlerindeki nükleer tesislerin yanı sıra üst düzey askeri komutanları hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı, bazı üst düzey komutanlar ve 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybederken, sivil kaybın 78 olduğu açıklandı. İran ordusunun balistik füzelerle gerçekleştirdiği misilleme saldırılarında ise ilk belirlemelere göre 3 kişi yaşamını yitirdi, 91 kişi yaralandı.
İran İslam Cumhuriyeti Ordusu, Tel Aviv’i balistik füzelerle hedef almasının ardından yaptığı resmi açıklamada, Hürmüz Boğazı’nın ikinci bir bildirime kadar geçişlere kapatıldığını duyurdu. Açıklamada, “Yeni bir duyuruya kadar Hürmüz Boğazı’ndan hiçbir geminin geçişine izin verilmeyecektir” ifadeleri kullanıldı.
Petrol fiyatlarında artış bekleniyor
İran’ın bu adımıyla birlikte, İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırıların ardından yüzde 7 artış gösteren petrol fiyatlarının daha da yükselmesi bekleniyor. Basra Körfezi'nin çıkışında yer alan dar geçit Hürmüz Boğazı, Orta Doğu’daki petrol ve LNG üretimini Umman Denizi ve Hint Okyanusu aracılığıyla dünya pazarlarına ulaştıran kritik bir geçiş noktası konumunda.
Hürmüz Boğazı'nın önemi
Hürmüz Boğazı, küresel petrol ticaretinin yaklaşık üçte birinin geçtiği hayati bir deniz yolu olarak öne çıkıyor. Orta Doğu’daki üreticiler tarafından sağlanan günlük 17 ila 20 milyon varil ham petrol ve kondensat, bu dar boğazdan geçerek dünya piyasalarına ulaştırılıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, bu petrol hacminin yaklaşık yüzde 70’i Asya’ya yöneliyor. Başta Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Singapur, Tayland, Pakistan ve Filipinler olmak üzere birçok ülke, Hürmüz Boğazı'ndan gelen petrolün başlıca alıcıları arasında yer alıyor. Aynı şekilde, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden çıkan LNG sevkiyatlarının neredeyse tamamı bu boğazdan geçerken, küresel LNG ticaretinin yaklaşık yüzde 20’si de bu noktadan sağlanıyor.
Avrupa da, Hürmüz Boğazı üzerinden sağlanan LNG’nin önemli müşterileri arasında bulunuyor. Küresel enerji arzı açısından kritik önem taşıyan Hürmüz Boğazı, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından yeniden dünya piyasalarının dikkatini üzerine çekti. İran, geçmişte bu boğazı kapatabileceği yönünde açıklamalarda bulunmuş olsa da, şimdiye kadar bu adımı fiilen atmamıştı. Ancak son saldırılar sonrası daha geniş çaplı bir çatışma riski, Hürmüz Boğazı’nın kapanabileceği yönündeki endişeleri artırdı. Bu durum, petrol ve LNG arzında kesintiler yaşanabileceği beklentisiyle enerji fiyatlarında yükseliş baskısını da beraberinde getiriyor.
Piyasalar için kötü haber
İngiltere Deniz Ticaret Organizasyonu (UKMTO), çarşamba günü yaptığı açıklamada, Orta Doğu’da yükselen tansiyonun stratejik deniz yollarında askeri hareketliliği artırabileceği ve deniz taşımacılığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği uyarısında bulundu. Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) uzmanları da olası saldırıların gerilimi daha da körükleyebileceği ve deniz lojistiğini doğrudan etkileyebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan bazı uzmanlara göre, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı tamamen kapatmaktan kaçınması için güçlü ekonomik nedenleri bulunuyor. Zira ülkenin petrol ihracatının neredeyse tamamı bu boğazdan geçerken, başlıca ticaret ortağı Çin’in de petrol ithalatının büyük kısmı aynı geçiş noktasına bağlı durumda. Küresel Risk Yönetimi Araştırma Başkanı Arne Lohmann Rasmussen, LinkedIn üzerinden yaptığı açıklamada, Hürmüz Boğazı'nın kapanmasının petrol piyasaları açısından “en kötü senaryo” olacağını belirtti.
Rasmussen, bu durumun küresel petrol arzının yüzde 20’sini kesintiye uğratabileceğini ve fiyatların 100 dolara kadar tırmanabileceğini kaydetti. İsrail’in İran’a saldırmasının ardından petrol fiyatları aynı gün içerisinde yüzde 7’nin üzerinde artış göstererek varil başına 73,58 dolara ulaştı ve son beş ayın en yüksek seviyesine çıktı.