Son Mühür / Yağmur Daştan - Türkiye’de şap hastalığı alarmı üreticiyi kıskaca aldı. Bu yıl tespit edilen SAT 1 türü şap virüsü, özellikle küçük işletmeleri derinden yaraladı. Aşılama ve karantina önlemleriyle virüsün yayılması kontrol altına alınmaya çalışılsa da et ve süt üretimiyle geçinen çiftçiler zor günler geçirirken; konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Veteriner Hekim Selçuk Karakülçe, “Şap hastalığı ülkenin gündemine şap gibi oturdu. Onu oradan kaldırmak zor” dedi.
“Şap girdiği yerden kolay kolay çıkmaz”
Bu sezon devam eden hastalığın daha öncekilere göre ayrı bir özelliği olduğunun altını çizerek açıklamalarına başlayan Karakülçe, sorunun daha çok hayvan hareketliliğinin olmadığı bölgelerde görülmeye başladığının altını çizdi. “Manisa’nın Demirci ilçesi hayvan hareketliliğinden uzak bir bölgedir. Bu bölgede bile karantina ilan edildiyse üzerine düşünmeliyiz” mesajı veren Karakülçe, “Tarım Bakanlığı, şap enstitüsünü seferber edip program yapmak durumunda. Şap girdiği yerden kolay kolay çıkmaz” dedi.
“Tarımın dibine dinamit koyuyoruz”
Çiftçinin uzun süredir zor bir süreçten geçtiğini hatırlatan Karakülçe, tarım emekçilerinin sıkıntılarla baş başa bırakıldığını ileri sürdü. Hayvancılığın yükünün alınması gerektiğinin de vurgusunu yapan Karakülçe, “Afet ilan edilmesi ve üreticinin desteklenmesi gerekiyor. Zaten hayvan ithalatıyla zaten onları küstürdük. Ucuz et için ithal et getiriyorsunuz ama ucuz et yok. Gelen etler et sektöründe belli sermaye gruplarında paylaştırılıyor. Ne tüketici ne de üretici bu ithalattan faydalanamıyor. Dünya piyasasında et fiyatları yükseliyor. İthal etin toptancıya teslim fiyatı 420 artı KDV’dir. Kıyma neden bin lira? Şap üreticiyi çok mağdur etti. Her yapılan ithalat ile çiftçiyi, köylüyü küstürüyoruz. Yaptığımız ithalatlarla tarımın dibine dinamit koyuyoruz. Bu memleketin 4 bir yanına tohum atsanız adım başı mercimek, nohut, bakla, yulaf biter. Bu bitkiler su sıkıntısı çektiğimiz bu günlerde bunlar yaraya merhemdir. Çünkü su isteyen bitkiler değildir. Tarım bitiyor. Tarımda ekilemeyen araziler diye bir terim geliştirdik. Mercimek ithal etmek kadar komik bir şey yok” ifadelerini kullandı.
“Aslan payını köylüye vermeliyiz”
Son günlerde hastalığın bittiğine dair yapılan açıklamalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Karakülçe, “Şap bitmedi sadece hızı düştü. Hayvanlar doğal bağışıklık kazandı. Şap 3 yıl kolay kolay çıkmaz. Şap hastalığı sebebiyle afet ilan edilmeli. Bu sorunu bertaraf ederiz, yeter ki Tarım Bakanlığı işini ciddiye alsın. Yapıyormuş gibi yapıyor. Sorunları ithalat yoluyla çözmeye çalışıyor. Şap üretici için ödeme yapılmalı. Bu insanların üretme hevesleri kırılmamalı. Dünyada et ambarı olarak bilinen ülkeler bile ihracatı kısıtlama eğilimine girdiler. Bizim üretmekten başka çaremiz yok. Çare üreticiyi üretimden koparmamak. Bütçenin yüzde birini üreticiye, aslan payını da köylüye vermeliyiz” diye konuştu.