Son Mühür/ Osman Günden- Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, turizm sektöründe çalışanların hafta tatillerine ilişkin TBMM'de kabul edilen yeni düzenlemenin kamuoyunda yanlış anlaşıldığını ve bunun bir "hak gaspı" olarak yansıtılmasının doğru olmadığını belirtti. Kendisine konuyla ilgili yoğun sorular geldiğini ifade eden İşler, düzenlemenin çalışanların tatil hakkını koruduğunu ve sadece yoğun sezonlarda hizmet kalitesinin sürdürülebilmesi için esneklik sağladığını vurguladı.
"Çalışanın hakkı güvence altında, esneklik sektöre katkı sağlıyor"
ETİK Başkanı Mehmet İşler, Turizmde Hafta Tatili Düzenlemesi'nin hem çalışanlar hem de sektör açısından olumlu değerlendirilmesi gerektiğini savundu. İşler, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Turizmde getirilen hafta tatili esnekliği, çalışanın tatil hakkını korurken, yoğun sezonlarda sektörün hizmet kalitesini sürdürebilmesine katkı sağlıyor. Düzenleme, turizm çalışanlarını mağdur etmiyor, aksine daha uzun ve verimli dinlenme imkânı yaratıyor. Son günlerde bazı haberlerde, turizm sektöründe çalışanların tatil hakkının ellerinden alındığı, çalışanların mağdur edildiği yönünde ifadeler yer almakta ve kamuoyunda yanlış bir algı oluşmaktadır. Oysa 4857 sayılı İş Kanunu’nda yapılan düzenleme, turizm sektörünün dinamiklerine uygun olarak hem çalışanların haklarını korumak hem de sektörün sürdürülebilirliğini sağlamak amacını taşımaktadır." İşler, bu düzenlemenin sektörün dönemsel yoğunluklarına çözüm getirirken, aynı zamanda çalışanların daha esnek dinlenme planları yapabilmesine olanak tanıdığını dile getirdi.
Hafta tatili hakkı devam ediyor: "10+1 değil, esneklik var"
Mehmet İşler, kamuoyunda "10 gün çalışacak, 1 gün izin yapacaklar" şeklinde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. İşler, mevcut kanun hükümlerine göre işçilerin haftada 45 saat çalışmaları halinde yasal olarak 1 günlük hafta tatiline hak kazandığını ve normal şartlarda bu tatilin çalışılan haftanın yedi günlük süresi içinde kullanılması gerektiğini hatırlattı.
Yeni düzenlemenin ise turizm sektörünün mevsimsel ve dönemsel yoğunlukları göz önünde bulundurularak yapıldığını ifade eden İşler, özellikle yaz sezonu gibi tam doluluk yaşanan dönemlerde konaklama tesislerinin hizmet kalitesini koruyabilmesi için personel planlamasında esnekliğe ihtiyaç duyulduğunu belirtti. İşler, kanunla getirilen yeniliği şu örnekle açıkladı: "Turizm işletme belgeli konaklama tesislerinde çalışan işçiler, yazılı onay verdiği takdirde, hafta tatilini kazandığı günü takip eden dört gün içinde kullanabilmektedir. Örneğin, Pazar günü tatil hakkı doğan bir çalışan, talep ederse tatilini Pazartesi, Salı, Çarşamba veya Perşembe günü kullanabilir. Çalışanın isteğine, kişisel planlarına veya işin yoğunluğuna göre tatilini kullanacağı gün belirlenebilir." İşler, "10 gün" ifadesinin ancak çalışanın ilk haftaki tatilini en fazla 4 gün ertelemesi ve isterse ikinci haftaki tatiliyle birleştirmesi durumunda söz konusu olabileceğini, bunun da tamamen işçinin yazılı onayına ve talebine bağlı olduğunu, işverenin tek taraflı karar veremeyeceğini vurguladı.
Fazla mesai ücretleri ve çalışan güvencesi
ETİK Başkanı İşler, yeni düzenlemenin çalışanları koruyacak şekilde tasarlandığını da belirtti. İşler'in açıklamasına göre, çalışanın sadece hafta tatilini ertelemeyi kabul ettiği günlerde normal çalışması, fazla mesai olarak ücretlendirilmiyor. Ancak o gün yapılan çalışmanın, örneğin günlük 8 saati aşan kısmı varsa, bu aşan sürenin fazla mesai olarak ücrete tabi olacağını ifade etti. Bu sayede çalışanın asla ücretsiz çalışmaya zorlanamayacağının altını çizdi.
İşler, bu düzenlemenin çalışana, hafta tatilini yoğun sezon sonrası daha uzun dinlenme süresine çevirebilme, ailevi, kişisel veya sosyal planlarına uygun olarak hafta tatilini farklı bir güne kaydırabilme olanağı sağlayacağını vurguladı. Yasal hakkını kaybetmesinin söz konusu olmadığını belirten İşler, çalışanın bu gönüllülük esaslı uygulamadan 30 gün önceden haber vererek vazgeçebileceğini de ekledi. Sektöre ise, özellikle tam kapasiteyle hizmet verilen sezonlarda işgücü kaybı yaşanmadan hizmet sürekliliği sağlayabilme ve kalifiye personelin sektörde tutulması imkanı sunulurken, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesini koruyarak rekabet gücünü artırma fırsatı vereceğini belirtti.
"Yanlış bilgilendirme çalışana da sektöre de zarar verir"
Mehmet İşler, turizm sektörünün ülke ekonomisinin en önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu ve istihdam gücünün büyük bölümünü turizm çalışanlarının oluşturduğunu hatırlattı. İşler, yanlış bilgilendirmelerin çalışanları sektörden uzaklaştırma riskini taşıdığını ifade ederek, "Oysa yeni düzenleme, çalışanların hakkını ortadan kaldırmak değil, tam aksine daha verimli dinlenebilmesini sağlamak için seçenek sunmakta, sektörün yoğun sezonlardaki zorluklarını aşmasına da destek olma gayesini gütmektedir," dedi. İşler, son olarak, çalışanların haklarının yasal güvence altında olduğunu ve bu düzenlemenin kesinlikle tatil hakkını gasp eden bir uygulama olmadığını, sadece çalışan onayı ile devreye giren ve çıkan, gönüllülük esaslı esnek bir model olduğunu vurgulayarak, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bu hususların altını çizme gereği duyulduğunu kaydetti.