Son Mühür - 8 Aralık 2024’te Beşar Esad’ın devrilmesiyle sona eren 13 yıllık iç savaşın ardından Suriye'de geriye ağır bir yıkım kaldı. Bu ortamda bazı Suriyeliler kendi yollarını çizmeye başladı: Geceleri metal dedektörlerle altın arıyorlar. İngiliz Financial Times’ın aktardığına göre, başta Şam olmak üzere kırsal bölgelerde birçok kişi, ellerinde haritalar, kazma ve küreklerle özel arazilere girerek geçmişte gömüldüğü düşünülen hazineleri bulmaya çalışıyor.
Çocuklar için minik olanları bile var
Kendini “profesyonel hazine avcısı” olarak tanıtan 67 yaşındaki Ebu Wael, gazeteye verdiği röportajda, “Esad döneminde geceleri yakalanma riski nedeniyle hazine aramak imkânsızdı” ifadelerini kullandı. O dönemde metal dedektör satışı da yasaklanmıştı. Ancak bu yıl başkent Şam’da yalnızca metal dedektör satışı yapan dükkânlar açılmaya başladı. Bu mağazalarda fiyatı 10 bin dolara (yaklaşık 390 bin TL) kadar çıkan cihazlar bulunurken, çocuklar için üretilmiş küçük dedektörler de raflarda yerini aldı.
Hobi olarak benimseyenler de var
Şam yönetiminden bir yetkili, yapılan kazıların "teknik olarak hâlâ yasadışı" olduğunu vurgulasa da, “Ancak hükümet bunu göz ardı ediyor çünkü her olaya müdahale edecek ya da her bölgeye devriye gönderecek kapasitede değiliz” ifadelerini kullandı. Dedektör satıcıları ise, birçok Suriyelinin ülkelerinin “farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış” olması nedeniyle toprak altında hazine bulunduğuna inandığını ve bu işi yalnızca geçim kaynağı olarak değil, bir hobi olarak sürdürenlerin de olduğunu söylüyor.
Abdülhamid ve Hicaz Demiryolu
Uzmanlar, hazine arayıcılarının en çok Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen Hicaz Demiryolu hattına yoğunlaştığını belirtiyor. Osmanlı döneminde Şam ile Medine arasında ulaşım sağlayan bu tarihi demiryolu, defineciler için en gözde bölgelerden biri. Bazı Suriyeliler, Osmanlı birliklerinin 1917'de Kudüs’ten çekilirken altınlarını bu hatta gizlediğine inanıyor.
Öte yandan Suriye’deki müzelerde, Antik Yunan heykelleri ve milattan sonra ikinci yüzyıldan kalma duvarlar da dahil olmak üzere yüz binlerce tarihi eser bulunuyordu. İç savaş sırasında bu eserlerin yaklaşık 300 bininin güvenli noktalara taşındığı öne sürülüyor. 2018’den itibaren bazı eserler yeniden ulusal müzelerde sergilenmeye başlanmış olsa da, savaş yıllarında kaç tanesinin yağmalandığı ya da çalındığı halen net değil. Bazı iddialara göre çalınan altın taçlar ve sikkeler Türkiye üzerinden yurt dışına çıkarıldı.